Merkez Bağlar ilçesinin Tavşantepe Mahallesi’nde 21 Ağustos’ta kaybolan ve 8 Eylül‘de Eğertutmaz Deresi’nde cansız bedenine ulaşılan Narin Güran’ın öldürülmesine ilişkin Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma sürüyor.
Soruşturma kapsamında gözaltına alınan ve dün jandarmadaki işlemlerin ardından adliyeye getirilerek nöbetçi sulh ceza hakimliğine sevk edilen zanlılardan, Narin Güran’ın annesi Yüksel (44), ağabeyi Enes (18), amcası Fuat Güran (41) ve 5 kişi daha tutuklandı.
CEZAEVİNE GÖTÜRÜLDÜLER
Anne Yüksel ve ağabey Enes Güran “Kasten öldürme suçuna iştirak etmek”, amca Fuat Güran “Suç delillerini yok etmek”, diğer 5 şüpheli ise “Suçluyu kayırma ve suç delillerini yok etmek” suçlamasıyla tutuklanarak cezaevine sevk edildi.
TUTUKLU SAYISI 10’A YÜKSELDİ
Şüphelilerden, Narin’in amcası Kurtuluş ve Ömer Faruk Güran ile kuzeni Melike Güran ve Salim Güran’ın işçisi olduğu öğrenilen R.A. (15), adli kontrol kararıyla serbest bırakıldı. Soruşturma kapsamında tutuklu sayısı 10’a yükseldi.
SALİM GÜRAN 2 EYLÜL’DE TUTUKLANMIŞTI
Tavşantepe Mahallesi’nde 21 Ağustos’ta kaybolan 8 yaşındaki Narin Güran için arama çalışması başlatılmış, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınan Tavşantepe Mahallesi Muhtarı ve aynı zamanda Narin Güran’ın amcası Salim Güran, 2 Eylül’de çıkarıldığı nöbetçi sulh ceza hakimliğince tutuklanmıştı.
ÜZERİ TAŞLA GİZLENMİŞ VAZİYETTE BULUNMUŞTU
Diyarbakır Valisi Murat Zorluoğlu, kaybolan Narin Güran’ın 8 Eylül’de kıyafetleriyle Eğertutmaz Deresi kenarında çuval içinde üzeri taşla gizlenmiş vaziyette saat 08.45 sıralarında ölü bulunduğunu açıklamıştı. Zorluoğlu, “İlk bulgulara göre kayıp Narin Güran’ın öldürüldükten sonra bir çuvalın içerisine konulup dere kenarına getirildiği, çuvalla birlikte derenin kenarında suyun içerisine yerleştirildiği, üzerinin ağaç dalları ve taşlarla şüphe uyandırmayacak şekilde ve doğal bir görüntü verilerek kapatıldığı anlaşılmıştır” ifadelerini kullanmıştı.
200 BİN LİRA KARŞILIĞINDA DEREYE BIRAKMIŞTI
Soruşturma kapsamında gözaltına alınan 24 şüpheliden Nevzat Bahtiyar (48) jandarmadaki ifadesinde amca Salim Güran’ın kendisinden, küçük çocuğun cansız bedenini 200 bin lira karşılığında dereye bırakmasını istediğini öne sürmüş adliyeye sevk edilmişti. Çıkarıldığı sulh ceza hakimliğindeki ifadesinde amca Salim Güran’ın “Arif’in kızını öldürdüm, sen de bu cesedi alıp yok edeceksin. Yoksa seni ve aileni öldürürüm.” şeklinde kendisini tehdit ettiğini iddia eden Bahtiyar, “Çocuğu kasten öldürmeye iştirak” suçundan 10 Eylül’de tutuklanarak cezaevine gönderilmişti.
BABA ARİF GÜRAN’DA DAHİL 10 KİŞİ SERBEST BIRAKILMIŞTI
Mahallede imamlık yaptığı öğrenilen bir şüpheli de 11 Eylül’de jandarmadaki işlemlerin ardından serbest bırakılmıştı. 22 şüpheli jandarmadaki işlemlerin ardından dün adliyeye getirilmiş, savcılıktaki sorgularının ardından annesi Yüksel, ağabeyi Enes ve amcası Fuat Güran ile 2 kuzeni ve yengesinin de bulunduğu 9’u tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edilmişti. Şüphelilerden 3’ü adli kontrol istemiyle mahkemeye sevk edilirken, aralarında baba Arif Güran’ın da bulunduğu 10 kişi serbest bırakılmıştı.
TUTUKLANMA NEDENİ
Diyarbakır 4. Sulh Ceza Hakimliği, anne ve oğlunun tutuklamalarına ‘şüphelilerin aşamalarda verdikleri beyanlardaki çelişkileri’ gerekçe olarak gösterdi. Şüphelilere yönelik adli kontrol uygulamasının yetersiz kalacağı gerekçe gösterilen kararda, şu ifadeler yer aldı: “Şüpheliler Enes Güran ve Yüksel Güran’ın üzerine ‘Çocuğu kasten öldürmek’ atılı suçuna yönelik kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren dosyadaki mevcut delil durumu, şüphelilerin aşamalarda verdikleri beyanlardaki çelişkiler, şüphelilerin Narin’in kaybolduğu güne dair olay anlatımlarının birbirini doğrulamadığı hususu, adli tıp raporunun henüz dönmediği, birçok şüpheli ve tanığın çelişki beyanlarda bulunması hususu dikkate alındığında, delillerin karartma ihtimalinin var olması, HTS kayıtlar ve tüm dosya kapsamı göz önünde bulundurduğunda suç isnadına yönelik somut delile dayalı kuvvetli şüphe oluşturması nedeniyle ve yargılama sonucunda suçlu bulunması halinde alacağı ceza miktarı göz önünde bulundurarak, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 5. Maddesinde öngörülen geçerli şüphe sebeplerinin, 1982 anayasasının 19. Maddesinde belirtilen kuvvetli belirtinin ve CMK’nın 100/I maddesinde öngörülen kuvvetli suç şüphesi gösterir somut delillerin mevcut olduğu, müsnet suç için kanunda ön görülen cezanın alt ve üst sınırı, verilmesi beklenen cezaya göre tutuklama tedbirlerinin ölçülü olması bu nedenle adli kontrol uygulamasının yetersiz kalacağı anlaşıldığından şüphelilerin CMK’nın 100. Maddesi gereğince ayrı ayrı tutuklanmalarına karar verildi.”