Güçlenen Türkiye’ye batıdan tuzaklar (1)

Eflatun Neimetzade

Aslınde öten yazılarımda bu konuya değinmiştim. Batılı devletlerin, özellikle İngiltere, Fransa ve başında da belalı Amerika olmakla bu ülkelerin hedefinde Türkiye duruyor.  Çünkü Türkiye’deki yükselen ekonominin devamlı tırmanışı nedense bu ve diğer AB ülkelerini de devamlı rahatsız etmektedir. Batılı devletler ve ABD, hala Osmanlı İmparatorluğu zamanında da aralıksız olarak Osmanlının dâhili işlerine karışarak, ya borca sokmuşlar, ya elindeki ülkelerin zenginliklerine sahip olmaları için bin türlü senaryolar üretmişler ve sonunda kocaman İmparatorluğu çökertmişlerdir.

İLK HEDEF OSMANLI İMPARATORLUĞUNU ÇÖKERTMEK OLDU

Belalı İngiltere başrolünde olmuş, Hanedanın dâhilindeki ikiyüzlü hainlerin vasıtasıyla Osmanlıyı yıkmaya nail olmuşlar. Belgeler, kitaplar bunu ispatlıyor. Senaryoyu genelde İngiltere üretiyor ve yer altından Amerikan Devletinin denetimindeki gizli özel kurumlara veriliyor ve gerisi malum. Düğmeye basılıyor ve her taraftan Türkiye üzerine gidiliyor. Amaç hep aynı - Türkiye topraklarını parçalamaktır. Buna göre Kürt kardeşlerimizi, sanki bizden değilmiş gibi maşa gibi kullanıyorlar. Tarihin geçmişlerine göz atalım: Oğuz Hakan’ın kavimlerinden biri Kürtler olmuştur. Yani Türklerle kan kardeşi olmuşlar. Tek vücudun iki eli gibi olmuşuz, bu gün de öyleyiz. Fakat eğitimsizlikten tarihimizi iyi bilmiyoruz. Kan kardeşlerimiz Kürtlerle ayrıca derin akrabalıklarımız da vardır. Örneğin, akrabalarımızın Kürt gelinleri bile vardır. Biz tarihin derinliklerinde akraba iken Amerika kıtası bile yoktu. O topraklarda aynı kanımızdan olan akrabalarımız yaşıyorlardı. Rusya’nın Kuzeyinden Başkurtlar, Yakut’lar Alaska üzerinden inmişler ve Okyanusu aşarak o topraklara yerleşmişler. Tarihi belgeler de bunu ispatlıyor.

55 MİLYON KIRMIZI DERİLİLER ÖLDÜRÜLDÜ

55 milyona ulaşmış ve kahramanlıklarıyla ünlenen bir halk doğma topraklarında yok edildiler. Tıpkı Hocalı’da soykırıma uğrayan Azerbaycan Türkleri gibi… Beyaz insanlar, altın avcıları, altın namına toprakların asil sahiplerini teker-teker yok etmişler. Ve bunun kanıtları olarak utanmadan western seri filmleri de yaratmışlar. Utanmadan,  korsan beyazlar vahşice kırmızı derilileri filmlerde nasıl öldürüldüğünü dünyaya gösteriyorlar. Bu gün az  olsa da Arizona eyaletinde yaşamalarına devam ediyorlar. Ve göçün önünü kesmek için Amerikan devleti zamanın Rus Çarı, I. Nikolay’dan Alaska’y7ı yüz yılına dek kiraladı. Zaman bitmiş olsa da Amerika ile Rusya gizli anlaşmaya varmışlar. Türk kanını taşıyan Alaska, Başkurdistan ve Yakutstya’da yaşayan Müslümanlar Amerika’ya ebediyen gelmeyecekler. İşte tarih bu… Tarihi Türk düşmanlığın kökleri buralara dayalıdır. Daha sonra İngiltere, Fransa, Almanya ve başka Batılı devletler birleşerek Osmanlı İmparatorluğunu nasıl çökerttikleri hakkında öten yazılarımla genişliğiyle yazmışımdır.

Büyük Atatürk’ün tarihte emsali olmayan, cesaret, hüner ve kahramanlıklar göstererek yaratmış olduğu; denizleriyle, yeşil ormanlarıyla, zirveli dağlarıyla çemberlenmiş cennet gibi bu güzelim Türkiye’nin bereketli toprakları ok olmuş ve takılmış düşmanlarımızın kalplerine… Ayrıca son yıllarda ekonomisi yükselen, her gün güç toplayan Türkiye’nin dünyadaki nüfuzu artıyor ve Orta Doğu’da, Asya’da söz sahibi durumuna geldiği dış düşmanlarımızı endişelendiriyor. Ayrıca Türk kardeş devletlerinin yaklaşması Hıristiyan devletleri rahatsız ediyor.

TÜRKİYE, DÜNYADA ÇOK GÜÇLÜ DEVLETTİR

Bu gün Türkiye Devleti olağanüstü dış politikasıyla örnek teşkil ediyor. Öten yazılarımda Rusya, İran ve Çin ile ilişkilerimiz üst seviyede olmalıdır, yazdım. Çünkü bu birlikteliğimiz Türkiye’nin bölgesel konularda söz sahibi olacağını temin edecektir, yazdım. Fakat eski Başbakan Ahmet Davutoğlu ve çevresinden bazı tepkiler aldım. “Rus uçağı vurulmamalıydı… yanlış oldu”, yazdım.  Davutoğlu İstanbul’dan, bir Vakıf kürsüsünden bana hitaben, “ben emir verdim, Rus uçağı vuruldu”, dedi. Ona hitaben yeniden “Uçak vurulmamalıydı, pilot öldürülmemeliydi”, yazdım. Ayrıca Ulu Atatürk,  annesi Zübeyde Hanımın mezarı önünde, tüm devlet adamlarına vasiyetini hatırlattım kendisine… “Ruslar ebedi komşumuzdur, dostumuz ve müttefikimizdir, onlarla ilişkilerimizi daima sağlam tutmalıyız…” Davutoğlu görevden gitse de Türk-Rus ilişkilerine derin yaralar vurduğu aşikârdır. Onun talihsiz döneminde Rus Büyükelçisinin öldürülmesi de iki komşu ülkeler arasındaki sıcak ilişkilere büyük zarar verdiğini görmekteyiz. Perde arkasında FETÖ’nün olduğunu yazdım. Dinleyen, konunun vahametini idrak eden olmadı (“Yükselen Türkiye ve Haince Darbe” kitabımı okuya bilir. Ankara, 2018).

Türkiye’de yaşanan haince Darbeden çok çok önceleri yazdıklarımda ne kadar haklı olduğumu bir daha hatırlatmak isterim. O zaman Türkiye’nin Dış politikasının yanlış yürütüldüğünü tekrar-tekrar dile getirmişimdir. Fakat bu gün geldiğimiz noktaya bakarsak Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun başarıyla yürüttüğü Dış politika,  meyvelerini vermeye başladı bile. Özellikle Astana toplantısı, Amerika, Almanya Dış İşleri Bakanlarıyla olan sıcak münasebetleri, Batılı devletlerin Dış İşleri Bakanlarıyla ikili samimi ilişkileri, özellikle Suriye konusunda Türkiye’nin Dış politikasında, Cumhurbaşkanı, Sayın Tayyip Erdoğan’ın da ifade ettiği gibi Olağanüstü başarılara ulaşmıştır. Bana göre son yirmi yılı sürecinde bu gün Dış politikamızdaki başarılar tarihe yazılacaktır.

AMERİKA TÜRKİYE’NİN MÜTTEFİKİ OLAMAZ

Şimdi günün sıcak hadisesi hakkında konuşalım.  Hakiki müttefik ülke sınırlarımızda PKK, PYD ve YPG militanlarını eğitmez. Amerika Suriye’den çekiliyor mu? Ben, Rusya’nın deneyimli siyaset dehası, Sayın Vladimir Putin’i ananevi yılsonunda halkla buluşmasında iki saat dinledim. Aynen şöyle dedi: “Zan etmiyorum, Afganistan’dan da çekildiler denildi, halen de oradalar…” Amerikan Başkanı Sayın Trump ikili oynuyor ve hiç de samimi değildir. 22 bin Tır dolu silahları YPG, PYD, PKK ve başka unsurlara dağıttığını basından biliyoruz. Ayrıca Amerika’nın Türkiye sınırında ne işi vardır, siz söyleyin? Ekranlarda her kes izledi, gördü - Amerikan askerleri denetiminde PKK unsurları hendek kazıyorlar; Amerikalı askerler düşman gruplara eğitim veriyorlar. Makron da beş bin kilometre uzaktan patladı: “Boşluğu biz dolduracağız…” Yani Amerika’nın çalışmalarını biz yürüteceğiz demek istiyor. Zaten ta başından Fransa’nın PKK’ya her türlü desteği verdiği hepimize malumdur.

MEHMETÇİKLER ŞEREFİMİZ VE ONURUMUZDUR

Türkiye dünyada en güçlü Orduya sahip adil devlettir. Ve Suriye topraklarına girecek, düşmana gereken dersi de verecektir. PKK, YPG militanları korku ve teşviş içindeler. Mehmetçik başka bölgelerde olduğu gibi Münbiç’de ve Fırat’ın sağında ve solunda, tünellerde ve ormanlarda saklanan düşmanlarımızın kafalarını kendi ürettiğimiz silahlarla kopartacak, yok edecek, Suriye topraklarından silip atacaktır.

Şehitlerimizin kanı yerde kalmaz, Türk askeri zekidir, kahramandır, tarih boyunca insanlara barış, sevgi, hoşgörü götürmüş, zalimlere, emperyalist güçlere karşı direnmiştir, mucizelere imza atmıştır… Bu gün de bunu başarıyla yapıyordur. Türkiye Devleti komşu Suriye topraklarında kamp kurmuş teröristleri temizleyecektir. Sınırlarımız güven içinde olacaktır. Türk halkı kenetlenmiştir ve Devlet Başkanı, Sayın, Tayyip Erdoğan’ın arkasında dimdik durmuştur.

Ne Mutlu Türküm Diyene!

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.