Gümrük kıymeti ve uygulamadaki sorunlar

Dr. Öğr. Üyesi Kerem Öncü

Serbest dolaşıma giriş rejimi olarak da ifade edilen ithalat esnasında birçok vergi alınmaktadır. Bu vergiler açısından matrah, gümrük kıymetidir. Matrahın nasıl belirleneceği ise Gümrük Kanunu’nda ayrıntılı biçimde düzenlenmiştir. Kural olarak gümrük kıymetinde matrah, satış bedelidir. Bu husus, Gümrük Kanunu madde 24/1’de şu şekilde kaleme alınmıştır: “İthal eşyasının gümrük kıymeti, eşyanın satış bedelidir. Satış bedeli, Türkiye'ye ihraç amacıyla yapılan satışta 27 ve 28 inci maddelere göre gerekli düzeltmelerin de yapıldığı, fiilen ödenen veya ödenecek fiyattır.

Bu fiyat üzerinden Gümrük Kanunu madde 27 ve 28’e göre yapılması gereken düzeltmeler ise şunlardır:

Madde 27’ye göre;

  • Satın alma komisyonları dışındaki komisyonlar ve tellaliye,
  • Gümrük işlemleri sırasında söz konusu eşya ile tek eşya muamelesi gören kapların maliyeti,
  • İşçilik ve malzeme giderleri dahil ambalaj bedeli gibi kalemler bu bedele eklenmektedir.

Madde 28’e göre ise;

  • Eşyanın, Türkiye Cumhuriyeti Gümrük Bölgesi ile Türkiye’nin anlaşmalarla dahil olduğu gümrük birliği gümrük bölgelerine giriş yerine varışından sonra yapılan nakliye ve sigorta giderleri,
  • Sınai tesis, makina veya teçhizat gibi, ithal eşyası için ithalattan sonra yapılan inşa, kurma, montaj, bakım veya teknik yardıma ilişkin giderler,
  • İthal eşyasının satışıyla ilgili olarak bir finansman anlaşması uyarınca alıcı tarafından üstlenilen faiz giderleri gibi giderler ise gümrük kıymetine dahil edilmemektedir.

Kanun’a uygun şekilde belirlenen satış bedelinin gümrük idaresi tarafından keyfi biçimde göz ardı edilmesi mümkün değildir. Bu yetkinin Kanun’a uygun biçimde kullanılması gerekmektedir. Gümrük Kanunu’nun 24. maddesinin 2. fıkrasında satış bedelinin gümrük kıymetine esas alınabilmesi bazı şartlara tabi tutulmuştur. Buna göre

  • Eşyanın alıcısı tarafından elden çıkartılması veya kullanımı;
    • Türkiye Cumhuriyeti mevzuatı ve bunların yetkili kıldığı merciler tarafından konulmuş olan,
    • Eşyanın tekrar satılabileceği coğrafi bölgeyi sınırlayan,
    • Eşyanın kıymetini önemli bir ölçüde etkilemeyen,

kısıtlamalar dışında, hiçbir kısıtlamaya tabi olmamalıdır.

  • Satış veya fiyat, kıymeti belirlenmekte olan eşya bakımından, kıymeti tespit edilemez bir koşul veya edim konusu olmamalıdır.
  • Eşyanın alıcı tarafından tekrar satışı veya diğer herhangi bir şekilde elden çıkartılması ya da kullanımı sonucu doğan hasılanın bir bölümünün doğrudan veya dolaylı olarak satıcıya intikal etmesi halinde, ithal eşyasının fiilen ödenen veya ödenecek fiyatına 27 nci madde hükümlerine göre ilave yapılabilmelidir.
  • Alıcı ve satıcı arasında bir ilişki bulunmamalı; ilişkinin varlığı durumunda ise, satış bedeli bu maddenin 2 nci fıkrası hükümlerine göre gümrük kıymeti olarak kabul edilebilir nitelikte olmalıdır.

Kanun’da belirlenen sınırlar dahilinde satış bedelinin dikkate alınamayacak olması durumunda ise nasıl bir yol izleneceği yine ayrıntılı biçimde düzenlenmiştir. Gümrük kıymetinin satış bedeline göre belirlenememesi durumunda diğer yöntemlerin sırasıyla uygulanması gerekmektedir. Gümrük Kanunu madde 25/1’de bu husus şu şekilde düzenlenmiştir: “24 üncü madde hükümlerine göre belirlenemeyen gümrük kıymeti, bu maddenin 2 nci fıkrasının (a), (b), (c) ve (d) bentlerinin sıra halinde uygulanmasıyla belirlenir. Eşyanın gümrük kıymeti bir üst bent hükümlerine göre belirlenebildiği sürece bir alt bent hükümleri uygulanamaz.” Bu yöntemler ise aynı eşyanın satış bedeli, benzer eşyanın satış bedeli, indirgeme yöntemi, hesaplanmış kıymet yöntemi ve son yöntemdir. Kanun’a göre gümrük idaresi satış bedeli yöntemini keyfi biçimde bırakamayacağı gibi, Kanun’da yazılı diğer yöntemlerden birini de rastgele seçip uygulayamaz. Bir üst yönteme göre kıymet belirlenebildiği müddetçe, bir alt yönteme göre kıymetin belirlenebilmesi mümkün değildir.

Ancak uygulamada bazı sorunlar söz konusu olmaktadır. Gümrük idaresi satış bedeline göre belirlenmiş gümrük kıymetini az bulmakta ve gümrük kıymetini kendisi daha yüksek bir bedel olarak takdir edip, vergi ve cezaları bu bedel üzerinden tahakkuk ettirmektedir. Ancak bu işlemler Gümrük Kanunu’na aykırı olabilmektedir. Danıştay ise bu konuda titiz bir değerlendirme yaparak, satış bedeli yönteminin keyfi biçimde bırakılıp bırakılmadığını, diğer yöntemlerin sırasıyla uygulanıp uygulanmadığını değerlendirmektedir. Bu nedenle, ithalat işiyle meşgul olan firmaların, söz konusu işlemler gerçekleştirilirken gümrük idaresi tarafından gümrük kıymetinin Kanun’a uygun şekilde belirlenip belirlenmediğini kontrol etmesi gerekmektedir. Zira uygulamada sıklıkla keyfi işlemlere rastlanmaktadır.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.