HABER: GÜNSU ÖZMEN
1908 yılında resmi diş hekimliği eğitiminin başlamasıyla anlam kazanan 22 Kasım, Türkiye'de Diş hekimliği Günü olarak kutlanırken, aynı hafta boyunca düzenlenen etkinlikler hem meslek mensuplarına hem de şehirlere yönelik yaratmayı amaçlıyor. TDB ve Diş hekimleri Odaları, bu yeteneğin çeşitli organizasyonlar düzenleyerek ağız ve diş sağlığının önemine dikkat çekiyor.
“AİLE DİŞHEKİMLİĞİ SİSTEMİ BİR VAAT OLARAK KALMASIN”
Türkiye'de diş hekimliği hizmetleriyle ilgili sorunlar, kamu diş hekimlerinin açıklamalarıyla bir kez daha gündeme geldi. Hem kamu hem de özel sektör uzmanları, ağız ve diş sağlığı alanında sistemsel uygulama yapma yöntemini vurgularken, sahada yaşanan zorluklar ve eksikliklere dikkat çekildi.
“HER HASTA VE DİŞ FARKLIDIR”
Diş hekimleri, mesleklerinin sağlık camiası içinde önemli bir yere sahip olduğunu belirtirken, mesleğinin kendisinin olup olmadığının çizildiğini belirtiyor. Özellikle hastanın özelinde değişkenlik gösteren tedavi gereksinimlerinin dikkate alınmaması gerektiği şekilde ifade edildi. Ancak diş hekimliğiyle ilgili düzenlemelerin sahadaki hekimler ve meslek kuruluşlarının alınmadan değerlendirilmesinden eleştirileri, bu durumun hem hekimler hem de kadınlar için sorun yarattığı vurgulandı.
ARTAN DİŞ ÇÜRÜKLERİ VE ERKEN DİŞ KAYBI
Kamu diş hekimleri, kötü ağız hijyeni ve artan diş çürüklerine dikkat çekti. Özellikle çocukluk çağındaki dişlerin patlaması ve erken diş kayıplarının toplumsal sağlık açısından ciddi bir sorun haline geldiği ifade edildi. Buna göre, artan bitmelere rağmen diş çürüğü oranlarının arttığı, sistemdeki eksikliklere işaret ediliyor.
“KORUYUCU DİŞ HEKİMLİĞİ TEŞVİK EDİLMELİ”
Türkiye'de yaklaşık 15 bin kamu diş hekiminin, 85 milyonluk nüfusa ağız ve diş sağlığı hizmeti sunma çalışmaları belirtilirken, bu yükün tek başına bakımı mümkün olmadığı söylendi. Koruyucu diş hekimliği uygulamalarının yaygınlaştırılmasının zorunlu olduğu ve bu yaklaşımın sağlık bütçesine katkı sağlayacağı dile getirildi.
AİLE DİŞ HEKİMLİĞİ SİSTEMİ ÖNERİSİ
Türk Diş hekimleri Birliği Başkanı Fatih Güler, ağız ve diş sağlığı sisteminin genel olarak yaygınlaştırılması için “Aile Diş Hekimliği” sisteminin kullanılabilir bir yapıya kavuşturulması gerektiğini belirtti. Bu konuda ticari ilişkilerin ve meslek STK'larının parçalarının toplanması gerektiği şekilde ifade edilirken, iş birliğinden yoksun bırakılmaların sorunlarının derinleştirildiği kaydedildi.
SAHTE DİŞÇİLİK VE YASAL DÜZENLEME ÇAĞRISI
Açıklamada sahte dişçilik işlemlerine de değinilerek, diş hekimi olmayan kişilerin klinik açmasının veya malzeme tedarikinin kesinlikle engellenmesinin gerektiği vurgulandı. İl sağlık müdürlüklerinin bu konuda denetimlerini artırması talep edildi.
SORUNLAR ÇÖZÜLMEDİKÇE DERİNLEŞİYOR
Kamu diş hekimleri, ağız ve diş sağlığı alanında yaşanan bu sürecin çözüme kavuşturulması için resmi olarak çağrıda bulunarak, ortak akıl ve iş birliğiyle daha etkin bir sağlık hizmeti sunulabileceğini belirtti.
1908 yılında bilimsel diş hekimliği eğitiminin başlaması nedeniyle kutlanan 22 Kasım Diş Hekimliği Günü’nde, TDB Başkanı Fatih Güler önemli açıklamalarda bulundu. Güler, diş hekimliği fakültelerinin hızla artan sayısı, eğitim kalitesindeki düşüş ve yurt dışına göç eden diş hekimlerinin artışı gibi konulara değindi.
DİŞHEKİMLİĞİ FAKÜLTELERİ VE KONTENJAN ARTIŞLARI
TDB Başkanı Fatih Güler, son yıllarda diş hekimliği fakültelerinin sayısında ve kontenjanlarında büyük bir artış olduğunu belirtti. 2003 yılında 929 olan öğrenci kontenjanının 2023 itibarıyla 11 bin 254'e yükseldiğini ifade eden Güler, bu hızlı artışın eğitim kalitesine zarar verdiğini söyledi. Türkiye'de 105 diş hekimliği fakültesi bulunuyor, ancak bu fakültelerde eğitim veren akademik kadro yetersiz. 826 profesör, 457 doçent ve toplam 1 bin 316 öğretim üyesi mevcutken, fakülte kontenjanlarının aşırı yüksek tutulması niteliksiz eğitim sorununu beraberinde getiriyor.
YURT DIŞINA GÖÇTE ARTIŞ
Güler, 2014 yılında yalnızca 3 diş hekiminin yurt dışına çıktığını, ancak bu rakamın 2023'te 416'ya ulaştığını belirtti. "Nitelikli iş gücümüzü kaybediyoruz" diyen Güler, göçün, diş hekimlerinin çalışma koşulları ve ekonomik kaygılarla ilişkili olduğunu vurguladı.
AĞIZ VE DİŞ SAĞLIĞINDA AVRUPA’NIN GERİSİNDEYİZ
Türkiye’nin ağız ve diş sağlığı alanında Avrupa ülkelerinin gerisinde kaldığını belirten Güler, kişi başına düşen yıllık diş macunu tüketiminin Türkiye’de 85 gram, OECD ülkelerinde ise 450 gram olduğunu ifade etti. Ayrıca Türkiye’de bir kişinin diş hekimine gitme sıklığı 0.41 iken, Avrupa ortalamasının 5 olduğunu söyledi.
MESLEK DIŞI ORTAKLIKLAR VE FAKÜLTE AÇILIMLARINA TEPKİ
Fatih Güler, özel ağız ve diş sağlığı merkezlerinde meslek dışı ortaklıkların yaygınlaşmasını eleştirdi ve bu durumu, sağlıkta ticarileşmenin bir göstergesi olarak değerlendirdi. Ayrıca yeterli akademik kadro ve donanım olmadan açılan diş hekimliği fakültelerine karşı olduklarını belirtti.
ÖNERİLER VE TALEPLER
TDB, çözüm önerilerini şu şekilde sıraladı:
- Yeni diş hekimliği fakültelerinin açılmaması, mevcut kontenjanların azaltılması.
- Kamuda diş hekimi istihdamının artırılması ve halkın ağız ve diş sağlığına erişiminin kolaylaştırılması.
- Sağlık hizmetlerinde KDV’nin yüzde 1'e düşürülmesi.
- Apartman muayenehanelerinin mevzuata uygun hale getirilmesi.
Güler, sağlık sektörünün ticarileşmesine karşı mücadele edeceklerini ve diş hekimlerinin mesleki haklarını savunmaya devam edeceklerini belirterek sözlerini tamamladı.