Necip Fazıl Kısakürek'in yakın dava arkadaşı ve Milli Görüş hareketinin kurucularından biri olan Öztürk, 1931 yılında Şanlıurfa'da dünyaya geldi. Şanlıurfa Lisesi ve Teknik Okul'dan mezun olduktan sonra ticaretle ilgilendi ve çeşitli firmalarda müşavirlik ve yönetim kurulu başkanlığı yaptı.
BÜYÜK DOĞU DERGİSİ'NE KATKILARI
Lise yıllarında "Büyük Doğu" dergisinden etkilenen Öztürk, İstanbul'a gelerek Kısakürek’in derginin çıkarılmasına katkıda bulundu. Bir süre ABD'de kaldıktan sonra, 1968'den itibaren Türkiye'nin farklı şehirlerinde konferanslar verdi. 1997 yılında Aydın'a yerleşen Öztürk, burada "Kültür ve Sanatta Aydın" ve "İdare" dergilerinin genel koordinatörlüğünü üstlendi.
Aydın Yazarlar ve Şairler Derneği ile Menderes Yüksek Öğretim ve Bilim Vakfı'nın kurucuları arasında yer alan Öztürk, aynı zamanda Mehmet Akif Vakfı, Türkiye Yazarlar Birliği ve Aydınlar Ocağı'nın üyesiydi. Milli Nizam ve Milli Selamet partilerinin İzmir bölge kurucuları arasında bulunan Öztürk, 1973 ve 1977 seçimlerinde Muğla ve Aydın'dan milletvekili adayı oldu. Ayrıca, Komünizmle Mücadele Derneği'nin genel sekreterliğini de yürüttü.
YAZIN HAYATINDAKİ KATKILARI
Öztürk’ün eserleri, "Bugün", "Mücadele", "Milli Gazete" ve "Yeni Şafak" gibi gazetelerde yayımlandı. Kendi çıkardığı "Türk Ruhu" dergisi ile "Hilal", "Tohum" ve "Tek Yol" dergilerinde de yazıları yer aldı.
"Türk Ruhu" Dergisi
Ali Haydar Öztürk, "Türk Ruhu" dergisini 15 Aralık 1957'de İstanbul’da yayınlamaya başladı. Dergi, başlangıçta 15 günlük olarak çıkarıldıktan sonra haftalık olarak yayımlanmaya başladı. Siyasi, edebi, sosyal, dini, sanat ve kültür alanlarında içerik sunan "Türk Ruhu", toplamda 14 sayı olarak yayımlandı ve dönemin önemli isimlerine ev sahipliği yaptı.
Derginin ilk sayısında, "Davet" başlıklı yazısında, "Milli idealimizi kurmak için 7'den 70'e herkesin el birliğiyle feragat ve fedakarlıkla katkıda bulunmasını istiyoruz" ifadelerine yer vermişti. Öztürk, Türk milletinin gerçek şahsiyetini bulması ve bilimle bütünleşmesi gerektiğini vurgulamıştı.
Ali Haydar Öztürk, Türk edebiyatı ve düşünce dünyasında önemli bir yer edinmiş bir isim olarak hatırlanacak.