Başarılı ve güzel oyuncu Farah Zeynep Abdullah’ın hayatını canlandırdığı Bergen filmi bugün ATV ekranlarında ilk kez izleyici ile buluştu. Peki, Bergen kimdir? Bergen kaç yaşında? Bergen ne zaman öldü? Detaylar haberimizde…
BERGEN KİMDİR?
Belgin Sarılmışer, sahne adı "Bergen" olarak bilinir ve 15 Temmuz 1959 tarihinde dünyaya gelmiş, 14 Ağustos 1989'da hayata veda etmiştir. Bergen, Türk arabesk-fantezi müziğinin önemli bir temsilcisi ve aynı zamanda bir oyuncuydu. Türkiye'de kadın haklarına duyarlılığı ile tanınan ve yaşamıyla sembol haline gelmiş bir isimdir.
Bergen, Mersin'de yedi çocuğu olan bir ailenin en genç üyesi olarak doğdu. Ebeveynlerinin boşanmasının ardından, annesiyle birlikte Ankara'ya taşındı. İlkokulu Yenimahalle Yunus Emre İlkokulu'nda tamamlarken, aynı dönemde mandolin çalma yeteneğiyle müziğe ilgi duyuyordu. Müzik yeteneği öğretmenleri tarafından fark edilince, mezun olduktan sonra ünlü bir isim olarak konservatuvar eğitimi alması teklif edildi. Ankara Devlet Konservatuvarı'nın sınavlarına girerek piyano bölümünde birinci olarak kabul edildi ve ilk iki yıl boyunca piyano ve viyolonsel eğitimi aldı. Ancak maddi sıkıntılar nedeniyle okulu yarıda bırakmak zorunda kaldı ve yaşını büyüterek PTT'de memur olarak çalışmaya başladı.
Bergen'in ailesi, 1977 yılında evlendiğini ve bir çocuğu olduğunu iddia etse de, bu iddia ailesi tarafından yalanlandı. 1979 yılında arkadaşlarıyla eğlenmeye gittiği Feyman Gece Kulübü'nde sahne alarak sahne kariyerine başladı. Kulüp sahibi İlhan Feyman tarafından beğenildi ve orada çalışması için teklifler aldı. Bu teklifleri kabul edip Feyman Gece Kulübü'nde Grup Lokomotif orkestrası ile birlikte Türk sanat müziği, Türk hafif müziği ve dönemin popüler şarkılarını içeren repertuarlarla sahne aldı. Bir yıllık çalışmanın ardından Feyman Gece Kulübü'ndeki işi sona erdiğinde Adana'daki Kuyubaşı Gazinosu'ndan gelen 8 aylık çalışma karşılığında verilen bir otomobil teklifini kabul etti. Ancak iş sona erdiğinde otomobil elinden alındı ve borç içinde kaldı.
Bergen, Ankara'dan sonra 1981 yılında iş nedeniyle Adana'ya taşındı. Adana'da, Halis Serbes adında biriyle tanıştı. Serbes, her gece Bergen'e çiçekler gönderiyor ve Bergen'in çalıştığı mekanı ziyaret edip her gece en önde oturarak şarkıcısını izliyordu. Serbes'in ısrarı sonucu, ikisi evlenmeye karar verdiler. Ancak, Bergen'in sonradan öğrendiği üzere Serbes'in başka bir kadınla evli ve üç çocuklu olduğu, kendiyle oynadığı bir nikahın olduğu ortaya çıkınca, Bergen ilişkiyi sonlandırdı.
Serbes'in şiddet uygulamaları ve diğer problemler nedeniyle Adana'dan ayrılan Bergen, yeniden gece kulüplerinde sahne almaya başladı. Bergen, sahne adını Norveç'in Bergen şehrinden esinlenerek "Bergen" olarak değiştirdi. 1979'da Ankara Başkent Gazinosu'nda Bülent Ersoy, İbrahim Tatlıses ve Müjde Ar gibi ünlü isimlerle aynı sahneyi paylaşarak uvertür sanatçısı olarak kariyerine devam etti. 1982 yılında ise Atlas Plak etiketiyle "Şikayetim Var" adlı kasetini müzikseverlerle buluşturdu.
Serbes'in şiddetine rağmen hala aşık olduğunu belirterek, 9 Ocak 1982'de resmi bir nikahla tekrar Halis Serbes ile evlendi. Ancak, aynı yılın 31 Ekim'inde İzmir'de çalışırken, eşinin düzenlediği bir saldırı sonucu kezzapla saldırıya uğradı. Bu saldırı sonucunda Bergen, bir gözünü kaybetti ve vücudunun büyük bir kısmı yanıklarla kaplandı.
Bergen'in yaşadığı trajik olaylar şu ifadelerle özetlenebilir:
Bergen, ilişkisinin sonlarına doğru evde başka bir kadının külodu bulması üzerine Adana'dan kaçtı ve Ankara'ya yerleşti. Ancak Halis Serbes, Bergen'i takip etmeye ve tehdit etmeye devam etti. Serbes, Bergen'i tehdit ederek yüzüne kezzap atacağını söyledi, ancak Bergen bu tehdide inanmıyordu.
Halis Serbes, bir kiralık katil tutarak İzmir'e gönderdi ve 31 Ekim 1982 gecesi İzmir Alsancak'taki New York adlı pavyonun önünde Bergen ve annesi bir taksiye binmek üzereyken saldırgan, Bergen'in üzerine bir kova kezzap döktü. Bergen, bu saldırı sonucu iki gözünü kaybetti ve vücudunun büyük bir kısmı yanıklarla kaplandı.
"O ANDA İKİ GÖZÜM GİTTİ"
Bergen, olay anını şu şekilde anlattı: "O anda iki gözüm gitti. Biraz alkollü olduğum için hiçbir şeyin farkında değilim. Sadece çığlıklar duyuyorum. Bir ara 'Suya götürün!' diyorlar. Kadere bak ki, sular kesik. Su, ip gibi akıyor. Üzerimdeki giysileri yırtıp her tarafımı sardılar. O an her yer çok karanlık, bir şey göremiyor, gözlerimi açamıyorum. Kısa bir süre sonra ekip arabası geldi. Ege Üniversitesi Hastanesi'ne götürdüler. Hastanede 45 gün kaldım, yara tedavisi gördüm."
Bergen'in annesi ise damadının sürekli tehditler savurduğunu ve bu evliliğin sona ermesi gerektiğini düşünerek boşanmaya karar verildiğini ancak Bergen'i rahat bırakmadığını belirtti.
Olayın ardından Bergen'e yardım etmek isteyen dönemin ünlü estetik cerrahı Onur Erol, birden fazla ameliyat gerçekleştirdi ve tedavi sürecini yönetti. Bergen, ağır yaralarla savaştı ve sağlık durumunu düzeltmek için uzun bir süre çaba sarf etti. Onur Erol, Bergen'in yanıklarını tedavi etmek için birkaç kez ameliyat gerçekleştirdi ve yüzünde protezler eklemek için çalıştı. Yüzündeki yaraların iyileşmesi aylar aldı ve tedavi süreci oldukça zorlu oldu.
Halis Serbes, 2 aylık firardan sonra yakalandı ve ardından 13 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Saldırıdan sonra hastaneyi arayarak olayla hiçbir ilgisi olmadığını iddia ederek yalan söyledi.
Sağ gözündeki hasar nedeniyle, saçlarını sağ gözünün üzerine atması ve bazen güneş gözlüğü takması, halkın hafızasında kalan bir imaj olarak kaldı.
Ancak, Bergen'in trajik ölümü, 14 Ağustos 1989'u 15 Ağustos'a bağlayan gece, Adana'nın Pozantı ilçesinde Halis Serbest tarafından vurularak öldürüldü. Silahlı saldırıda annesi Sabahat Çakır da yaralandı. Bergen, doğduğu yer olan Mersin'deki Şehir Mezarlığı'na defnedildi. Cinayet sonrasında yurtdışına kaçan katil Almanya'da yakalandı ve 15 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Ancak cezası iyi hâl nedeniyle 3 yıla indirildi ve toplam 7 ay hapis cezası aldı.
Bergen'in mezarı, katilin tehditleri nedeniyle özel bir güvenlik önlemi altındadır. Kardeşi, durumu şu şekilde açıkladı: "O adam, 32 yıl önce Belgin'i öldürmeden önce gecenin ikisinde telefonla arayarak 'Kemiklerini size bırakmayacağım, onu öldüreceğim' derdi. Annem, o mezarı o kafesle koruma altına aldırdı." 2018'de katil, 4 çocuğa cinsel istismar suçlamalarıyla tutuklandı.