Ne yalan söyleyeyim aslında bahanem yok! Bir süredir yazı yazmak için sotede bekliyorum, gündemi izliyorum hangisini yazsam acaba diye. Gel gör ki kalemin mürekkebi kurumuş. Hani derler ya iki cami arasında beynamaz olmak diye, hah işte durumum tam da bu! Gündem içinde gündemsiz, acılar içinde tepkisiz kalmışız! Ölümler, zulümler, gözyaşı ve kontrolsüz öfke almış başını gidiyor. Hani dert sahibi insanın gözüne uyku giremeyeceği demlerdeyiz.
Bugün bir toplantıya katıldım. Toplantının özü Diyanet İşleri Başkanlığı’nın ve Kredi Yurtlar Kurumu’nun ortak çalışması olan yurtlarda manevi rehberlik ve din eğitimi. Bu projenin bir ferdi olarak gerçekten çok güzel bir iş çıkarıldığını belirtmem gerek. Hepsi birbirinden gayretli bay ve bayan eğitimciler, onlara tüm imkanlarını seferber eden KYK. Bu insanların tek gayesi yeni yetişen neslin kalbine iman ve ahlak tohumları atabilmek. Bu toplantı içerisinde şöyle bir cümle geçti manevi rehberlik konusu konuşulurken: "Eğer biz bir psikolog olsaydık sıkıntı ve darlık içinde olan öğrencilerimize seanslar düzenler ve onlara farklı şeylerle bunalımlarını yenmelerini söylerdik. Ama biz biliyoruz ki kalbin en güzel tedavisi Kur'an'dır. Onu okuyan İnşirah bulur. Bir tahayyül edin Kur'an okumaya başlamadan önceki halinizle okurken ki haliniz arasındaki farkı" bu çok doğruydu. Biz yıllarca hep yanlış reçetenin ilaçlarını aldık. Bu yüzden gençler elimizden kayıp gitti, nice canlar yitirildi.
Bundan yaklaşık 2 hafta önce Cumhuriyet Gazetesi’nin manşet haberiydi imamların okullarda din dersine girebileceği. Cumhuriyet tabi ki bunu kendine göre haber yapmış ve sanki tüm imamlar okulları ele geçirmiş tüm branşlarda ders veriyormuş gibi lanse etmiş. İşin özeti şudur ki bir din gönüllüsü ihtiyaç olduğu durumda MEB ve Diyanet'in onayıyla meslek derslerine ve din dersine girebilir. Oysa yıllarca beden, müzik, resim öğretmenleri girmişti din derslerine. O yüzden "kulfü", "süpaneke" okuyan nesiller artmıştı. O zaman kimse müdahale etmezdi. Şimdi ne oldu da manşetlerden verilir oldu haberleri. Evet işte sırf bu yüzden çok çalışmak lazım. Hak olan İslam'ı öğretmek ahlak kurallarını Freud'dan değil İslam'dan almak lazım. Gündemler gelir geçer, biz geç kalmadan gençleri kurtaralım. Yaş alsak bile yaşlanmayalım. Geç değil genç kalalım ki bitsin bu felaketler!