Güçlü alimler

Bahattin Demiray

İmam Ahmed Rabbani hazretleri, Hindistanda yetişen en büyük veli ve âlim. Ariflerin ışığı, velilerin önderi, İslamın bekçisi, Müslümanların baştacı, müceddid, müctehid ve İslam âlimlerinin gözbebeğidir.

İnsanların itikad, ibadet ve Ahlak hususunda doğruyu öğrenmelerini, öğrendikleri bu bilgiler ile Amel etmelerini sağlayan, insanları Allahü teâlânın rızasına kavuşturmak için rehberlik eden ve kendilerine "Silsile-i aliyye" denilen İslam âlimlerinin yirmi üçüncüsüdür. 1563 (H.971) senesinde Hindistan Serhend (Sihrind) şehrinde doğdu. yaklaşık günümüzden 553 yıl önce Mirzâ Bedî’uz-zemâna “rahmetullahi aleyh” yazmış olduğu, mektubunda...

Mahlûkların en üstününe uymağa, önce itikadı düzeltmeği, sonra fıkıh bilgilerini öğrenmeği bildirmektedir:

Allah Teâlâ, size selâmet ve afiyet versin! Dünya ve ahret saâdetlerine kavuşmak için, dünya ve ahretin efendisine “aleyhi ve alâ âlihissalevâtü vetteslîmâtü etemmühâ ve ekmelühâ” uymak lâzımdır. Ona uymak için, Ehl-i sünnet âlimlerinin bildirdiklerine uygun olarak, önce i’tikâdı düzeltmek lâzımdır. Bundan sonra, o büyüklerin Kur’ân-ı kerîmden ve hadîs- i serîflerden anlayıp bildirdikleri helâl, harâm, farz, vâcib, sünnet, mendûp, mubah ve müştebeh [sübheli] Helâl meydandadır. Haram meydandadır. Müştebeh olanlar ikisi arasındadır. Kıyamete kadar böyledir. (Hadîs-i şerîf-Buhârî) bilgilerini öğrenmek ve bütün işlerini bunlara uygun olarak yapmak lâzımdır. Bu iki itikat ve amel kanatları elde edildikten sonra, eğer ezelde mesut olmuş ise, mukaddes âleme uçmak nasip olur. Bu iki kanat olmadan yükselmek olamaz.

Bu alçak dünya, arkasından koşmağa değmez. Bunun, malının, mevkiinin değeri yoktur ki özenilsin. Değerli, kıymetli şeyleri aramalıdır. Allah Teâlâ, her şeyi bir sebeple yarattığı, gönderdiği için, kendisine kavuşturan sebebi, o vesileyi Ondan istemelidir.

 Farisi mısra’ tercümesi: Iş budur, bundan başkası hiçtir. ("ilahî ente maksudî ve rizake matlubî" Allahım maksadım SENSİN arzum rızan ve hoşnutluğun Vird, tasavvufta bir zikir çeşididir. Tasavvufta belirli sayıda Allah denilerek kalbin durulmasını hedefleyen zikir çeşidine vird denir. Kalbin ilacı 'zikir', nefsin ilacı 'hizmet' denilmiştir. Nakşibendi tarikatında gizli zikir esasken Kadiri tarikatı açıktan zikri tercih etmiştir. Sadatı Kiram'ın ismini ezberlemeden İhlas suresi zikri yapılır. İsimler ezberlendikten sonra; günde 5.000'den başlayan Kalp zikri, 21.000'den sonra Letaif zikri, 101.000'den sonraysa Nefy u isbat zikrine başlanır yani Lailaheillalah denir. Bazı kollarda nefy u isbat zikrine geçmeden önce, bazılarında ise ondan sonra hatme-i tehlil denilen, "la ilahe illallah" zikri yapılır. Bu zikre genellikle hayat boyu devam edilir. Mürşidlerin vefatlarına kadar günde 30.000, 50.000 gibi yüksek sayılarda hatme-i tehlil yaptığı bilinmektedir.)

Bu fakîrlere “rahmetullahi aleyhim ecma’în” yakınlık göstererek yardım istiyorsunuz. Size müjdeler olsun! Sağlam olarak ve kazanarak geri dönersiniz. Fakat, bir şartı gözetmek lâzımdır. O da, kalbi yalnız bir yere bağlamaktır. Kalbi birkaç yere bağlamak, insanı harap eder. (Bir yerde olan, her yere kavuşur. Her yere dağılan hiçbir yer bulamaz) sözü meşhurdur.

Kelime-i Şehadetin ağırlığı

Resûlüllah (s.a.v.) Efendimiz bir gün, ihlâsla söylenmiş bir kelime-i şehâdetin, âhirette mü'minin terâzisinin sağ kefesini nasıl yükselteceğini şöyle anlatmışlardır:

'Azîz ve Celîl  olan Allah Teâlâ kıyâmet günü, ümmetimden bir adamı halkın içerisinden alır ve onun için doksan dokuz adet büyük defter açar. Her defter, gözün alabildiği kadar büyüktür. Allah Teâlâ adama sorar:

' Bu defterde yazılı olanları inkâr ediyor musun? Muhâfız kâtiplerim (olmadık şeyler yazarak sana) zulmetmişler mi? Kul:

' Ey Rabb'im, hayır, (hepsi doğrudur!) der. Allah Teâlâ sorar:

' (Bunları işlemenden dolayı beyan edeceğin) bir özrün var mı? Kul:

' Hayır, ey Rabb'im, der. Azîz ve Celîl olan Allah Teâlâ:

' Evet, senin bizim yanımızda (büyük ve makbul) bir de hasenen (iyiliğin) var. Biz bugün sana zulmetmeyeceğiz! buyurur. Hemen bir kart çıkarılır. Üzerinde, 'Eşhedü enlâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden Resûlüllah (Şehâdet ederim ki, Allah'tan başka ilah yoktur. Ve şehâdet ederim ki, Muhammed Allâh'ın Resûlü'dür)' yazılı.

Sonra Allah Teâlâ buyurur:

' Ağırlığını (yani amellerini) hazırla! Kul sorar:

' Ey Rabb'im! Bu defterlerin yanındaki şu kart da ne? Allah Teâlâ ona:

' Sana zulmedilmeyecektir! buyurur.

Hemen defterler mîzânın bir kefesine konulur, kart da diğer kefesine. Tartılırlar. Neticede defterler hafif kalır, kart ağır basar. Esasen Allâh'ın ismi yanında hiçbir şey ağır olamaz!'

Kunut Duaları ise Yüce Rabbımıza verdiğimiz sözdür; Allahım! Senden yardım isteriz, günahlarımızı bağışlamanı isteriz, razı olduğun şeylere hidayet etmeni isteriz. Sana inanırız, sana tevbe ederiz. Sana güveniriz. Bize verdiğin bütün nimetleri bilerek seni hayır ile överiz. Sana şükrederiz. Hiçbir nimetini inkar etmez ve onları başkasından bilmeyiz. Nimetlerini inkar eden ve sana karşı geleni bırakırız.

Allahım! Biz yalnız sana kulluk ederiz. Namazı yalnız senin için kılarız, ancak sana secde ederiz. Yalnız sana koşar ve sana yaklaştıracak şeyleri kazanmaya çalışırız. İbadetlerini sevinçle yaparız. Rahmetinin devamını ve çoğalmasını dileriz. Azabından korkarız, şüphesiz senin azabın kafirlere ve inançsızlara ulaşır.

Çirkin hayat yoktur hayatı çirkinleştiren insanlar vardır. İtikat kanadında Her zaman şah damarımızdan yakın  Allah c.c.ileyiz. O varmış gibi hal ve hareket etmek olur. Her yapılan iş de ve  eylemde; Allah c.c.ne deri, Meleklerim ne yazarı, Peygamber efendimize ümmet eder mi? Birde varsa gönül dostu hoca acaba hocam bu yaptığıma nasıl bakarı yaşam felsefesi etmek gerekir.

 Allah Teâlâ, Muhammed aleyhisselâmın nûrlu caddesinde bulundursun. Doğru yolda olanlara ve ANADOLU Sevdalılarına Muhammed aleyhisselâmın izinde bulunanlara selâm olsun!

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.