Panelde Hz. Ömer'in "Adalet mülkün temelidir" sözünü hatırlatan Altun, adaletin toplumların huzur ve düzeninin sağlanmasında vazgeçilmez olduğunu ifade etti. Hakların korunması ve suçluların cezalandırılmasının toplumsal huzurun temeli olduğunu vurgulayan Altun, medya aracılığıyla adalet arayışlarının kamuoyuna taşındığını ancak medyanın aynı zamanda bu süreçte pozitif veya negatif bir aktör olabileceğini belirtti.
"YANLIŞ HABERLER YARGISIZ İNFAZLARA YOL AÇABİLİR"
Altun, medya ile adalet kurumları arasındaki ilişkilerin güçlendirilmesinin önemine değinerek, doğru haber alma ilkesinin toplumun adalet sistemine güvenini artıracağını söyledi. Medyanın adalet süreçlerine olumsuz etkilerinin başında gizlilik ihlallerinin geldiğini belirten Altun, eksik ve yanlış bilgilerle yapılan haberlerin yargısız infazlara yol açabileceğini vurguladı.
"Sansasyon yaratma kaygısıyla teyit edilmemiş bilgilerin hızla servis edilmesi, toplumda infial yaratabilir" diyen Altun, bu durumun adaleti tesis etmenin önünde büyük bir engel oluşturduğunu ifade etti. Ayrıca, sosyal medya platformlarının dezenformasyona açık yapısının da yargılama süreçlerini olumsuz etkilediğini dile getirdi.
"SOSYAL MEDYA SUÇUN İŞLENMESİNE ARACILIK EDİYOR"
Altun, sosyal medyada manipülasyona uğrayan adalet anlayışının toplumsal kutuplaşmaya yol açtığını belirterek, "Bu tür kötücül faaliyetler büyük bir vebaldir ve suçtur. Sosyal medya platformları bu suçların işlenmesine aracılık ettiği sürece sorumludur" dedi.
Panelde vatandaşların CİMER üzerinden son 6 ayda 76 bin 400 kez "ilkeli ve sorumlu yayıncılık" talebinde bulunduğunu aktaran Altun, medya kuruluşlarını ve sosyal medya platformlarını bu ilkelere uygun davranmaya davet etti. "Kamu görevlileri, elde ettikleri bilgileri kontrolsüz paylaşmamalı" diyen Altun, etik dışı davranışların suç teşkil ettiğini vurguladı.