Son yıllarda düzenlenen büyük spor organizasyonlarının karbon emisyonları dikkat çekici boyutlara ulaşıyor. 2010 Güney Afrika Dünya Kupası 2,75 milyon ton, 2014 Brezilya Dünya Kupası 2,27 milyon ton, 2018 Rusya Dünya Kupası 2,16 milyon ton, 2022 Katar Dünya Kupası ise 3,63 milyon ton karbon emisyonuna neden oldu. Seyahatler, bu emisyonların önemli bir kısmını oluşturuyor.
Olimpiyat Oyunları da benzer şekilde yüksek karbon salımı yaratıyor. 2008 Pekin Olimpiyatları 1,18 milyon ton, 2012 Londra Olimpiyatları 3,3 milyon ton, 2016 Rio Olimpiyatları 3,6 milyon ton ve 2021 Tokyo Olimpiyatları ise 1,96 ila 2,42 milyon ton karbon emisyonuna yol açtı.
Spor seyircisinin büyük etkisi de göz ardı edilemez. Danimarka Spor Araştırmaları Enstitüsü’nün verilerine göre, dünya genelindeki büyük liglerde yıllık karbon emisyonu yaklaşık 20 milyon ton civarında tahmin ediliyor.
SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK ÇABALARI
Birleşmiş Milletler tarafından başlatılan Spor İçin İklim Eylemi Çerçevesi (UNSCAF), küresel spor topluluğunun karbon emisyonlarını azaltma hedefi güdüyor. 2030'a kadar emisyonların yarıya indirilmesi ve 2040'ta net sıfıra ulaşılması hedefleniyor.
Bu hedefler doğrultusunda, çeşitli spor kulüpleri sürdürülebilirlik adımları atıyor. Örneğin, Climate Pledge Arena, enerji kullanımında sürdürülebilir uygulamalara imza atıyor. Estudiantes de La Plata Stadyumu, güneş ve rüzgar enerjisinden faydalanarak çevre dostu bir yaklaşım sergiliyor.
Werder Bremen, ulaşım kaynaklı karbon salımını azaltmak için çaba gösterirken, Juventus ve Udinese geri dönüşüm uygulamalarıyla dikkat çekiyor. Sevilla'nın "Forever Green" kampanyası ise enerji ve su verimliliğine dikkat çekiyor.
Türkiye’de ise Galatasaray’ın Ali Sami Yen Spor Kompleksi RAMS Park, çatısındaki güneş enerjisi santrali ile öne çıkıyor. RAMS Park, güneş panelleri sayesinde her yıl yaklaşık 3.250 ton karbon emisyonunun önüne geçiyor.
Spor dünyası, karbon ayak izini azaltma yolunda adımlar atmaya devam ederken, bu çabalar küresel sürdürülebilirlik hedeflerine katkı sağlıyor.