Emir komuta zinciri ile ekonomi yönetilemez !... Merkez Bankası 4.25 puanla, tarihi boyunca en büyük indirimi yaptı. Alınan bu kararın daha başından beri takipçisi olan Sayın Cumhurbaşkanı var! Bizdeki faizler dünya ülkelerinden çok daha fazla yüksek düzeyde seyrettiği için Merkez Bankası’nın bu kararı piyasalarda pek fazla karşılık bulamadı. Geç kalınmış bir karar ve yanlış ekonomi politikalarının getirdiği sonuca yine yanlışlarla karşılık vermek gibi bir durum söz konusuydu. Alınan faiz indirim kararının devamının geleceğini Merkez Bankası Başkanı ifade etmektedir.
İktidarın muktedirleri faizi de, enflasyonu da kağıt üzerinde indirerek piyasadaki işlerliği ve ekonomiyi düzenlemeye çalışıyorlar. Oysa MB faizleri düşürdüğü gün, reel kesimin güven endeksi, sektör el güven endeksi artı kapasite kullanım oranları iyiden iyiye dip yapmıştı. Ve sonrasında da beklentiler istenen netice de değildi. Peki, faiz indi diye piyasada değişen ne oldu? Yine bankalarda ki Türk lirası mevduatı günden güne düşüş kaydediyor. Bankalardaki döviz mevduat hesapları Türk lirasını geçmiş durumda. Bankaların vereceği kredi bile zora girdi TL yokluğundan.
Bütün bu göstergelerde gösteriyor ki. Türkiye ekonomisi uzaktan kumandalı tek kişinin ağzından çıkanla yönetilemiyor. Kumanda ile yönetilen kapalı ekonomik sisteme geçilmiş durumda. Bu tür kapalı ekonomilerde kumanda tek kişinin elinde olduğundan onun istek ve görüşleri yönünde yol almaya çalışıyor ancak bir müddet sonra duvara tosluyor. Karaborsa artıyor, kuyruklar başlıyor, her üretimin resmi ve tezgâh altı olmak üzere çifte fiyatı oluşuyor. Tıpkı içki imalatların da olduğu gibi. İçki fiyatlarına satın alma gücünün çok üzerinde bir zam yaparsın ancak tezgâh altı imalata da neden olursun. Diğer sektörlerde de bu gözlemlenmektedir.
Merkez bankasının faizi düşürdüğü gün içersinde açıklanan temmuz ayı reel kesimin güven endeksi 4.2 oranında gerilemiş. İmalat sanayinde de kullanım oranı düşüş göstermiş. Artık ekonomik çöküntünün üstü örtülemez durumdadır. Bankalarda biriken döviz mevduatı 217 Milyar dolara yükselmiştir. Piyasalarda güven oluşmadığı için TL hem değer kaybına uğramaktadır hem de talep göremez durumdadır. Halkın ekonomiye güveni yoktur. Kapalı ekonomilerin sonu budur. Her gün gelen zam haberleriyle halkımız zorlanmanın da ötesinde bir yaşam tarzı sürdürmektedir. İmalatçı-Sanayici önünü göremediğinden faiz emir komuta yoluyla indirilse de yatırım yapacak güveni kendinde görememektedir. Bunda siyasetin izlediği politika ve meydanlarda, kapalı salonlarda ifade edilen söylemleri de etkilidir.
Merkez Bankasında 67 yıldır rezerv de tutulan ihtiyat parasının kullanıma alınması yetmezmiş gibi, imar affı süresince gelen gelir 19 Milyar TL de plansız-programsız uygulanan ekonomik politikaların ceremesi olarak borç ödemelerine kurban edilmiştir. Çeşitli başlıklar altında çıkarılan aflarla ve bedelli askerlikten elde edilen gelir de borç ödemelerine gitmiştir. Ancak yine de bir rahatlamaya ulaşılamadığından yeni kaynak arayışlarına yöneliş başlamıştır. Ekonominin güven endeksi bir ay öncesine göre 3.3 azalışla gerilemeye devam etmektedir. Piyasalarda güvensizlik sürdükçe, “Demokrasi-Adalet” ilkeleri topluma yeniden getirilmedikçe, haksız yere süren yargılamalar sonuçlanmadıkça, kör ideolojileriniz son bulmadıkça, çevre komşu ülkelerle barış sağlanamadıkça toplum da güven oluşmaz. Faiz de böyle emir-komuta zinciriyle ancak kağıt üzerinde düşer.
2019 yılı sonu için hedeflenen dolar kuru 5.60. Emir-komuta ile baskılanan döviz bir müddet için yerini korusa da kredi derecelendirme kurumlarının kredi notumuzu en değersiz durumda göstermeleri kaçınılmaz olacaktır. Türkiye, temel ekonomik sorunların altında yatan palyatif nedenleri düzeltmek yerine, yavaş büyüme, zayıf para birimi, yatırımların yavaşlaması üretim artış planları, işsizlik ve ihracata yönelik v.s. gibi sorunların çözümüne çare aramak bilimsel kayıt sağlamak zorundadır. Sadece “faiz sebeptir. Enflasyon neticedir” denildiği sürece ne yaparsanız yapın hiçbir çaba kalıcı sonuç getirmeyecektir.
Merkez Bankasının faizi indirme kararı mucizeler yaratarak ekonomiyi düze çıkarması olası değil. Faizi düşürmesine düşürelim de böyle emir –komuta zinciri ile faize düş diyince düşecek piyasa da güller açacak kanısına kapılmamak gerekir. Cumhurbaşkanlığınca yürütülen kapalı ekonomik sistemlerden vazgeçilip, Güçlendirilmiş Demokratik Parlamenter sisteme dönerek daha çok büyümenin bilimselliğin, teknolojinin kullanıldığı bir yapıya ulaşılmalıdır.