HABER: MURAT BÖLÜK
Türkiye dünkü son dakika gelişmesi ile Dilan Polat'ın tahliyesine kilitlendi. Bundan sonra dava sürecinin nasıl işleyeceği ise tartışma konusu oldu. Konuyla ilgili TV'lere değerlendirmelerde bulunan hukukçular, 4 Eylül'e dikkati çekti.
Ünlü sosyal medya fenomeni Dilan Polat ve eşi Engin Polat, 9,5 aydır İstanbul'daki Marmara Ceza İnfaz Kurumu'nda tutuklu bulunuyordu. Güzellik merkezleri sahibi Polatlar kendilerine isnat edilen çeşitli suçlar nedeniyle tutuklu yargılanıyordu. Ancak dün Dilan Polat hakkında verilen tutuksuz yargılama kararı üzerine sıcak gelişme yaşandı. Polat’ın tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılması hakkında değerlendirmelerde bulunan hukukçular birçok konuya dikkati çekti. İşte o açıklamalar...
BBC Türkçe’ye konuşan Polat’ın avukatı Hüseyin Kaya, delillerin toplanmış olması ve müvekkilinin cezaevinde geçirdiği süreyi dikkate alarak tahliye kararının verildiğini belirtti ve bu kararın "geç verilmiş ama olumlu bir adım" olduğunu ifade etti.
“ÖZGÜRLÜK ESAS, TUTUKLULUK İSTİSNAİ”
Haber Global’e değerlendirme yapan Avukat Yiğit Acar, tahliye kararının verilmemesi gerektiğini belirtti. Acar, "Özgürlük esas, tutukluluk ise istisna olmalıdır. Bir kişinin cezaevinde kalmasından kimsenin memnun olmaması gerekir. Türkiye'de yargılamalar genellikle cezaevinde tutuklu yargılanma üzerine kurulu olduğundan, bu durum bir cezalandırma olarak değerlendiriliyor. Tahliye, beraat ya da özgürlüğe kavuşma anlamına gelmez, bu yaklaşım yanlıştır." dedi.
Acar, örgütlü suçlarda suçun aynı oranda paylaşılmaması durumunun olabileceğini ifade ederek şunları söyledi: "Bir suç şeması oluşturulurken, Dilan Polat'ın da bu suç şemasına nasıl dahil olduğu incelenir. Örneğin, suçun organizasyonunu kuran, kara parayı aklayan, insanları sürece dahil eden ve mağdurları oluşturan kişiler arasında Dilan Polat'ın sadece ekran yüzü olabilir. Cezanın belirlenmesinde ve ileride açıklanacak gerekçeli kararda bu tür faktörler değerlendirilecektir. Dolayısıyla, Dilan Polat’ın eşi Engin Polat’ın tutukluluğu devam edebilirken, Dilan Polat’ın tahliyesi söz konusu olabilir."
FARKLI BİR DOSYA...
Sözcü TV’ye konuk olan Hukukçu Mustafa Zafer ise tahliye kararını değerlendirdi. Zafer, tahliye kararı ve sonraki süreçle ilgili, “Mahkeme böyle somut bir suçun varlığını eğer tespit ederse burada herhangi bir ceza çıkmayan eylem farklı bir dosyada cezaya dönüşebilir.” dedi.
Tahliye kararının diğer fenomenlere örnek teşkil edip etmeyeceği noktasında da değerlendirme yapan Zafer, şu hususa vurgu yaptı: “Burada diğer fenomenler tahliye kararını gerekçe gösteremezler. Buradaki ceza yargılamasında emsal olması için birebir olayın olması lazım, vakaların birebir aynı olması lazım, aradaki ilişkinin de aynı olması lazım. Ama diğer dosyaların hepsi ayrı ayrı görülüyor. Birbirinden bağımsız olarak birçok soruşturma var. Dolayısıyla o soruşturmaların davaya dönüşeceğini, o dosyaların içinde ne gibi bir belge ve evrak var. Onlara da ayrı ayrı karar verilecek.”
“TAHLİYE KARARI SUÇSUZ OLDUĞU ANLAMINA GELMİYOR”
Zafer, Polatlar davasında 4 Eylül’deki sürecin altını çizerek şunları kaydetti:
“Polatların birden çok soruşturması var. Bir komşu davası vardı, bu karışıklığın başlama noktasıydı. Bir vergi dosyası var. Oda ayrı devam ediyor. Aslında bu davada 4 Eylül’den sonraki süreci iyi takip etmek lazım. Çünkü söz konusu isnat edilen suçlardan dolayı bu kişiler ilk defa hâkim karşısına çıkacak. Şu yanlış anlaşılmasın. Herhangi bir kişinin cezaevinden tahliyesine karar verilmesi o kişinin suçsuz olduğu, beraat ettiği anlamına gelmiyor. Bizim maddi hukuk anlamında beraat kararımız, mahkeme tüm inlemeyi yaptı, tüm tanıkları dinledi, dosyaya girecek tüm evraklar girdi, ben bu suçu işlemediğine karar getirdim dediği an artık beraat edebilir bir kişi üzerine atılı suçtan. Evet o suçu işlememiş olabilir ancak başka suçlar işlediyse yargılamadan sonra o suçtan dolayı hüküm giyebilir. Dolaysıyla bugünkü bu tahliye kararı 4 Eylül’den sonrası için Polat ailesi için olumlu bir gelişme kesinlikle, ama muhakkak yargılamanın sonucunda çıkacak bir kararla bir ceza alınmasını ya da alınmamasını o zaman görüşeceğiz.”