Bursa’nın sokakları…

Tarih, doğa, manevi mekan zengini coğrafyası; bereketli toprağı, üretim üssü fabrikalarıyla bir büyük şehir olan Bursa’nın sokaklarını gezip dolaşırken, yazmam, anlatmam gereken karelerle karşılaştım. Özetleyeyim…

DEĞERLENDİRME: DURSUN ERKILIÇ

Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ın ihya edilmesini sağladığı 400 yıllık Bursa Mevlevihanesini görmek ve burada düzenlenen sema ayinine katılmak için bir grup gazeteciyle birlikte şehirdeydik.

Başkan Alinur Aktaş ile sohbet ve fotoğraf çekiminin ardından sokaklarında dolaştığımız Bursa, “Beni yazmazsan hatırım kalır” diye fısıldadı kulağıma! Söz verdim, yazıyorum…

Birbiriyle kesişen sayısız sokak, mahalle sakinlerini özellikle de çocukları gezdirmekten mutluydu!

Başkan Aktaş’ın kabuller ve bazı toplantılar için kullandığı Tarihi Binaya komşu, Ressam Şefik Bursalı Sanat Galerisi, mütevazı görünüşünün ardında ne büyük bir hazine saklıyordu, kim bilir?

Ben Sanat Galerisini incelerken, ‘Şşşt Şşşt’ diye bir ses geldi gaiplerden! Sait Faik sandım, Togg T10X imiş! O bir sanat eseri ya; Ressam Şefik Bursalı Sanat Galerisi’nin duvar dibine sığınmış. Ben göz kırptım o selektör yaptı!

“Ağlayı Ağlayı Geldim Kapına” türküsünü çığırıp dolaşıyordumb. Son dörtlüğe gelince karnım acıktı! Türkü diyordu ki; “Der Halil kanımı şarab edersin / Yakıp ciğerimi kebab edersin…”

Yolumu Tophane Kebapçısına döndürmenin zamanı gelmişti…

Karnım doyunca aklım başıma geldi. Döndüm Bursa sokaklarına…

Parkta oturmuş üç kızdan biri ötekilerine; “At gelir şakır şakır / Elinde gümüş bakır / Benim sevdiğim oğlan / Bıyık sarı göz çakır” havası atıyordu!

“Bursalı mısın kadifeli gelin çaydan mı geçtin” diyesim geldi, demedim!

‘Cezayir’ denmesine bakıp da Kuzey Afrika kıyılarına kulaç atmayın! Çünkü;

Cezayir'in harmanları savrulur
Savrulur da sol yanına devrilir
Sarı buğday samanından ayrılır
Sokakları mermer taşlı
Güzelleri hilal kaşlı Cezayir

Diyen türkü Bursa’ya aittir. O sokakları dolaşırken, her viraj alışımda ayrı bir güzelliğe denk gelmem, şehrin misafirlerine ikramıydı…

Üç o yandan beşte bu yandan
Bir de Keleş yaylasından
Çayır çimen ortasından

Geçe geçe yolumu çıkardığım sokak rengarenk boyalı evleriyle göz / gönül açıyordu…

Bursa’nın sokakları ‘Sarı Mustafa’ türküsünden çıkmış delikanlılarla doluydu!

Fese bak fese ne kadar da al
Ne güzel belindeki morlu şal
Demedim mi ben sana burda kal
Kalamaz ne çare eli şanlıdır
Burma bıyıklı delikanlıdır

‘Zeytinyağlı yiyemem’ diyene inat basma fistan giyenler gibi, ‘Zembilli’nin her şeyi, mendili bile Bursa işi olmalı... Yoksa “Zembilli Sıdıkam zembilli / Versene oyalı da mendili…” türküsü yakılır mıydı?

Yoldaşlar şehirle işaretleşirken, Hülasatül hülasa tadında demek isterim ki:
Bursa’nın sokakları sarıp sarmalıyor insanı; gitmek, gezmek, görmek gerek…
Vesselam…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Güncel Haberleri