ÖZEL HABER: AYBALA ALMİNA MELEK
Babasından devraldığı ve yarım asırdır devam ettirdikleri mesleğinin kendisi için bir hobi haline geldiğini ifade eden Faruk Küçük, Samanpazarı'nda 30 yıl önce 30'dan fazla bakırcının olduğunu ancak günümüzde bu sayının gittikçe azaldığını dile getirdi.
Küçük, "Eski dönemlerde bütün ev ve mutfak eşyaları bakırdan olurdu. Çeyiz listelerinde bakır eşyalar yer alırdı. Bakırın özelliği yemeğe güzel tat vermesidir. Çelik, alüminyum, borcam, teflon gibi ürünler çıktıktan sonra bakır geri planda kaldı. Çünkü, bakır kalay olmadan kullanılmaz. Bir diğer neden ise bakırın bulaşık makinesinde yıkanamamasıdır. Diğer ürünler daha kolay ve pratik görülüyor. Ancak bakırda pişen yemek ile çelik tencerede pişen yemek arasında büyük fark vardır. Hem tat olarak hem de sağlık açısından bakır daha önemlidir." diye konuştu.
"BAKIR, TEKNOLOJİYE YENİK DÜŞTÜ"
Bakır ev eşyalarının kullanımının günümüzde yüzde 10'lara düştüğünü belirten Küçük, "Bazı lokantalar servis tabaklarında kullanıyor. 30 yıl önce Samanpazarı'nda 30'dan fazla bakırcı vardı. Günümüzde bir elin parmağını geçmez. Artık bakır, aksesuar ürünleri olarak tercih ediliyor." dedi.
Küçük, eski Osmanlı'dan kalan bakır ürünleri biriktirdiğini söyleyerek, "Geçmişimizi unutmamak ve geleceğe aktarmak için büyüklerimizin kullandığı bütün mutfak ürünlerine burada yer veriyorum." ifadelerini kullandı.
Bakır ürünlerinin sağlık açısından daha faydalı olduğunu kaydeden Küçük, "Tarihte her zaman bakır kullanılırdı. Teflon, kanserojen maddeler içeriyor. Alüminyum kullanılan tencerelerde yemekler pişiyor. Kullanımına ve temizliğine dikkat edilmediği zamanlarda alüminyum parçalarıyla karşı karşıya kalıyorsunuz. Ancak bakır öyle değil." dedi.
Çocukluk yaşlarından itibaren bakır ve kalaylama mesleğini sürdüren Küçük, günümüzde ustaların yetişmemesinden kaynaklı mesleğin 15 yıl sonra bitebileceğini dile getirdi.