Cumhurbaşkanı Erdoğan, zirvede ele alınacak başlıkların kapsamlı bir hazırlık içerdiğini belirterek, İslam ekonomisinin odağında geniş bir yelpazede panellerin ve tartışmaların yer alacağını söyledi. Bu tartışmaların yol gösterici nitelikte olacağını vurgulayan Erdoğan, zirvenin hayırlara vesile olmasını temenni etti.
ULUSLARARASI SİSTEMDE DENGE KAYBI VE İSTİKRARSIZLIK
Cumhurbaşkanı, uluslararası sistemdeki denge kaybının, istikrarsızlık ve kaosun hakim hale geldiğini ifade etti. Rusya-Ukrayna savaşının ve 7 Ekim'de patlak veren Gazze krizinin bu duruma örnek olduğunu belirtti. Erdoğan, “Dünya beşten büyüktür” tespitinin, mevcut sistemin değişmesine olan acil ihtiyacı gösterdiğini söyledi.
ADALET VE GÜVENLİK VURGUSU
Adaletin olmadığı yerde huzur ve barışın, güvenliğin olmadığı yerde ise demokrasi ve özgürlüğün olamayacağını vurgulayan Erdoğan, çözüm yerine sorun üreten mevcut sistemden vazgeçilmesi gerektiğini belirtti. Daha adilane ve kuşatıcı bir sistem için el ele verilmesi gerektiğini ifade etti.
ULUSLARARASI SİSTEMDE DENGE KAYBI VE İSTİKRARSIZLIK
Erdoğan, son yıllarda dünya genelinde köklü bir sürecin yaşandığını belirterek, uluslararası sistemdeki denge kaybının ve istikrarsızlığın hakim hale geldiğini söyledi. İsrail'in uzun süredir dünya kamuoyu önünde işlediği katliamların, mevcut uluslararası kurumlara olan güveni sarstığını ifade eden Erdoğan, "BMGK başta olmak üzere, dünyada düzeni sağlamakla mükellef ülkelerin çarpık yönetimi bir kez daha açık bir şekilde ortaya çıkmıştır" dedi.
KÜRESEL SİSTEMİN DEĞİŞMESİ KAÇINILMAZ
Türkiye olarak bu duruma uzun süredir dikkat çektiklerini vurgulayan Erdoğan, "Rusya-Ukrayna savaşı ve Gazze soykırımıyla birlikte artık bu kaçınılmaz olmuştur" ifadesini kullandı. Erdoğan, adaletin olmadığı yerde huzur ve barışın, güvenliğin olmadığı yerde ise demokrasi ve özgürlüğün olamayacağını belirtti.
İNSANLIĞIN MÜREFFEH BİR DÜNYADA YAŞAMASI İÇİN
Erdoğan, insanlık olarak daha dengeli ve kuşatıcı bir sistem için mücadele edilmesi gerektiğini vurguladı. "Sorun üreten sistemden vazgeçmeliyiz" diyen Erdoğan, bunun yerine daha adil bir düzen için el ele verilmesi gerektiğini söyledi.
KÜRESEL FİNANSAL SİSTEM VE ADALETSİZLİKLER
Küresel finansal sistemin reel sektörü sömüren bir yapıya dönüştüğünü belirten Erdoğan, gelir ve servet adaletsizliklerinin yapay büyümeyle gelişmekte olan ülkeler üzerinde baskı yarattığını söyledi. "Finans mimarisinin oldukça kırılgan yapıda olduğunu herkes kabul ediyor" diyen Erdoğan, Uluslararası Finans Enstitüsü'ne göre küresel borçluluğun 315 trilyon dolar seviyesine ulaştığını vurguladı.
SERVET EŞİTSİZLİĞİ VE KAPİTALİST SİSTEM
Erdoğan, servet eşitsizliğinin tarihsel olarak en yüksek seviyede olduğunu belirterek, en zengin yüzde 1'lik kesimin küresel servetin neredeyse yarısına sahip olduğunu söyledi. Fakirden zengine doğru artan bir servet transferinin yaşandığını ifade eden Erdoğan, "Kapitalist sistemin serbest piyasayı teşvik ediyor gibi görünse de, tekelleşmeyi ve paradan para kazanmayı ödüllendirdiğini görüyoruz" dedi.
KATILIM FİNANSININ ÖNEMİ
Erdoğan, sosyal adaleti önceleyen ve pozitif sosyal etki etmeyi amaçlayan katılım finansının, tüm insanlığa hitap edecek potansiyele sahip olduğunu belirtti. Türkiye'nin bu alandaki tecrübelerini paylaşan Erdoğan, özel finans kurumlarının 40 yıl içinde sürekli değişerek bugüne kadar geldiğini söyledi. Yastık altı birikimler hakkında da konuşan Erdoğan, ''Yastık altı denilen, sistem dışı tasarruf anlayışına sahibiz. İnsanımız zor günler için gelirinin bir kısmını tasarruf eder.'' dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını zirvenin hayırlara vesile olmasını temenni ederek sonlandırdı. Zirvede yapılan tartışmaların ve alınacak kararların, İslam ekonomisinin güçlenmesine ve uluslararası sistemde daha adil bir düzenin kurulmasına katkı sağlaması dileğinde bulundu.