Marmara Denizi'nde meydana gelen 4,1 büyüklüğündeki depremin ardından, Prof. Dr. Şener Üşümezsoy'un Yeniçağ'a yaptığı açıklama şu şekildedir: AFAD tarafından yapılan son dakika deprem açıklamasına göre, saat 23.53'te merkez üssü Yalova'nın Çınarcık ilçesi olan 4,1 büyüklüğündeki deprem İstanbul ve çevre illerde hissedilmiştir.
Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, "EMSC'nin Kuzey Anadolu fay hattı, Armutlu Yarımadası'nın kuzeyinden geçerek İmralı'nın kuzeyine uzanmaktadır. Bu deprem, tam olarak bu EMSC'nin Kuzey Anadolu Fay hattı üzerinde gerçekleşmiştir. Haritada görülen adalar fayı ise tam anlamıyla bir uçurum şeklinde bulunmaktadır ve Kuzey Anadolu fayıyla hiçbir ilgisi yoktur. Bu nedenle adalar fayı üzerinde olacak depremler senaryosu, bu depremle birlikte geçersiz kılınmıştır" ifadelerini kullanmıştır. Üşümezsoy, açıklamalarına şu şekilde devam etmiştir:
"Kuzey Anadolu Fayı, Marmara Denizi'ni geçerek Avrasya kıtasıyla Anadolu kıtası arasındaki sınırı belirleyen bir fay hattıdır. Bu fay hattı, Çınarcık çukurundan güneye doğru devam eder ve tam bu bölge, söz konusu depremin meydana geldiği yerdir. Öte yandan Teşvikiye'deki fay hattından kaynaklanan deprem, 17 Ağustos'ta gerçekleşen depremlerin aksine normal bir faydır ve bu fay hattı, Teşvikiye'den Termal'a doğru uzanan sürekli bir deprem hattıdır. Bu bağlamda, 17 Ağustos'ta kırılan fayın batısındaki bölgede stres birikimi söz konusudur ve 1894'te kırılan Kuzey Anadolu Fayı'nda stresin boşaldığı göz önüne alındığında, bu depremler 17 Ağustos sonrasında bölgedeki stres yüklenen fay hatlarının kırılmasını temsil etmektedir. Esas etkileyen faktör ise Güney Gemlik Körfezi hattı boyunca Mudanya'ya doğru uzanan fay hattıdır."
Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, 2005 yılında yaşanan durumu, 17 Ağustos Depremi'ndeki durumu ve olası yeni bir depremin stres boşalım sonrasındaki durumunu simülasyon grafikleriyle göstererek, "Bu grafiklere göre Teşvikiye açıklarında meydana gelen depremde stres söz konusudur. Bahsedilen fay, Bozburun Fayı ile güneyde Gemlik Körfezi'ne uzanan bir bölgede risk taşımaktadır. Oluşan deprem modelinde stresin boşalacağı alan mor bölgedir" şeklinde belirtmiştir.
"Çekmezliğe doğru uzanan kuzey-güney doğrultusundaki düşey fay, Kuzey Anadolu Fayı'nın verev gelen ikincil kollardaki açılma fayıdır" diyen Üşümezsoy, "Adalar'daki varsayılan hayali Kuzey Anadolu Fayı, gerçekte yağtılı bir fay değildir. Azer fayı adı verilen hayali fay, bu bölgede var olmayan bir faydır. Ancak Çınarcık çukurunun güney yanındaki fay hattının, Kuzey Anadolu Fay Hattı'nın kopmasıyla ona gelen kollardaki açılma fayları gerçekte gerçekleşmektedir. Bir tanesi Teşvikiye fay hattı, diğeri Termal fay hattı ve bir diğeri de kuzeye giderek Teşvikiye'ye ulaşan Avcılar doğrultusundaki normal faylardır. Adalar fayı varsayılan hipotetik adalardan Orta Marmara'ya doğru giden yalnızca bir fayı ifade etmez" şeklinde konuşmuştur.
"1894 yılında kırılan Çınarcık'ın güneyindeki fay hattı, Avrasya ile Anadolu Levhası arasındaki Kuzey Anadolu Fayı'nı ve üzerindeki depremi tetiklemez.
Ancak 1999 yılında kırılan fayın stres yüklediği hat, güneydeki Gemlik-Mudanya Fayı'na stres yükler. Esas risk, Gemlik-Mudanya Fayı üzerindedir. Kuzeydeki fayda stres yükü, 1894'te boşalmıştır. İstanbul ve Yalova fayları arasında bir ilişki bulunmamaktadır. Kuzey Marmara'nın kenar fayları, aslında büyük İstanbul depreminin beklendiği yer olarak öne sürülmeyen yerlerdir. Hatta bu kıyı faylar tam anlamıyla bir fay dahi değillerdir. İstanbul kıyıları ile Armutlu kıyıları arasındaki mesafe, Çınarcık-Teşvikiye hattında 40-50 km kadar uzanmaktadır. Bu nedenle Kuzey Marmara'daki İstanbul'un kıyılarına 10 km uzaklıktaki faylar, Çınarcık'taki fay hattı ile herhangi bir bağlantıya sahip değildir."
Adalar fayını değerlendiren Üşümezsoy, "17 Ağustos'tan sonra kuzeye doğru uzanan kuzey-batı doğrultusundaki faylarda, adaların güneyinde veya kuzeyinde oluşan faylardaki depremler, adalar fayındaki stres olarak yorumlanmıştır. Ancak adalar fayı, adaları kesen genç faylardır.
Kartal, Tuzla ve hatta Sultanbeyli'deki depremler, kuzeye doğru uzanan ikinci faylardaki depremlerdir."
Şener Üşümezsoy'un daha önce yaptığı bir açıklamada, "İstanbul için 7.4'lük deprem senaryoları çöp. Marmara'nın kuzeyindeki fay ölü, tehlikeli fay Çınarcık bölgesinde" ifadeleri yer almıştır.
Diğer uzmanlar da konu hakkında görüş bildirmişlerdir. Deprem uzmanı Prof. Dr. Okan Tüysüz, canlı yayına bağlandığı sırada, meydana gelen depremin beklenen büyük İstanbul depremi ile herhangi bir ilgisi bulunmadığını belirtmiş ve bu sarsıntının bir hatırlatıcı olduğunu vurgulamıştır. Tarihçi İlber Ortaylı ise geçmişte yazdığı yazıda, İstanbul'da gerekli deprem tedbirlerinin alınmadığını, kontrolsüz gökdelenlerin dikilmeye devam ettiğini ve şehrin nüfusunun artmasını önlemek için gerekli tedbirlerin alınmadığını ifade etmiştir.