Şef Deliorman, açılış konuşmasında Atatürk’ün Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası'na verdiği önemi vurguladı. Atatürk’ün, orkestrayı 1924’te Ankara’ya taşıdığını hatırlatan Deliorman, "Mustafa Kemal Atatürk, orkestramıza kendi makamının ismini vermiş ve çok sesli müzik eğitiminin ülke geneline yayılmasını sağlamıştır. Bu konser, Atatürk ile orkestramızın tarihsel ve manevi bağını onurlandırmak adına büyük anlam taşıyor," ifadelerini kullandı.
Deliorman, Beethoven'ın cesaret ve liderliği öven eseri "Cenaze Marşı"nın, başlangıçta Napolyon’a ithaf edildiğini ancak Beethoven’ın, Napolyon'un gerçek yüzünü gördükten sonra bu ithafı geri çektiğini belirtti. Deliorman, "Eğer Beethoven, o yıllarda Atatürk’ü tanıyor olsaydı, liderliğini ve cesaretini anlatmak için eserini ona ithaf edecekti," diyerek Atatürk’ün tarihte eşsiz bir lider olduğunu vurguladı.
Konserde, Türk bestecilerden Ahmet Adnan Saygun’un "Eski Üslupta Kantat" adlı eseri de icra edildi. Deliorman, Saygun'un Cumhuriyet'in ilk bestecilerinden olduğunu ve bu eserde bir halkın karanlıktan aydınlığa çıkışını, Atatürk ve silah arkadaşlarının başlattığı Kurtuluş Savaşı’nın ruhunu yansıttığını belirtti.
Atatürk’e ve Cumhuriyet’e dair eserleriyle bilinen merhum besteci Muammer Sun'un eserlerine de yer verilen konser programında, Atatürk’ün opera tutkusuna ithafen Puccini ve Bizet gibi dünyaca ünlü bestecilerin eserlerinden bölümler de seslendirildi. Tenor Emre Akkuş’un seslendirdiği Puccini'nin "E Lucevan le Stelle" aryası ve soprano Görkem Ezgi Yıldırım’ın yorumladığı "Çalın Davulları" ve "Bülbülüm Altın Kafeste" gibi eserler dinleyicileri büyüledi.
Konserin sonunda, dinleyiciler Muammer Sun’un "Hoş Gelişler Ola" ve "İzmir Marşı"nı hep birlikte söyleyerek Atatürk'e olan saygı ve sevgilerini bir kez daha dile getirdiler.