ÖZEL HABER: GÜNSU ÖZMEN
Foto Muhabir Mert Gökhan Koç, Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesinin çıkarttığı ‘Görünüm Gazetesi’ ile mesleğe ilk adımını attığını ve foto muhabirlerinin yaşadığı sorunları anlattı.
COVID-19 nedeniyle hayatını kaybeden eski AK Parti Milletvekili Burhan Kuzu'ya Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesinde atılan yumurta karesini yakalayarak önemli bir fotoğrafa imza atmıştı. Mert Gökhan Koç, o süreci ve mesleki tecrübelerini şöyle anlattı:
"MESLEĞE YUMURTA İLE BAŞLADIM
“Eski TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, Siyasal Bilgiler Fakültesinde Anayasa ile ilgili sempozyum vermeye gelmişti ve ben de Görünüm Gazetesi için habere gitmiştim. Sempozyumda Burhan Kuzu’ya yumurta atılmıştı. Ben de bu anı yakalamıştım. Dışarı çıktığımda arkadaşım Rıza abiyle (Türkiye Foto Muhabirleri Derneği Başkanı Rıza Özel) tanıştırdı. O da olayın başına yetişememiş ‘Kardeşim çektin mi?’ dedi ben de 'evet çektim abi' dedim. ‘Ajans ile paylaşır mısın?’ dedi. 'Tabii seve seve paylaşırım.' dedim ve Anadolu Ajansı’na gittik. Fotoğrafları aldı, ben de muvakafatname imzaladım ve ajans, o fotoğrafları geçti. Ertesi gün 10’dan fazla gazetenin manşetinde benim fotoğraflarım vardı. Sonra Ajans’ta staj yapmaya başladım. Aslında benim meslek hayatım bir nevi yumurta ile başladı.”
"İYİ HABER YAZMAYI HÜRRİYET ANKARA'DA ÖĞRENDİM"
Mesleğe yerel haberlerde başlayan Koç, Hürriyet Ankara serüvenini ise şu sözlerle ifade etti: “Muhabir olarak başlamıştım ama benim yaptığım haberler yine fotoğraf ağırlıklıydı. Fotoğraf çekmeye ek olarak haber de yazıyordum. 2 tane yerel seçim takip ettim, fazlasıyla röportaj yaptım ve yereldeki gündemi çok yakından takip ettim. Haber yazma alanında benim bu kadar gelişmemi Hürriyet Ankara Eki sağladı. Haber yazmanın inceliklerini ekte öğrendim.”
“ASLINDA İYİ BİR FOTO MUHABİR İYİ BİR GAZETECİDİR”
Bir foto muhabirin bazen sel, deprem gibi kriz anlarında tek başına kalabileceğini, bu yüzden de iyi haber yazmayı bilmesi gerektiğini belirten Koç, “Aslında iyi bir foto muhabir iyi bir gazetecidir.” dedi.
Foto Muhabiri Mert Gökhan Koç, yerel haber alanı ile ulusal haber alanındaki avantaj ve dezavantajları da değerlendirerek şunları kaydetti: "Yerel haberde çalışmanın avantajları olarak, muhabirler ve foto muhabirler daha rahat bir çalışma ortamına sahip. Vakit kısıtlaması az olduğu için bir haber konusuna daha detaylı bakıp çalışabilme imkânı bulunuyor. Eskiden ulusal gazetelerin eklerinin bulunması yerelde rekabeti arttırıyordu ama bu rekabetin azalmasıyla iş dengesi değişti.
Dezavantajlar arasında ise Türkiye’nin konuştuğu konuların peşinde değilsin de daha çok bulunduğun yerin kent haberleri peşindesindir. O yüzden yazdığın haberlerin popüleritesi ya da gündemdeki yeri ulusal gazetedeki haberlere göre daha geride kalıyor doğal olarak. Bir siyasiyi yazdığın ya da çektiğin fotoğrafın yeri başkadır, yerel için çektiğin iyi fotoğrafın veya yazdığın haberin yeri başkadır. Senin yazdığın ya da çektiğin fotoğrafı belediyeler ve valilik görüyor, diğer tarafta da siyasi partiler var. Bu yüzden yerel ve ulusal alanda denge farkı var.”
“YERELDE BAŞLAMAK ÇOK BÜYÜK AVANTAJ”
“Tecrübe birikimini de kariyer basamaklarını kendinden emin ve sağlam adımlarla ilerletebilir. Yerel basın aslında bir nevi pişme yeridir. Eskiden de böyleymiş... Bilinmiş gazeteciler yerelden başlarmış, yanlışını da doğrusunu da görürmüş. Tecrübe kazandıkça da daha farklı misyonlarla görevlerle kariyerine devam eder. Olay ‘Ben okulunu okudum ve artık gazeteciyim’ demek değildir. 'Ben gazeteciyim' demek, yıllarla elde edilen bir deneyimdir. Ben kendime şu an 'iyi bir gazeteciyim' diyemem. Bir gazetecinin bunu demesi aslında onun bittiği bir noktadır bence. Çünkü 'ben bir fotoğraf çektim ve ben iyi bir fotoğraf çektim' dersem, kendi gelişimimi kapatırım. Diyelim biro lay vardır ve 7 kişi çekmiştir. Her biri farklı bir detay görmüş olabilir. Kim ne çekmiş bakarım, eğer sadece fotoğrafı çekip bırakırsan kendini geliştiremezsin, iyi gazetecilik de yapamazsın.”
“FOTO MUHABİR, OLAYI TEK KAREDE ÖZETLER”
“Foto muhabir, olayı tek bir kare ile özetler. Mesela yakın tarihte 6 Şubat depremlerinde çok büyük acı yaşadık ve 50 binden fazla insanımız vefat etti. O kadar çok fotoğraf vardı ki ama Adem Altan’ın çektiği tek kare (Kızı Irmak’ın elini bırakmadan beklediği fotoğraf) tüm dünyayı sarstı. Nick Ut, Vietnam Savaşı’nda Napalm bombası atıldıktan kısa bir sonra çektiği fotoğraf tarihi değiştirdi. Buna bir diğer örnek de Nilüfer Demir’in çekmiş olduğu 'Aylan Bebek' fotoğrafı oldu. O fotoğraf çekilmeden önce mülteci sorunu da vardı. Bir kare fotoğraf gündemi değiştirdi o yüzden fotoğraf habercilikte çok önemli bir bileşendir. Yazı fotoğrafsız fotoğraf da yazısız olmaz.”
“BENCE EN ÖNEMLİ SORUN PATRONAJ”
“Foto muhabirlerinin yaşadığı sorunlara baktığımızda şunları söyleyebilirim: İlk olarak ekipmanlarımız çok pahalı, genci yaşlısı, büyüğü küçüğü ekipman alırken inanılmaz zorlanıyor. Gazetecilik yapan ve yaptığını belge ile ispatlayanların vergisiz bir şekilde ekipman alması sağlanabilir. İkinci olarak kazanç olabilir. Medya sektörü maalesef çok daraldı, bu alandaki her meslek grubu gibi foto muhabirleri de etkileniyor. Ankara’daki tüm gazetelerde toplasan 10 foto muhabir var. Şu an telaffuz ettiğimiz sayı, eskiden sadece bir gazetede çalışan foto muhabirlerin sayısıydı. Bence bunun sebebi de medya sektöründeki daralma, patronaj ve meslek örgütlerinin pek bir şey yapamaması. Bence en önemli sorun patronaj. Nasıl ki bir gazeteci 212 Basın Kanunu’na göre çalışıp sadece mesleğini icra ediyorsa medya sahiplerinin de sadece gazetecilik yapması gerekiyor. Yani gazete sahiplerinin başka iş kollarında bulunmaması gerekiyor. Bu durumun önüne kanunla geçilmediği müddetçe gazetecilik hiçbir şekilde gelişmeyecek. Eski zamanlara dönüp baktığımızda Sedat Simavi’nin patronluğu hala anlatılıyor. Neden? Çünkü adam sadece gazetecilik yapıyor ve başka hiçbir beklentisi yok.”
SAĞLANAN KAZANÇ AZ
“Üçüncü olarak artık hiç kimse muhabir, foto muhabir ya da kameraman olmak istemiyor. Bunun sebebi de kazancın çok az olmasıdır. Tavan–taban uygulaması yapılması lazım ki gazete, televizyon sahibi, çalıştırdığı gazeteciyi belli standartların altında tutmaması gerektiğinin farkında olsun. Bu duruma Azerbaycan örnek verilebilir. Orada kanunla sınırlar çizilmiştir. Kazancın düşük olduğunu bildiği için de gençler tercih etmiyor. Buna ek olarak da iletişim fakültelerinin fazla olmasıdır. Arz talep dengesi bozuldu. Kontrolsüz iletişim fakültesinin açılması, fazla mezun öğrenciye sebep oldu.”
"İMZA SORUNU YAŞADIM, YAŞIYORUM VE YAŞAYACAĞIM"
“Son olarak imza sorunu var. Yaşadım, yaşıyorum ve yaşayacağımı da biliyorum. Sayfa sekteri canı istemezse ismimi yazmıyor. Bunun sebebi ise ya sayfada yer kalmadığını ya da unuttuğunu söylüyor. İmza atılması gerekiyor. Basın İlan Kurumu yoksa ceza kesiyor ama ayrıntılarının da mevzuat yoluyla çözülmesi gerekiyor.”
Fotoğraflar: Mert Gökhan Koç'un arşivinden...