İsviçre makamları tarafından kültür varlığı kaçakçılığına yönelik başlatılan soruşturmada, Orta Doğu’dan Avrupa’ya yasa dışı yollarla taşınan tarihi eserlerin bir suç şebekesi tarafından toplandığı tespit edildi. Kaçakçılık organizasyonunda kazıcılar, tedarikçiler, sanat tacirleri ve sahte eser üreticilerinin yer aldığı belirlendi. İsviçre'nin yanı sıra ABD, Karayipler, Cebelitarık, Panama ve İngiltere gibi ülkelerde de bağlantıları olan şebeke, geniş çaplı operasyonlar sonucunda çökertildi. Cenevre Mahkemeleri, kaçakçılığa karışan şüphelilere çeşitli cezalar verdi.
TÜRKİYE'NİN KÜLTÜR VARLIKLARINA DUYARLILIĞI
Türkiye, kaçakçılık faaliyetlerine karşı kültür varlıklarını koruma mücadelesinde kararlılığını sürdürüyor. Cenevre'de gerçekleştirilen bir gümrük denetiminde M.S. 5-7’nci yüzyıllara ait bir kandilin Türkiye kökenli olduğu ve yasa dışı yollardan yurt dışına çıkarıldığı belirlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı uzmanların raporu doğrultusunda, Türkiye’nin kültür varlığı iadesi konusundaki ikili anlaşması kapsamında İsviçre makamlarına gerekli bilgiler sunuldu.
Diğer bir soruşturmada da İstanbul, Balıkesir ve İzmit’te basıldığı belirlenen MS 4-6’ncı yüzyıllara ait Bizans dönemi sikkeleri ve bir altın madalyon bulundu. Türkiye’nin kültürel mirasına ait bu eserler, İsviçre'deki iş birliği sayesinde ait oldukları topraklara dönüyor.
2024 YILINDA GERİ DÖNEN ESER SAYISI ARTIYOR
İade edilen bu eserlerle birlikte, 2024 yılında Türkiye'ye geri dönen kültür varlığı sayısı 45’e ulaştı. Türkiye, 2002 yılından bu yana iadesini sağladığı toplam 12 bin 164 eseri, ait oldukları topraklarla buluşturmayı başardı. Bu eserlerin 7 bin 846’sı ise son beş yılda ülkeye geri kazandırıldı.
Türkiye’nin İsviçre Büyükelçiliği’nde düzenlenen törenle teslim alınan tarihi eserler, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın koruması altında Türkiye’de sergilenerek geçmişin izlerini bugüne taşıyacak.