DEİK Türkiye-ABD İş Konseyi'nin düzenlediği "39. Amerikan-Türk Konferansı"na katılan Bayraktar, enerji dönüşümünün giderek önem kazandığını ve yenilenebilir enerji kaynakları, kritik mineraller ve sıvılaştırılmış doğal gaz gibi alanlarda işbirliği potansiyelinin arttığını ifade etti.
Bayraktar, Türkiye ve ABD'nin sadece kendi ülkelerinde değil, üçüncü ülkeler ve farklı bölgelerde de işbirliği yapabileceğine dikkat çekti.
ABD Enerji Bakanı Jennifer Granholm ile başlatılan Enerji ve İklim Diyaloğu mekanizmasının önemine vurgu yapan Bayraktar, bu platformun her iki ülkenin enerji stratejilerinin merkezinde yer alan kilit alanlarda işbirliğini ilerletmek için değerli bir çerçeve sağlayacağını belirtti. Ayrıca, bu platformun Türk-Amerikan iş dünyasından yatırımcılara da açılmasının hedeflendiğini dile getirdi.
Türkiye'nin temiz ve sürdürülebilir enerji geleceği için kararlı olduğunu vurgulayan Bayraktar, bu stratejik alandaki ortak eylemin, güçlü bir stratejik ortaklığı gerektirdiğini ve dolayısıyla Türkiye'nin ABD ile enerji ve maden sektörlerinde ikili işbirliğini geliştirmeye hazır olduğunu ifade etti.
Bayraktar, Türkiye'nin ABD ile LNG ticaretinin arttığına dikkat çekerek, bu işbirliğinin ciddi bir büyüme potansiyeline sahip olduğunu ve artan hacimlerin Türkiye'nin ve bölgenin enerji arz güvenliğine katkı sağlayacağına inandığını belirtti.
Enerji ve doğal kaynakların dünyadaki birçok çatışmanın ana kaynağını oluşturduğunu ifade eden Bayraktar, sürdürülebilir şekilde uygun fiyatlı ve güvenilir enerji tedarikinin öneminin her geçen gün arttığını vurguladı.
Türkiye'nin enerji talebinin arttığını ve ülkenin enerjide ithalata bağımlı olduğunu belirten Bayraktar, bu zorluklar arasında özgün bir enerji dönüşümü stratejisi geliştirmeye çalıştıklarını dile getirdi.
Bayraktar, Türkiye'nin enerji altyapısı, rekabetçi enerji piyasası ve dijitalleşmenin önemine vurgu yaparak, ülkenin uzun vadeli enerji planının yenilenebilir enerji, enerji verimliliği, nükleer enerji, doğal gaz, hidrojen ve madencilik olduğunu belirtti.
Türkiye'nin yenilenebilir enerji kapasitesinde Avrupa'da önde olduğunu ve 2053 yılına kadar karbon nötr olmayı hedeflediğini ifade eden Bayraktar, yenilenebilir projeleri desteklemeye devam edeceklerini ve güneş ve rüzgar kapasitesini 2035'e kadar artırmayı hedeflediklerini kaydetti.
Nükleer enerji üretimine de büyük önem verdiklerini belirten Bayraktar, Türkiye'nin ilk nükleer santralinin devreye alınmasının ülke için tarihi bir dönüm noktası olacağını ve enerji güvenliğine katkı sağlayacağını ifade etti.
Bayraktar, Türkiye'nin yüksek enerji yoğun sanayilerin dönüşümü için temiz ve verimli enerji kaynağı olan küçük modüler reaktörlere yatırım yapma konusunda istekli olduğunu vurguladı.
Özel sermayeyi çekmek ve enerji piyasalarında eşit oyun alanı sağlamak için rekabetçi enerji piyasalarına sahip olmayı hedeflediklerini dile getiren Bayraktar, İstanbul Finans Merkezi'nde sağlıklı işleyen emisyon ve maden piyasaları oluşturmak istediklerini belirtti.
Bayraktar, enerji sektöründeki dijitalleşmenin önemine vurgu yaparak, mevzuatı sürekli olarak güncellediklerini ve daha fazla dijitalleşmeye olanak sağladıklarını ifade etti.