Zalimin zulmünü alkışlayan dünyada.
Anaların, çocukların Gazze’de ağlarken sizler bayram kutlayacaksınız adı Müslümanlar.
Yanı başımızda Kudüs’te, Gazze’de soykırım yaşanıyor.
Allah erleri Filistin’de, Gazze’de, İslam coğrafyasında, Siyonizm’e kurban oluyor...
Müslüman çocuklar, kadınlar, gençler kurban olmuş katil Yahudi askerlerine, biz kurban peşindeyiz.
Siz neyin kurbanını arıyorsunuz çarşıda pazarda ey Müslümanlar?
Gazzeli bir çocuk ne güzel söylüyor: 'Ey dünya Müslümanları, feryadımızı, sesimizi duyun, siz neyin kurbanını kesiyorsunuz, kutluyorsunuz?
'Bizi kurban vermişsiniz Yahudi’ye' haykırışını duymamak için İslam coğrafyasının Müslümanları gözlerini kapamışlar, kulaklarını tıkamışlar?
Gazze'de Müslümanlar kan ağlarken bayramlar bayram olur mu?
'Bayram geldi neyime, kan damlar yüreğime…'
Bu söz, Anadolu’nun hasretlik çeken, çileli bir hayat süren, özellikle yaşlı ninelerimizin ağıdır.
Ne yazık ki, şimdilerde Gazze’de bombalar altında kanları akan, kolları, bacakları, bedeninden ayrılan mazlumların kan damlıyor yüreğine.
Gazze’de babasız yetimlerin, çocuklarını diri diri toprağa vermiş anaların söylediği 'Bayram gelmiş neyime, kan damlar yüreğime' sözlerini adı Müslümanlar duyuyor mu?
Gazze’deki zulüm ve vahşet altında kalan çocuk, kadın, yaşlı, Müslümanlardan yardım umuyor mu?
Bunları düşündüğümüzde bayrama, bayram diyebilir miyiz?
Siyonistler dünyaya, özellikle de Müslüman ülkelere meydan okuyor.
Adı Müslüman ülkelerin çakma kukla liderleri korkudan altını tutuyor.
Belki günün önemine binaen öncelikle budur ama herkesin malumudur ki sadece bu değil.
Dünyanın her kıtasında, şehrinde, kasabasında, köyünde, milyonlar hacı olmak için Kâbe’nin etrafında Lebbeyk Allahümme Lebbeyk seslerini tekrarlıyor.
Ey Mekke’de Rabbi ’ne dua eden milyonlarca hacılar.
Ey Kâbe’de Allah’a el açıp dua eden hacılar.
Ey Harem-i Şerif’te ibadet eden hacılar.
Ey Kâbe’de tavaf eden hacılar.
Ey Safa ve Merve tepeleri arasında say eden hacılar.
Ey Hacerülesved’e yüz sürme kuyruğuna giren hacılar.
Ey Zemzem kuyusunda şifa niyetine serinleyen hacılar.
Ey Arafat’ta vakte duran, gözyaşları döküp, el açıp, Allah’a yalvaran hacılar.
Ey Mina’da şeytan taşlayan hacılar.
Eğer sen bizim ne yaptığımızı görseydin, ibadetle oyun oynadığını anlardın. Sen orada kokular sürünürken, biz de burada bombalar altında cihat ediyoruz, dünyaya karşımıza almışız Şeytan Amerika’yı, birleşmiş itleri, sömürü Avrupa’yı, kukla İslam liderleriyle bizim savaşımız.
Sen orada kınalarla süsleniyorsun, sünnettir diye.
Biz de göğüslerimizi kanlarımızla boyuyoruz.
Sen zalime karşı cihat ibadetinde kaçıyorsun.
Hacı olmak için el açıyorsun.
Bizler Gazze’de şehit olmak için savaşıyoruz.
Siz hacı olmak için yaşarken.
Bizler ise cihat için yaşıyoruz.
Aramızdaki fark bu.
Bizler şehadette Allah’a koşarak giderken sizler dünyalıklar kuruyorsunuz.
Sizlerin akıttığınız kan değil Allah uğrunda savaşların takvası Allah’a ulaşacak.