Kandilli'den İstanbul İçin Korkutan Deprem Uyarısı Böyle Açıklandı Kandilli'den İstanbul amacıyla korkutan ikaz! "
17
"Olası İstanbul depreminde Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi Deprem Araştırma Enstitüsü Bölgesel Deprem-Tsunami İzleme ve Değerlendirme Merkezi Müdür Yardımcısı Dr. Musavver Didem Cambaz, mümkün İstanbul depreminden sonra"5 Kasım Dünya Tsunami Farkındalık Günü" bundan kaynaklı Türkiye'deki riskli bölgeler ve oluşturulan çalışmalar ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Detaylar haberimizin devamındadır.
27
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi Deprem Araştırma Enstitüsü Bölgesel Deprem-Tsunami İzleme ve Değerlendirme Merkezi Müdür Yardımcısı Dr. Musavver Didem Cambaz, "5 Kasım Dünya Tsunami Farkındalık Günü" bundan kaynaklı Türkiye'deki riskli bölgeler ve oluşturulan çalışmalar ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Tsunaminin, deprem, yanardağ patlaması ve heyelan gibi afetler ardından deniz tabanının ani şekilde yer değiştirip, deniz kütlesinin dalgalar yolu ile kenara vurmasıyla gerçekleştiğini bildiren Cambaz, kaynaktan uzaklaştıkça deniz dalga yüksekliğinin artarak, sahillarda büyük hasarlara yol açtığını ifade etti.
37
Japonya'da 11 Mart 2011'de 9,0 büyüklüğündeki depremde bulunduğu gibi tsunaminin en çok Pasifik Okyanusu'nda dalma ve batma yerlerinde gözlendiğini açıklayan Cambaz, 2004 senesinde Sumatra'da 9,3 büyüklüğündeki depremin ardında da meydana gelen tsunaminin değişik kıtalarda ve 11 ülkede depremi hisseden ya da hissetmeyen aşağı yukarı 230 bin insanın ölümüne ve büyük zarara yol açtığını bildirdi. Dr. Cambaz, depremlerin etkisinde bulunan, 8 bin 300 kilometrelik sahil şeridine sahip Türkiye'nin de tsunamiden kaynaklı hasar almaya açık ve tedbir alması gereken ülkeler arasında bulunduğunu dile getirdi.
"MARMARA DENİZİ'NDE 6 METRE MERTEBESİNDE DALGALAR SÖZ KONUSU"
Türkiye'de riskli bölgelerin fay hatlarıyla temaslı bulunduğuna işaret eden Cambaz, "Kuzey Anadolu Fay Hattı'ndan kaynaklı Marmara Denizi, Doğu Anadolu Fay Hattı ve devamındaki Ölüdeniz Fayı ile Akdeniz Helenik Yayı'ndan kaynaklı da Ege ve Akdeniz'de oluşacak depremler neticesi bütün denizlerimizde tsunami ortaya gelmesi bekleniyor.
47
Tarihsel kayıtlara da baktığımızda çevremizdeki denizlerde tsunami var. Girit'in batısında 365, Girit'in güneydoğusunda 1303 senelerinde ortaya gelen büyük depremler ardından tsunamiler yaşanmış. Bunun amacıyla de bir yerde deprem oluyorsa gene olacaktır.
Tsunami olmuşsa gene tsunami beklenmelidir." diye konuştu. İstanbul amacıyla tsunami tehlikesine ilgi çeken Cambaz, şu şekilde devam etti: "İstanbul amacıyla de tsunami beklediğimiz bir şey. Sadece depremden kaynaklı değil. Depremden sonra tetiklenebilecek deniz altı heyelanından kaynaklı İstanbul'da tsunami bekliyoruz.
Burada yıkmaya çalıştığımız en büyük algı, tsunami diye tanımladığımız vakit Japonya ya da Endonezya'daki gibi 20 metrelik dalgalar anlaşılıyor. Bizim burada 1509 ve 1894 depremlerinden sonra kayıtlara düştüğü gibi 6 metre mertebesinde dalgalar söz konusu. Bu da çok büyük bir yıkıma ve kaosa namacıyla olabilir. Çünkü bizim deniz civarında yerleşimlerimiz var"
57
Türkiye'de Harita Genel Müdürlüğünün 20, Kandilli Rasathanesinin 8 deniz oranı izlenim istasyonu ile gelişmelerin takip edildiğini bildiren Cambaz, Marmara Denizi'ne 20 yeni çok disiplinli deniz oranı izlenim istasyonu kurulmasının planlandığını dile getirdi. Dr. Cambaz, deniz oranı izlenim istasyonlarıyla tsunami olup olmadığını, deniz civarındaki değişiklığın kaç metreye çıktığını ölçebildiklerinin altını çizerek, merkezlerinin 2017'de aldığı uluslararası akreditasyonla 13 ülkedeki toplam 21 abonesine 5,5 büyüklüğünün üzerindeki depremlerde bu tehlikeye dair bilgilendirme, izlenim ve ikaz mesajı yayınladığını ifade etti.
Dünyada detaylı denizlerde erken ikaz sistemlerinin bulunduğunu bildiren Cambaz, "Tsunami Servis Sağlayıcı" ve "Ulusal Tsunami Uyarı Merkezi" olarak 2012'den bugüne dek bağlı bulundukları Kuzey Doğu Atlantik, Akdeniz ve bağlantılı denizlerdeki izlenim alanları amacıylade 45 ikaz mesajı yayımladıklarını kaydetti. Dr. Cambaz, Bodrum yakınlarında 2017'de Kos adasında ve 2020'de Ege Denizi'nde meydana gelen depremlerin tsunami konusu ile ilgili farkındalık ortaya gelmesine katkı sağladığını dile getirerek, "Hiç tsunami olmaz zannederken bu depremlerden sonra olabileceği ve birilerinin hayatını kaybedebileceği gündeme gelmiş oldu.
Ege Denizi'nde 30 Ekim 2020'de ortaya gelen depremde bilhassa Seferihisar'da tsunami çok etkili oldu ve Sığacık'ta 1 şahıs hayatını kaybetti ve mühim bir hasar da oldu." ifadelerini kullandı. 1999'daki Marmara Depremi ardındanda da tsunaminin yaşandığını açıklayan Cambaz, depremin yıkıcılığının beraberinde bunun ikincil bir afet olarak kaldığını belirtti."
67
DEPREMDEN FARKLI OLARAK TSUNAMİ İÇİN ÖNLEM ALINABİLİR"
Deprem olduktan sonra denize yakın bir yerde olanların buradan uzaklaşması gerekliliğini bildiren Dr. Musavver Didem Cambaz, şunları söyledi: "Deniz düzeyinin 2-3 metre mertebesinde yükselmesini azımsamamak gerekiyor. Yarım metre, 1 metre de olsa insanlar 'Ben yüzerim' diye düşünüyor ama 30 santimetrenin üzerindeki su dalgası sizi sürükleyebilme özelliğine sahip.
Onun dışında, taşıdığı, sürüklediği cisimlerin size çarpması travma da yaratabilir. Bu halde hiçbir şey yapamazsınız. Tsunamiye depremden değişik olarak tedbir alınabilir.
77
Deprem bulunduğunda siz bunu duyuyorsanız, bu sizin en büyük alarmınızdır." Birleşmiş Milletlerin 2015 senesi neticesinde 5 Kasım'ı "Dünya Tsunami Farkındalık Günü" ilan ettiğini açıklayan Cambaz, 2016'dan itibaren Kandilli Rasathanesinin de ülkede farkındalık oluşturulması amacıyla çok detaylı çalışmalar yürüttüğünü ifade etti.
Dr. Cambaz, tsunami tehlikesine karşı İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ile ODTÜ'nün tahliye haritaları oluşturduğunu belirterek, hangi sahilde deniz düzeyinin kaç metreye kadar yükseleceğine yönelik ve tahliye panoları gibi alanlarda çalışmalar yapıldığından bahsetti.
İstanbul Tsunami Eylem Planı'na göre "tsunami tahliye yolları", "tsunami güvenilir alan" ve "tsunami bilgilendirme" panolarının yerleştirildiğini kaydeden Cambaz, yurttaşların hayat sürdürdükleri bölgedeki tsunami tehlikesi ile ilgili bilgi sahibi olmasının ve aile bireyleri ile acil hal eylem planı hazırlamasının çok mühim bulunduğunu sözlerine ekledi.