Gençlere sevgi ve merhamet üzere bakıyorum

Ahmet Sandal

Biz yaratılmış her şeye, canlı ve cansız varlıklara sevgi ve merhamet odaklı bakarız.

Severiz, merhamet ederiz. Merhamet ederiz, severiz.

Bu sevgi ve merhamet çarkı, bu sevgi ve merhamet döngüsü sonsuza dek sürer gider.

Biz Hazreti Mevlana’yız. “Şefkat ve merhamette güneş gibi ol!”

Biz sevgi ve merhamette güneş gibiyiz. Sevgimiz ve merhametimiz her yere, her mekana yetişir ve ulaşır.

Biz miskin Yunus’uz.

“Elif okuduk ötürü,
Pazar eyledik götürü,
Yaratılanı hoş gördük,
Yaratandan ötürü.”

Kimse kalmasın sevgisiz, merhametsiz. Kimse kalmasın aç ve susuz.

Biz Bediüzzaman Said Nursi gibi “Biz muhabbet fedaileriyiz. Husumete vaktimiz yoktur.”

Şöyle bakıyorum bebeklere, çocuklara, gençlere, kadınlara ve yaşlılara, en çok da onları merhamete ve şefkate muhtaç görüyorum:

Şimdi şu soruyu sorabilirsiniz.

Sevgi ve merhamette, bebeklere, çocuklara, kadınlara ve yaşlılara öncelik tanımanızı anlarız. Çünkü güçsüz kişiler ve güçsüz varlıklar elbette sevgi ve merhamette öncelikli bir yere sahiptirler. Bebekler, çocuklar, kadınlar ve yaşlılar, her toplumda en güçsüz ve en zayıf kişilerdir.

Bunları anladık da, “Ey Şair Sandali, neden gençlere de öncelikli ve özellikli olarak merhamet ve şefkat duyuyorsun ve onları da neden aynı bebekler, çocuklar, kadınlar ve yaşlılar arasında görüyorsun?”

Soru mühim?

Soru gerçekten cevaplanması gereken çok ilginç bir soru. Evet, yazımın başlığında da yer alan hususu açıklıyorum.

“Gençlere sevgi ve merhamet üzere bakıyorum.” Yazımınızın başlığı aynen böyle.

Neden mi “gençlere sevgi ve merhamet üzere bakıyorum?” Elbette bunun birçok nedeni var.

1-Önlerinde uzun ve yorucu bir dünya hayatı var. Hayat gittikçe zorlaşıyor. Bu gençlerin halleri ne olacak?

2-İşsizlik ve çağın getirdiği diğer sorunlar almış başını gidiyor. Bu gençlerin istikbali ne olacak?

3-Gençler tecrübesiz. Gençler heyecanlı, gençler “delikanlı” sözünde belirtildiği gibi, kanları hızlı akıyor, kendilerini zapt etmeleri zor. Bu gençlerin gelecekleri ne olacak?

5-İnternet, sosyal medya, TV dizileri, sanal oyunlar, türlü türlü dijital tuzaklar özellikle de gençlerimizi tehdit ediyor. Bu gençlerin yarınları ne olacak?

6-Erkek ya da bayan olsun gençlerimiz, karşı cinsin tehdidi altında ve maalesef, çıplaklık, ahlaksızlık ve gençlerimizi sefil hayatın hilesine düşüren, gençlerimizi nikahsız birliktelik tuzağına düşüren nefsin oyunları ve eğlenceler almış başını gidiyor. Bu gençlerin halleri ne olacak?

Daha bu 6 nedenden fazlası da var. Gençlerimize merhamet etmemizi gerektirecek nice nice nedenler var.

Ben gençlerimizin gözünde umut ve masumiyet görüyorum. Ancak yukarıda 6 maddede özetlediğimiz tehlike ve tehditlerle karşı karşıya olan gençlerimizi kim koruyacak?

Devletimiz gençlerimizi bu tehlike ve tehditlerden koruyabiliyor mu?

Bu sorunun cevabı çok açıktır.

Devletimizin gençlerimizi koruyamadığı, gençlerimizin her gün nice nice vukatlara konu olmasından belli değil mi?

İşte birkaç haber: “Erkek arkadaşının evinde 4. kattan aşağıya düşen genç kızın feci ölümü.” “Genç kız atladı mı, yoksa erkek arkadaşı tarafından mı aşağıya itildi?” “Gençlerin hız merakı ölümle bitti. Beş gencin feci ölümü.” “Liseli gençlerin kavgasında kan aktı. Aynı kıza aşık gençler dehşet saçtı.” “Bana niye yan baktın kavgasında, tanımadığı genci komalık eden genç mahkemece salıverildi.”

Daha sayayım mı? Saymaya gerek yok.

Gençlerimizi bu devletin mekanizmaları koruyamıyor. Esasında bu devletin gençleri korumak için ciddi mekanizmaları da yok.

Açıkça söyleyeyim: “Gençler saldım çayıra, Mevla’m kayıra” durumundalar.”

Ha, devletimizin gençlerimizi ortalıktaki ahlaksızlıklardan, edepsizliklerden, tehlike ve tehditlerden korumak için mekanizmaları var da biz bilmiyorsak, bize bildirsinler o mekanizmaları da biz de öğrenmiş olalım.

Evet, ben çağdaş denilen ve “tek dişi kalmış canavar” nitelendirdiğimiz bu çağda gençlerimize daha çok merhamet ediyorum. Allah yâr ve yardımcıları olsun. Ortalık tam bir tuzak yeri. Bu tuzakları devlet görmüyor mu? Elinden mi bir şey gelmiyor. Bilmiyorum.

Yazımın bu noktasında şu hususu da ifade etmek istiyorum.

Bir gencin kılık kıyafet ve davranışlarında kendine göre gariplik gördüğünde, hemen yargılama, kendi gençliğini düşün, empati yap.

Gençliğinde de onun gibi olmadığını düşünüyorsan yine de sempati ile bak.

Empati, acele karar vermemek, sempati, sevgi ve merhamet etmektir.

Acele etmemek, sevgi ve merhamet göstermek seni yanlıştan kurtarır ve kurtuluştur.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.