“Sorumluluk bilinci,
kişinin olgunlaşma sürecinde nerede olduğunun en iyi göstergesidir.”
Doğan Cüceloğlu
1904-1905 yıllarında gerçekleşen Rus-Japon Savaşından önceydi. ABD gazetelerinin birinde “Garcia’ya Götürülecek Mektup” başlıklı bir yazı çıkar. Söz konusu yazıyı kaleme alan ise Elbert Hubbard isimli tanınmamış bir muhabirdi. Fakat bu kısa yazının anlattığı gerçekler, yüzlerce kitapta anlatılanlardan daha derin ve özlüydü. Yazı tesâdüfen Çarlık Rusya’sının Devlet Demiryolları Bakanının eline geçer. Bakan, başında bulunduğu teşkilattaki tüm memurların bu yazının kopyasını yanında taşımalarını sağlar. O sırada Rus-Japon Savaşı başlar. Japonlar esir ettikleri Rus demiryolu mensuplarının hepsinin üzerinde bu yazıyı görerek meraka düşerler. Japonya Eğitim Bakanı, bu yazıyı inceledikten sonra, çoğaltılmasını ve birer nüshasının da dağıtılıp bütün Japon yurttaşlarının okuyup yanlarında taşımalarını emreder. Daha sonra bu yazı ABD’de tüm kara ve deniz kuvvetleri mensuplarına ve izcilere verilmeye de başlanır.
Gelelim Garcia’ya götürülecek mektuba ve Teğmen Rowan’a…
Bir İspanyol sömürgesi olan Küba’da yerel halk 1895 yılında İspanyol kuvvetlerine karşı bağımsızlık mücâdelesi başlatmıştı. İspanya'nın ayaklanmayı bastırmak için uyguladığı acımasız yöntemlerin basın aracılığıyla ABD kamuoyuna ayrıntılı biçimde yansıtılması, ABD halkının isyancılara yakınlık duymasını sağlamıştı. Ayaklanmanın başlamasının ardından Küba'daki ABD vatandaşlarını ve mülklerini korumak için Küba’nın başkenti Havana'ya gönderilen “USS Marine” adlı ABD savaş gemisi 15 Şubat 1898 tarihinde Havana Limanı’nda belirlenemeyen bir nedenden dolayı battı. Böylece, ABD kamuoyunun Küba'ya müdâhale edilmesi yolundaki istekleri daha da güç kazandı. Bahse konu gerekçelerle ABD, Küba’daki olaylara taraf olunca Nisan 1898 ayı sonunda ABD ve İspanya arasında savaş başladı. ABD, Küba’daki İspanyol sömürge kuvvetlerini tecrit edebilmek için Kübalı General Garcia komutasındaki yerel kuvvetlere bir tâlimat göndermek ihtiyacı duymuştu. Bu çerçevede dönemin ABD Başkanı William Mc Kinley (1843-1901), General Garcia’ya hitâben bir mektup yazar. Ancak bu mektubun General Garcia’ya süratle ulaştırılması gerekiyordu. Başkomutanlık karargâhında General Garcia hakkında maalesef herhangi bir bilgi yoktu. General Garcia neredeydi ve bulunduğu yere de nasıl gidilirdi? Bunların hepsi meçhuldü. Mektubu General Garcia’ya götürmek üzere Teğmen Rowan görevlendirildi. Teğmen Rowan mektubu alınca: “Bu Garcia kimdir? Nerede bulunuyor? Oraya nasıl gidilir? Atla mı, trenl e mi? Harcırahımı kim verecek? Arkadaşım Thomas ata daha iyi biner, onu gönderseniz olmaz mıydı? Eşim biraz rahatsız. Hem bu hafta izin sırasındayım” demedi. Teğmen Rowan mektubu aldı, torbasına koydu, tekmilini verdi ve ayrıldı.
Burada anlatılmak istenen Teğmen Rowan’ın dört gün sonra Küba kıyılarına ulaşmasının, ormanlara dalarak üç haftalık bir seyahati yaya olarak tamamlamasının, dağlık ve ormanlık bir mevkide General Garcia’yı bulmasının hikâyesi değildir. Burada anlatılmak istenen, bu şahsın görev anlayışının her kuruma örnek olarak tanıtılmasının gerekliliğidir. Dünyanın her yerinde, her gün milyonlarca yöneticinin Garcia’ya Götürülecek Mektuba benzer işleri vardır. Diğer yandan, insanların özellikle de gençlerin ihtiyaç duydukları bilgiler sadece bir dizi teoriler değildir. Kendilerinden istenen görevleri kendi iradeleriyle sonuçlandırma eğitimine, anlayışına ve bilincine de sahip olmalarıdır. Bugün de en çok muhtaç olduğumuz budur.
İş hayatında insanların bilgisizliği ve ilgisizliği kurumları, o kurumlardan hizmet alan toplumu felç eder. Hizmet devamlılık arz ettiği için hizmet çarkı da düzenli çalışan bir saat gibi olmalıdır. Bu itibarla hizmet çarkı dönerken, çarkın her bir dişlisi de Alman şair, filozof, tarihçi ve en önemli Alman dram yazarı olan Friedrich Schiller (1759-1805)’in “Bütün olmaya çalış! Olamıyorsan işe yarar bir parça ol ve bütüne katıl” sözlerinde de vurgula(n)dığı üzere çarkın, içinde bulunduğu sistemin ve bütünün anlamlı bir parçası olduğunun bilinci içerisinde faaliyet göstermelidir. Bu çerçevede gerek toplumun gerekse de kurumların esenliği için hayat boyu eğitim süreci ve kendimizi geliştirme anlayışı içinde olunması gereklidir. Aksi halde hizmet çarkı durur ya da sekteye uğrar, toplumsal gelişme de olmaz.
Özetle, insanlığın Garcia’ya mektup götüren tarzdaki insanlara ihtiyacı çoktur...