Abdullah Çibir - Samet Doğru / Yıllar önce tiyatroda dekor işleriyle mesleğe ilk adımı atan Ata Yıldırım, yaptığı kuklalarla hem çocukları sevindiriyor, hem de unutulmaya yüz tutan mesleği icra ediyor.
Her insanın çocukluğunda bezden veya tahtadan oluşan kuklaların yerini şimdilerde teknolojik oyuncaklar almış durumda.
Bursa’nın Nilüfer ilçesinde Agora Çarşısı`ndaki küçük bir dükkanda ağaçlara şekil veren Kuklabaz Atölyesi`nin sahibi Ata Yıldırım, gönül verdiği işini ayakta tutmak için canını dişine takıyor.
Yaptıkları çalışmalarla çocukları eskiye götüren Yıldırım, “Lise yıllarında başlayan tiyatro yaşantımda bir süre sonra işin mutfağına doğru yöneldim. Tiyatro dekoru yapımı ile başlayan süreç, çocuk tiyatrosu ve kukla yapım atölyesine dönüştü. Özel sektördeki işimden de istifa ederek bütün zamanımı buraya ayırma imkanı buldum. Kuklabaz Atölyesi ve Tiyatro’da her yaşa uygun kukla atölyeleri ve kukla oyunları yapıyoruz. Özellikle okul öncesi çocuklarla çalışıyoruz. Onların yaş gruplarına göre kukla atölyeleri planlıyoruz. Gerek kendi atölyemizde, gerekse onların belirlediği alanları kullanıyoruz. Herkes kendi oyuncağını ve kuklasını üretiyor. Tabii sadece bir atölye değil, kukla oynatma konusunda da çalışmalar yapıyoruz. Aynı zamanda drama lideri olmamdan dolayı, hafif oyunlarla da kukla tiyatrosuna yönelik çalışmalarımız var” dedi.
Kuklanın herkesin çocukluğunda, gençliğinde gördüğü veya halen severek heyecanla baktığı bir oyuncak olduğunu ifade eden Yıldırım, “Kukla yapan atölyelerin sayısı çok az. Bu anlamda pahalı bir iş ve hobi olarak görülüyor. Kullandığımız ağacın bir maliyeti yok, ancak sanatçı kendi zamanına ve emeğine fiyat biçiyor. Ama ulaşılabilir olması adına belli fiyat aralığında kuklalarımız var. Özel bir kukla siparişi bazen 2 ayımızı alabiliyor. Ben sevdiğim işi yapmak adına gemilerini yakan biriyim. Umarım herkes sevdiği işi yapar. Benim de ideallerimden biri Türkiye’de kalıcı kukla tiyatrosunu oluşturmak ve Türkiye’yi uluslararası alanda temsil etmek. Genelde budanmış ağaçlar kullanıyoruz. Tabi faklı kukla disiplinleri var. Atölyemize gelen herkesin nasıl bir kukla istediğine dair fikrini alıyoruz. Sonra çizim aşamasına geçiyoruz. Daha sonra o çizimi ahşaba veya özel hamurlara aktararak kuklamızın yapımına başlıyoruz. Yurt içi ve yurt dışında festivallere de katılacağız. Gılgamış destanını anlatacağız. Masa çalışması başladı. Yakın zamanda kukla üretimine geçeceğiz. Bunu Türkiye’nin dört bir yanındaki sanatseverlerle buluşturacağız" diye konuştu.