DEĞERLENDİRME: DURSUN ERKILIÇ
A Milli Futbol Takımımız, Almanya’da düzenlenecek EURO 2024’e katılmayı garantiledikten sonra, Galler ile oynayacağı grup maçı öncesinde, turnuvanın ev sahibi olan Almanya ile hazırlık dalaşı yapması, ciddi ve ağır bir ‘idman’ idi…
Maçtan önce; “Almanya’yı yeneriz demiyorum, yenmemiz gerekir…” şeklinde bir paylaşımda bulunayım dedim ama bunu sadece Olimpiyat Stadını dolduracağından emin olduğum gurbetçiler adına istediğim için vazgeçtim!
Evet, yenebilirdik, yendik. Önemli olan bu…
İSTATİSTİKLER NE DİYOR?
Doğu’sundan / Batı’sına Almanya ile çok maç yapmışız. Doğu Almanya’ya üstünlüğümüz var ama Batılı keferelerle yaptığımız 21 maçta 3 kez kazanabilmişiz. 14 maçı kaybedip 4 maçta berabere kalmışız…
Biliyorum geçmişe mazi derler… Almanya ile çok zorlu ve sonucu bakımından önemli maçlarımız oldu ama biz bugüne dönelim…
MONTELLA, ÜLKÜCÜ MÜ?
Bugüne kadar Milli Takımımıza emek veren tüm teknik direktörlere teşekkür ediyorum. Ancak teknik direktörlük kariyerindeki ilk milli takım hocalığına Türkiye ile başlayan İtalyan Vincenzo Montella, bu maça gelene kadar, Adana Demirspor taktiğiyle 2’de 2 yaparak Almanya biletini almıştı. Bu bir mucizeydi! Oynattığı futbol ise seyir zevki veriyordu…
Maç sonrası TRT mikrofonlarına yaptığı değerlendirme sırasında sıkça ‘Türk Milleti’ demesi ve adeta bir kahramanlık destanı anlatıyor gibi cümleler kurması dikkat çekiciydi…
TRT ekranlarından kulaklarımıza yansıyan konuşmada, futbolcu ve taraftarlara teşekkür ederken “Çok çalışıyoruz ve hem de kendileri çok iyi uyguluyorlar. Kendi milliyetçilik duygularını yansıtan bir durumumuz var” demesi, Milli Takıma bizlerden çok inandığını gösteriyordu! Bir de, dünya futbolunda yeni bir yıldız doğuyor gibi: Kenan Yıldız…
Maç başladığında futbolcularımızın garip ve basit hatalar yapmasını stattaki 72 bin seyircinin neredeyse tamamının Türk olmasına bağlarken, daha 5. dakikada yediğimiz gole bir anlam veremedim. Neyse ki 10 dakika sonra toparlandık… 38’de 1-1’i, 45+2’de 2-1’i bulduk. İkinci yarının başlarında golü yediğimizde sinirlenip bir haber programına döndüm…
MAÇTAN BİR GÜN ÖNCESİ…
Programda, Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Özay Şendir, milli maçtan bir gün önce gerçekleşen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Almanya ziyareti sırasında, o ülkenin İletişim Başkanlığının başında bulunan iki metre boyundaki kişinin müstehzi gülüşüne kıl oluşunu anlatıyordu. Bir anlamda ‘Faşo Aga’ durumuydu ama Erdoğan’ın konuşmasıyla sırığın ‘çamurlaşan’ suratından bahsedince, maça döndüm!
‘Bizim Çocuklar’ fena oynamıyordu. Tribünler rakibi apıştırmıştı…
Her şey iyi gidiyordu ama Özay Şendir’in sözleri kafamı karıştırmıştı.
Daha önce birkaç yazmıştım, hatırlatmamın tam yeri: 30 yıl kadar önce Side’de tatildeydik. Yan masadan biri turistlerle ilgili ileri/geri konuşurken, ‘ayıp oluyor…’ diye müdahale etmiştim! Adam, “Ben Almanya’da çalışıyorum; ırkçılık bunların kanında var” gibi sözler edince sustum…
MAÇ GÖZÜMDE ÖNEM KAZANDI
Zaman içinde pek çok gurbetçiden buna benzer anılar dinledim… Özel de olsa maça konsantrasyonum arttı…
71. dakikada gelen galibiyet golüyle futbolcular gibi bizler de sevindik. Aklıma, Muzaffer İzgü diyesim geliyor ama bir başka yazarımızın kitabında da okumuş olabilirim; hani yazarımız, her şeyiyle böbür böbür böbürlenen bir Alman’a “Benim anam bir bulgur pilavı yapar ki parmaklarını yersin” deyince, Alman, “Sen hele benim anamın yaptığı…” diye söz başlayınca, “Ulan bırak da bulgur pilavını bari benim anam iyi yapsın” diyerek üstüne yürümesindeki ruh hali Milli Takım oyuncularımızda da vardı!
Faşo Aga’nın dediği gibi, “Aganın dışkısı üstüne dışkı olmaz” belki ama futbolda bir dünya markası olan Almanya’yı yenecek bir milli takım olur. O takımlardan biri de Türk Milli Takımı oldu…
Maç bittiğinde Faşo Aga’nın suratını görmek isterdim…