Neşet Ertaş, 1938 yılında Kırşehir'de dünyaya gelmiş, saz ustası babası Muharrem Ertaş'ın izinden giderek Türk halk müziğine damgasını vurmayı başarmıştır.
25 Eylül 2012 tarihinde İzmir'de tedavi gördüğü hastanede prostat kanseri nedeniyle yaşamını yitiren Neşet Ertaş'ın ölümünün 6.yılında çeşitli illerde etkinlikler düzenleniyor.
Kendisine ilk kez Yaşar Kemal "bozkırın tezenesi" diye hitap etmiştir.. Neşet Ertaş hapse düştüğünde Yaşar Kemal, Ertaş'a yolladığı imzalı İnce Memed kitabının girişine şu notu yazmıştır: "Bozkırın tezenesine selam olsun, geçmiş olsun." Daha sonra bu isimle Neşet Ertaş'ın hayatını anlatan 4 bölümlük bir belgesel çekilmiştir.
Demirel zamanında kendisine sunulan 'devlet sanatçılığı' ünvanını; "O dönem Süleyman Demirel Cumhurbaşkanıydı. Devlet sanatçılığı bana teklif edildi. Ben, 'hepimiz bu devletin sanatçısıyız, ayrıca bir devlet sanatçısı sıfatı bana ayrımcılık geliyor' diyerek teklifi kabul etmedim. Ben halkın sanatçısı olarak kalırsam benim için en büyük mutluluk bu. Şimdiye kadar devletten bir kuruş almadım, bir tek TBMM tarafından üstün hizmet ödülünü kabul ettim. Onu da bu kültüre hizmet eden ecdadımız adına aldım" sözleriyle geri çevirmiştir.
Unesco Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesi kapsamında yapılan ulusal envanterlerden Yaşayan İnsan Hazineleri Türkiye Ulusal Envanterine alınarak yaşayan insan hazinesi olarak kabul edilmiştir.
25 Nisan 2011 tarihinde İTÜ Devlet konservatuarı tarafından fahri doktora ödülüne layık görülmüş, bağlamadaki tavrı ve türküleri konservatuarlarda ders olarak okutulmuştur. Hayatı ve eserleri Doç. Dr. Erol Parlak tarafından iki ciltlik bir kitap halinde yayımlanmıştır. Ortaokul ders kitaplarında değerlerimiz başlığı altında hayatı anlatılmaktadır.
Orta Anadolular kendisinden, "Neşed" diye bahseder.
Konserlerine ceketle çıkan Ertaş, müzik hayatı boyunca ceketini çıkarmak için dinleyicisinden şu sözlerle izin istemiştir: "Ayağınızın turabı, goğnünüzün hızmatçısıyım. Şu cekattan bir kurtulayım müsaade ederseniz."
"Kadın insandır. Biz erkekler ise, insanoğlu..." demiştir.
Hakk'ın var ettiği, sen bir ruh iken o ölmez, yitmezi gördün mahzuni vucüt dünyasında buldun bir mekan oldu bu can senin yurdun mahzuni hakk'ın emri ile dünyaya geldin dünya insan için cennettir, bildin haksızlığı gördün şaşırdın kaldın bunun nedenini sordun mahzuni işine gelmeyen seni dışladı haksız sürüleri seni taşladı çok cahiller yuh çekmeye başladı onun cevabını verdin mahzuni haksızlık eyleyip, haram yemedin sözlerin doğrudur, yalan demedin sen allahın doğrusunu söyledin çünkü hak gözüyle gördün mahzuni yalan yoktur bu garibin sözünden nice yıllar yandın aşkın közünden gönülü hak bildin buldun özünden o hakk'ın sırrına erdin mahzuni
Müzik hayatı boyunca hiçbir sanatçıyla düet yapmamıştır.