Ne zordur göçmek olmak, yurdundan göçmek, yurdunu terk etmek. Allah kimsenin başına vermesin. Gerçekten ne göçtüğün yere sığıyorsun, ne de seni oralara sığdırıyorlar.
Hatırlayın geçen ay Fas'tan İspanya'ya geçmeye çalışan sığınmacılara güvenlik güçlerinin insanlık dışı muamelesi ile karşı karşıya kalmış ve sınırda yaşanan arbedede en az 23 göçmen hayatını kaybetmiş, yüzlercesi yaralanmıştı.
Aynı durum her gün yaşanıyor da kimsenin özellikle de Avrupalıların umurunda olmuyor ne yazık ki. Her gün binlerce insan vatanından kaçıp başka ülkelerde yaşamak umuduyla yola revan oluyorlar.
Kimisi botla kaçmaya çalışıyor, kimisi de kamyonların içinde adeta bir koyun sürüsü gibi başka ülkelere gitmeye çalışıyorlar. Kaçmaya çalışırken düştükleri durumu zaten görüp izliyoruz ki gerçekten insanlık dışı.
Başta Amerika’nın özgürlük adı altında gittiği ülkelerde yaşattığı zulüm sonucu harabeye dönen ülkelerinden kaçanların sonu ne yazık ki ya bir kamyonda, ya da denizde bir botun üstünde sona eriyor hiç kimsenin vicdanı sızlamıyor.
Hele komşumuz Yunanistan’ın göçmenlere karşı takındığı tavır belli. Göçmenlerin botlarını batırıp onlar göz göre göre ölüme gönderiyorlar hiç te umurlarında olmuyor ölmüş mü ölmemiş mi?
Hal böyle olunca kendi yurdundan kaçmak zorunda kalan insanların dramı elbette Avrupalıların umurunda olmaz, canları hiç yanmaz. Zaten Avrupalılar bu insanları istemediği için ölmüş mü kalmış mı hiç ilgilenmiyorlar.
Onlar için esmer tenli insanlar önemli değil, onlar için sarı mavi gözlü insanlar ve hele hele de Avrupalı ise sorun yok. Sorun savaştan kaçmak zorunda kalan doğudan gelen insanlarda. Onların ten rengi siyah olduğu için ilgi görmüyorlar ve bile bile ölüme sürükleniyorlar.
Avrupa’nın birçok ülkesinde bu sığınmacılar için kamplar yapılmış adeta Nazi dönemini anımsatan görüntüler her gün sosyal medyaya düşüyor. İnsanlık dışı şartlarda yaşamaya çalışıyorlar belki bir umut bize acır vatandaşlık verirler diye.
Türkiye son beş yıldır adeta mültecilerin ilk durak noktası oldu. Ya ülkemiz üzerinden Avrupa’ya kaçmak istiyorlar ya da ülkemize gelip bir iş bulup ekmek parası peşine düşüyorlar. Bu durum ne kadar sürdürülebilir onu da bilmiyorum?
Ülkemiz bu kadar mülteciyi ve sığınmacıyı ne kadar barındırır, ne kadar bakar orasını da bilmiyorum ama bu durum giderek can sıkmaya başladı. Çünkü birçok asayiş olayının içinde hep yabancıları görüyoruz ve vatandaşın artık canına yetmiş durumda.
Geldikleri yerde rahat durmuyorlar, insanları taciz edip resimlerini çekiyorlar, sarkıntılık ediyorlar. Hal böyle olunca vatandaşın sinirleri tepesine çıkmış durumda. Devletimiz bunlarla ilgili artık yeni bir çalışma yapmayı ve bunları yavaş yavaş ülkesine göndermenin bir yolunu bulmalı.
Eğer bu sürdürülmesi durum biraz daha devam ederse hiç istemem ama daha tatsız şeyler yaşanacak bunu da belirtmek isterim. Evet mülteciye, ülkesini terk etmek zorunda kalan insanlara yardım edelim, kapımızı açalım ama misafirlikte bir yere kadar.
Umut ediyorum ki devletimiz bu duruma artık kalıcı bir çözüm bulur ve ülkemiz mülteci akını altında adeta yol geçen hanına dönmez umudu ile sağlıklı günler diliyorum…