Gazne sessiz Gazne medeni ve bizden bir şehir. Bu gün Kabil-Kandahar yolu üzerinde bir milyon civarında nüfusu olan bir güzel şehir. Halkı Türkmen’dir. Gazneliler devleti Türkler arasında ilk Müslüman Türk devletidir. Daha sonra Karahanlılar Müslüman olmuşlardır. Müslümanlığı Araplardan değil Farslardan öğrenmişler.
Gaznelilerin en meşhur padişahı Gazneli Mahmut adıyla meşhur olan zattır. “Vermemiş mabut neylesin sultan Mahmut” sözü de biraz sonra anlatacağım olaydan sonra Sultan Mahmut tarafından söylenmiştir. Sosyal medyada bu olay yanlış rivayet edildiği için hem de Gazze’ye temas edebilmek için yazmaya karar verdim. O anlatılan yanlışı tekrar etmeyeceğim ancak olayın doğrusu şöyledir.
Sultan Mahmut adil bir insan. Hz. Ömer gibi gece aç-yoksul insanları tespit edermiş. Etrafından da adamlar gönderip fakir bir aileyi tespit ettirir. Bunlar bir ihtiyar karı-kocadır. Saraya getirtip huzuruna aldırır. Hallerini ihtiyaçlarını dinledikten sonra “yarın sabah namazdan önce ortalık ağarmadan benim sarayıma buraya geliniz” der. Onlar gidince yardımı hemen yapıp utandırmak istemez. Başka bir şekilde yapmaya karar verir. Önce bir tavuk kızartıp içine altın doldurtur. Pilav yerine altın. Yemek üzere açtıklarında karşılarına çıksın diye. Adamla karısı söylenen zamanda gelirler saraya. Sultan Mahmut "Şimdi size kapıdan çıkarken bir paket verecekler onu açıp gereğini yapınız” der. "Tamam" derler. Paketi alıp eve giderler. Açtıklarında bir kızartılmış tavuk... Hanımı "bey biz bunu yemeyelim komşu Yahudiye satalım un yağ alıp bir aylık yemeğimizi karşılarız” der. Adam da makul karşılar. Sabah vakit geçince o Yahudiyi bulup satmak isterler. Yahudi nazlanır. Ucuza almak ister. Onların istediğinin yarısına satın alır. İki ihtiyar bir aylık yiyecek alacak kadar paraları olduğu için sevinçli. Yahudi tavuğu açıp da altınları görünce koşarak gelip, “Sultan yine verecek olursa onu iki misli fiyata alırım” der. Sultan Mahmut’un söylediği gibi öğleden sonra huzura varırlar. Sultan Mahmut,
- "Ne yaptınız, o aldığınızı yediniz mi? Güzel miydi?" demiş.
İhtiyar adam:
- "Yok sultanım yemedik sattık. Biz onu yiyecek adam mıyız? Onun parasıyla un yağ ve diğer ihtiyaçlarımızı aldık” der.
Sultan Mahmut hiçbir şey söylemez “Tamam gidiniz yarın yine aynı zamanda erkenden gelip o paketi alınız” der. Bu defa büyükçe bir hindi kızartıp içine altın doldururlar. Sabah geldiklerinde yine aynı şeyi söyler Sultan. Yarın yanıma geliniz görüşelim” der Sabah ihtiyarlar gelir paket verilir ve giderler şen şakrak. Eve vardıklarında yine aynı manzarayla karşı karşıya kalırlar. Kadın yemeyelim “Yahudi iki misli fiyata alacaktı ona satalım” der. Gidip Yahudiye satarlar. Sultanın huzurunda olanları anlatırlar. Padişah “Yarın sabah hiç kimse sokağa çıkmadan geliniz” der.
Sultan adamlarına “Bu ihtiyarlarla sarayımın arasındaki yola yani bunların geleceği yola altın dökünüz ki görüp toplayıp gelsinler. Söylenenler yapılır. Adamla karısı erken kalkarlar. Bir iddiaya girerler.”
Buradan saraya kadar gözü kapalı gidersin-gidemezsin iddiası. İkisi de gözlerini kaparlar sarayın kapısında açarlar. Yolu gözü kapalı da gidebileceklerini gösterirler. Yolda onlar için dökülenleri göremezler elbette. Sultanın huzuruna varırlar. Sultan “Gelirken yolda bir şeyler gördünüz mü?” der. Onlar da “Görmedik sultanım." "Neden?" diye sorunca: "Bir iddiaya girdik, 'gözü kapalı gidersin/gidemezsin' diye. Bu sebeple gözlerimizi kapatıp sarayın kapısında açtık." derler. Duruma bakan Sultan ellerini açıp "Vermemiş Mabut neylesin Sultan Mahmut!” der.
İşte Gaznelilerin ilginç hikayesi. Gazze’ye gelince
GAZZE
Gazze, bir güzel diyar. Akdeniz kıyısında bir asude Müslüman toprağı. Filistin’e ait bir yer. Osmanlı Türkleri buralara hakim iken her dinden insan mesut yaşardı. Çünkü hem karadan hem de balıkçılık ve taşıma gibi denizden gelirleri vardı. Lakin İsrail kuruldu. Huzurları kaçtı. Bu toprakları satanlar da kaçtı Beyrut’ta eğlenmeye… Birinci savaşta Gazze de İsrail işgaline uğradı lakin sonradan yapılan görüşmelerden sonra esas sahibi olan Filistinlilere bırakıldı. Ancak hem denizden hem karadan ablukaya aldılar. Gazzelilerin zoruna giden abluka değil Batı Şeria’daki uşak yönetimin İsrail ile beraber hareket etmesiydi. Üç aydır bomba altında kurşunlara hedef olan Gazzeli Müslümanlara Türkiye’den başka sesi çıkan yok. Batı Şeria’daki ahmak da “onların yaptıkları bizi bağlamaz” diyerek kaç paralık bir adam olduğunu gösterdi
Gazne ne kadar huzur doluysa, Gazze o kadar canı derdinde. Hem Gazne’ye hem de Gazze’ye huzur dilemekten başka bir şey elimizden gelmiyor. Unutmayalım ilahi emir” elbette Müslümanlar kardeştir...” Selam ve muhabbetle kalınız.