Merhaba sevgili Anadolu Gazetesi okuyucuları kısa bir aradan sonra tekrar sizlerle olmak beni mutlu ediyor keşke güzel şeylerden bahsede bilsek bizi mutlu eden şeyleri kaleme alabilsek ama maalesef gün geçmiyor ki çok daha acı şeylerle karşı karşıya geliyoruz.
Bitecek diye umut edip bitmeyen bir döngünün sürekli bizi içine doğru çektiğini hissediyoruz ülkem adına Bir çok şeye üzülüyorum yaşamak ne kadar da zormuş diyorum bazen hayat ne kadar zor diyorum artık sevinçlerimizin yarım kaldığı umutlarımızı ertelediğimiz hayallerini bile kurmak da zorlandığımız o kadar yarım kalmışlıklarımızı var ki; Hayata karşı bu sabah uyandığımda şöyle bir şeyle karşılaştım.
Resim ama bu resim bu sefer o kadar yaraladı o kadar üzdü ki anlatamam kanım çekilmişti resmen bu duyguları hisseden sadece ben miyim bence değil sizler de en az benim hissettiklerimi hissetmişsinizdir bir çocuk resim çizmiş ona yapılanları resimle anlatmak resimle ifade etmek istemiş küçücük elleriyle o beyaz kağıdın üzerine yaşadığı karanlığı çizmiş.
Evet çocuk resim çizer kuş çizer kelebek çizer rengarenk onu hayallerine ulaştıracak gökkuşağı çizer annesini babasını çizer ama bunları çizmez çizmemeli bu o çocuğun dünyasını alt üst eden karanlık bir örtü onu içine hapsetmiş bir zindan mutluluğu yok geleceği elinden alınmış hayalleri silinmiş bu ve bunun gibi birçok şey ile karşı karşıya geliyoruz “Adalet, Adalet, Adalet” dedikçe olmayan Adalet bizi bizden alıyor attığımız bu adalet çığlıklarını hak hukuk çığlıklarını kimse duymuyor sesimizi kime duyuracağız kısaca biraz bahsedelim bu resmin içeriğinden şöyle bir hatırlayalım konu neydi.
Antalya'nın Finike ilçesinde, kız çocuğu G.E.G. (7) ile ağabeyi İ.E.G.'nin (10), cinsel istismara uğramasına ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında tutuklanan anne Merve A. ile üvey baba Rahmi A., yargılandıkları Elmalı Ağır Ceza Mahkemesi'nce, üçüncü duruşmada tahliye edildi.
İşte bu adalet Adalet bu kadar.
Her şey bu kadar kolay çözüme ulaşmak bu mu gerçek adalet bence değil bu olmamalı resim diye çizilen o iğrençliğin bedeli bu olmamalı.
Gerçekten bir adalet var mı varsa bu adalet neye ve kime göre var?
Konuya geri dönelim. Geçen yıl haziran ayında, Balıkesir’de savcılığa giden babaanne G.S., o dönem 6 ve 9 yaşında olan iki torununun cinsel istismara uğradığı iddiasıyla, eski gelini Merve A., kocası Rahmi A. ile gelininin erkek arkadaşlarından şikayetçi oldu. Savcılık, babaannelerinin yanında olan, istismara uğradığı öne sürülen ana sınıfı öğrencisi G.E.G. ile ağabeyi İ.E.G.’nin, Çocuk İzlem Merkezi’nde ifadesine başvurdu.
İfadesinde anne ve babasının ayrıldığını söyleyen G.E.G., annesi Merve A.’nın Rahmi A. ile evlendiğini, ancak F., A., M. ve M. adlı erkeklerle de ilişkisi olduğunu söyleyerek, geçen yıl üvey babası Rahmi A. ile isimleri F., A. ve M. olan kişilerin kendisine istismarda bulunduğunu anlattı. G.E.G.’nin, başından geçen olaylarla ilgili annesi Merve A., üvey babası Rahmi A. ve dayısı S.’den şikayetçi olduğunu ve ağabeyiyle kendisine çok acı çektirdiklerini anlattığı öğrenildi. G.E.G., anneanne F.G. ile dayısı S. C.G.’nin de kendisini çok dövdüğünü sözlerine ekledi.
Savcıya ifade veren ağabey İ.E.G. ise anneannesinin Finike’deki evinde kaldığı 7-8 aylık süreçte oklava ve şarj kablolarıyla dövüldüğünü söyledi. İ.E.G., üvey baba Rahmi A., M. ve dayısı S.’nin kendisinin özel bölgelerine dokunduğunu söyledi.
Küçük kız ve ağabeyi, başlarına gelenleri, deftere yaptıkları çizimlerle de anlatmaya çalıştı. Bu resimler de soruşturma dosyasına girdi
Ece Üner in de dediği gibi: Çocuklara tecavüz edilmiş ses çıkarmamışsın kadınlar katledilmiş ses çıkarmamışsın ama Galatasaraylı Taylan Antalyalı’nın giydiği tişört için burası Müslüman ülke diyerek kıyamet kopar atıyorsun!!!
Artık bırakın bu işleri Müslümanlığı dini işinize geldiği yerde kullanmayı bırakın sizin bildiğiniz gibi değil Müslümanlık sizin anlattığınız gibi hiç değil sizin gördüğünüz gibi de değil Müslüman olmak
Müslüman olmak gerçekten bir yerde zulüm varsa o zulme dur demek onu durdurabilmek...
Oysa Hz Ali ne de güzel söylemiş:
Hz. Ali (k.v) Efendimizin: “Haksızlık karşısında susarsanız, hakkınızla birlikte şerefinizi de kaybedersiniz diye buyurması...
Biz yapılan haksızlık karşısında daha fazla susmak ve bize yapılan haksızlıklara daha fazla boyun eğmek istemiyoruz biz bu adaletsiz düzene gerçekten bir adalet gelmesini istiyoruz
Ve son olarak söylemek isterim ki
Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 'adalet mülkün temelidir' diyerek hukukun üstünlüğü ilkesinin vazgeçilmezliğine önemle işaret etmiştir...
Gerçek adaletin olduğu nice güzel günlere erişebilmemiz dileğiyle saygılarımla...