Biliyorsunuz ülkemizin dört bir yanı Türk ve Türkiye düşmanları ile sarılı. Buna bütün komşularımızın tamamı dahil. Anlayacağınız hiçbiri bizim ne dostumuz ne güvenebileceğimiz müttefikimiz. Ellerinden geldiği anda kuyumuzu kazmak için her yolu, her türlü fırsatı kullanıyorlar.
Özellikle Güneydoğu sınırımız tam bir ateş cehennemi ve burada Türkiye dışında bütün ülkeler söz sahibi olma peşinde. Başta Amerika ve Rusya olmak üzere bunlar zaten bu işin baş aktörü ve baş sorumlusu. Bu iki ülke yüzünden bugün Irak ve Suriye’de kan ve gözyaşı dinmiyor.
Kanımca Rusya ve Amerika birbirlerine nispet yapmak ve kim daha güçlü demek için Suriye’de taş üstünde taş bırakmadılar ve her yeri bombalayıp bu insanları mülteci durumuna düşürdüler. Hal böyle olunca Türkiye sınırını savunmak ve daha fazla mültecinin ülkemize gelmesini önlemek için askeri operasyonlar düzenliyor.
Bu operasyonlarda gönül arzu etmiyor fakat şehitlerimiz ve yaralı askerlerimiz oluyor. İdlib’den gelen şehit haberi bütün ülkemizin yüreğini yaktı. İdlib'de rejim güçlerinin düzenlediği hava saldırısında 33 kahraman askerimiz olurken, 32’si de yaralandı. Belki şehit sayısı yükselecek bunu ilerleyen günlerde göreceğiz fakat tek temennim bunun 33’le sınırlı kalması.
Bu saldırının ardından dost gibi görünen fakat her fırsatta Suriye’ye destek veren ve onları cesaretlendiren Rusya sözde saldırıyı kınamış ve çok üzgün olduklarını söylemişler. Artık bu yalanlara kimse inanmıyor çünkü oradaki çıbanbaşı Rusya’dır. Rusya Savunma Bakanlığı'ndan yapılan ilk açıklamada, “Rus uçakları Türk askerinin vurulduğu bölgede kullanılmadı. Türk askeri olmaması gereken bölgede rejim jetlerince vuruldu. Türkiye'nin kayıpları sonrası ateşkesi uygulamaya hazırız” denilmesi artık çok geç bir karardır.
Buradan artık geri dönüş yoktur. Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak ve Türkiye kararlılığını ortaya koyacak ve en sert şekilde bunu yapanları cezalandıracaktır. Çünkü ok yaydan çıktı artık ve geri dönüşü olmayacaktır.
Türkiye belki de en doğru kararı ilk kez saldırı sonrası aldı ve sınırları açarak mültecilerin hem karadan hem denizden istedikleri ülkelere gitmelerine izin verdi aslında bunda geç bile kaldık. Biz mülteciler için milyarlarca dolar harcayalım bakalım insanlık edelim, Avrupalılar iki mülteci geldi mi elleri ayakları tutuşuyor ve istemiyorlar. Şimdiye kadar biz baktık bundan sonra kendileri baksın ve uğraşsın.
Yani bir ülkeye her türlü kötülüğü yapın, her türlü düşmanlığı yapın sonra kalkın saldırıyı yalandan kınayın ve Türkiye’nin yanındayız deyin. Bu ayakları artık bırakın bu ayakları kimse yemiyor.
Gün birlik günüdür, gün beraberlik içinde birbirimize kenetlenmek günüdür ve birbirimize sarılmak günüdür. Aziz milletimizin başı sağolsun, şehitlerimize Cenab-ı Allah’tan rahmet yakınlarına baş sağlığı diliyorum.