Dursun Arık: Türkiye’de binin üzerinde sektörel yayın var

Catering Guide dergisi Genel Yayın Yönetmeni Dursun Arık, anadolugazete.com.tr’nin sorularını cevapladı. Arık, sektör yayıncılığını değerlendirdi: "1977 yılından bu tarafa farklı alanlarda gazetecilik ve yayıncılık faaliyetinde bulundum."

ÖZEL HABER: MUHAMMED AYBER

Catering Guide dergisi Genel Yayın Yönetmeni Dursun Arık, sektörel yayıncılığı anlattı. Catering Guide hakkında bilgi veren Arık, “1977 yılından bu tarafa farklı alanlarda gazetecilik ve yayıncılık faaliyetinde bulundum. 20 yıldır da Catering Guide dergisini yayınlıyorum. Catering Guide dergisi toplu yemek üreticileri ve tedarikçileri arasında köprü misyonu üstlenmiş bir dergidir. Aylık olarak yayınlanıyoruz. Türkiye genelinde abone sistemiyle dağıtılan bir dergiyiz. Ayrıca sektörel fuarlarda tanıtım amaçlı ücretsiz olarak da dergimizi dağıtıyoruz.” diye konuştu.

Sektör yayıncılığı nedir?

Bir sektörü konu alan, o sektörle ilgili haber, tanıtım, araştırma ve bilgilendirme yapan yayınlara sektörel yayınlar diyoruz. Bunlar basılı olabildiği gibi görsel veya internet üzerinden de yayınlanmaktadırlar. Faaliyet gösterdiği sektörle ilgili çok büyük artıları olan yayınlardır. Bunları ikiye ayırabiliriz. Bilimsel yayınlar ve güncel yayınlar.

Sektör yayınlarının sektördeki etkileri nelerdir?

“TÜRKİYE’DE BİNİN ÜZERİNDE SEKTÖREL YAYIN VAR”

Şimdi sektör yayınlarının önemli özelliklerinden bir tanesi güncel olmadıkları için sehpa üzerinde duran dergilerdir. Gittiğiniz her yerde mutlaka sehpa üzerinde duran farklı alanlarda dergiler görürsünüz. Türkiye’de binin üzerinde sektörel yayın var. Aklınıza gelen her konuda yayınlanan sektörel yayınlar var. Ve biz yayıncılar sürekli olaraktan niş pazarlar araştıraraktan farklı alanlarda yayınlar çıkartmaya çalışıyoruz. Sektörel yayınlar önemli bir istihdam alanıdır. Yaklaşık 10 bin kişinin bu alanda çalıştığını söyleyebiliriz.

Peki, sektörel yayıncılığın sorunları nelerdir? Ne tür sıkıntılar yaşıyor sektörel yayıncılar?

“YAKLAŞIK YÜZDE 200 DİYEBİLECEĞİMİZ BİR MAALİYET ARTIŞI OLDU”

Sektörel yayıncının sıkıntıları aslında Türkiye’nin genel sıkıntılarından farklı değil. Maliyetlerin inanılmaz artması bir yıl içinde yaklaşık yüzde 200 diyebileceğimiz bir maliyet artışı söz konusu oldu. Bu matbaada durum bu şekilde. Sektörel yayıncılığın bizler dergilerimizi kargo kurye veya posta aracılığıyla dağıtıyoruz. Özellikle kargodaki inanılmaz fiyat artışı çok büyük sıkıntı. Tabi ki istihdam edilecek personelde yani Türkiye genelinden farklı bir sıkıntı değil. Buda ayrı bir sıkıntı. Nasıl aşılır dersek bunu sabır ve çalışma ile yeni pazarlar bularaktan işinizi doğru yaparaktan çünkü her ne kadar binin üzerinde sektörel yayın varsa da Türkiye’de bunun dışında birçok sektörel yayın son üç dört yıl içinde basılı yayınına son vermek zorunda kaldı veya dijitale dönmek zorunda kaldı.

20 yıldır bu sektörün içindesiniz. 20 yıldır sektörel dergicilik nasıl gelişti?

“BİR YAYININ KALICI OLABİLMESİ İÇİN EN AZ ÜÇ SAYIYA İHTİYACI VAR”

Benim gazetecilik geçmişim 1977’ye dayanır ama bu dergiyi çıkartmaya başladığımız 2004 yılının bir panoramasını çizmek istiyorum. O yıllarda işsiz kalan gazeteci veya herhangi bir ajansta bir süre çalışıp ayrılan kişiler hemen bir dergi veya haftalık gazete çıkarma yoluna gidiyordu. Şimdi bir yayının kalıcı olabilmesi için en az üç sayıya ihtiyacı var. Ben üç sayıyı bir sınır olarak belirliyorum. Eğer bir dergi veya gazete üçüncü sayısına ulaşmışsa biraz daha kalıcı olma ihtimali var. O yıllarda kendi tespitim olan bir olayı anlatayım. İstanbul’da katıldığım bir fuarda yirmi dokuz değişik sektör yayını saymıştım. Bir fuar alanında yirmi dokuz tane sektör yayını stant açmıştı. Bugün bu sayı en fazla beş veya altı. Her şeyde olduğu gibi kalıcı olmak için birtakım kriter gerekiyor. Bunlar nedir? Bir istikrar, iki işinizi düzgün yapmanız. Bugün bir dergi çıkartırsanız, oturur en güzel dergiyi çıkartabilirsiniz. Bunda hiçbir sıkıntı yok ama bu dergiyi gününde çıkartmayıp ve ilgili kişilere dağıtmadığınız taktirde sektör sizi alır kapının önüne koyar.

“KALİTE ÖLÇÜLEBİLİR BİR KAVRAMDIR”

Biz 2004 yılından bu tarafa tarafsız bir yayın politikası izledik ve buna devam ediyoruz. Şimdi sektör yayınlarında genelde firma haberlerinde 'aslanım, kaplanım, en güçlü benim, en iyi benim' gibi söyleşiler çıkar. Biz bu tür söyleşilere itibar etmiyoruz. Kalite ölçülebilir bir kavramdır. Eğer ölçülemiyorsa ve gösteremiyorsanız bunu 'ben kaliteliyim, ben çok iyiyim' demenin hiçbir faydası yok. Sadece söylenmiş olur. Biz bu tür haberlerden kaçıyoruz, onları girmiyoruz. Ancak dergimizde, gerçekten sektörü ilgilendiren haberler varsa bunlara yer veriyoruz. Yani reklam kokan haberler bizim dergimizde haber olarak yer almıyor.

Önümüzdeki 20 yılda sektör yayıncılığının gidişatını nasıl görüyorsunuz? Sektör yayıncılığı nereye gidecek?

“İNSANLARIN TEKRAR BASILI YAYINA DÖNECEĞİNE İNANANLARDANIM”

Sektör yayıncılığı her geçen gün gelişerek devam edecektir. Tabii gelişerek devam etmesi için de alt yapınızın sağlam olması lazım, bu zamana kadar yaptığınız işlerin düzgün ve güvenilir olması gerekir. Bu zaten sadece sektör yayıncılığı için değil, bütün işletmeler için söz konusudur. Şimdi buradan eğer 'basılı yayın devam edecek mi etmeyecek mi' şeklinde bir arka plan sorunuz varsa ben basılı yayının devam edeceğini, hatta bir süre sonra insanların tekrar basılı yayına döneceğine inananlardanım. Bunu şunun için söylüyorum: Görsel medyada veya internet yayıncılığında yaptığınız haberler takip edilmesi çok zor. Örneğin bir gazeteyi elinize aldığınız vakit sayfayı iki sayfayı çevirdiğinizde karşınıza on beş yirmi tane haber gelir ve bunları ilgi duyduğunuzu okursunuz. Sonra kaçırdığınız olursa tekrar o sayfaya döner okursunuz. Ama internet haberciliğinde bu böyle değil. Anca biliyorsanız bildiğiniz bir şeyse bunu internet üzerinden takip edebilirsiniz, yoksa sizi ciddi anlamda yoran ve bir müddet sonra da takip etmekten vazgeçiren bir hale getiriyor.

“BİRBİRİNİN ALTERNATİFİ DEĞİL BİRBİRİNİN DESTEKLEYİCİSİ OLACAK”

Tabii ki dijital basın önümüzdeki yıllarda çok çok önemli bir hale gelecek ama birbirinin alternatifi değil birbirinin destekleyicisi olacaktır. Şimdi bir basılı yayın çıkartıyorsanız, internet sitenizin olması veya e-dergi olaraktan, e-yayın olaraktan yayınlamanız şart. Bunlar olmadan olmaz. Yani takım elbise giyiyorsanız altına iskarpin giyeceksiniz, takunya giyerekten dolaşamazsınız. Sektörün geleceğini ben bu şekilde görüyorum.

Peki sektör dergisinde firmaların yer alması onlara ne tür katkılar sağlar?

“SEKTÖR YAYINLARI GÜLER YÜZLÜ YAYINLARDIR”

Birincisi sektörünüzdeki gelişmeleri düzenli olarak takip edebilirsiniz. Bu yayınlar sektörün nabzını doğru ve gerçekçi bir şekilde tutarlar. Gelişmelerden haberiniz olur. İkincisi sektör yayınlarında ürün ve hizmetlerinizi hedef kitlenize doğrudan tanıtabilirsiniz. Sokaktaki son tüketiciye ulaşan bir yayın olmadığı için sadece üretici ve hedef kitle arasında ki köprü görevini üstlenen yayınlardır. Bu nedenle doğrudan doğruya hedef kitlenize odaklanmış olursunuz. Sektör yayınının bir başka özelliği güler yüzlü yayınlardır. Karalayıcı kötüleyici yayınlar yapmazlar. Eleştirileri yapıcıdır. Katılmak imkanı bulamadığınız fuarlarda sektörel yayınlarda yer alaraktan hedef kitlenize daha rahat ulaşabilirsiniz. Sektörel yayınların en önemli özelliği bence ilanlarınızı takip edebilmenizdir.

Peki sektörel dergilere ilan vermek isteyen firmalar nerelere dikkat etmeli en çok neleri göz önünde bulundurmalılar?

“UCUZ DİYE YANLIŞ TERCİHLERLE BÜTÇENİZİ HEBA ETMEYİN”

Sektörel yayınlara ilan veren firmaların dikkat etmesi gereken birinci konu dağıtım. Bu yayın ilgili hedef kitlenize doğrudan ulaşıyor mu? Zaten sektörün içinde olduğunuz için kimlere ulaştığını soru cevap şeklinde bile analiz edebilirsiniz. Eğer ilan verdiğiniz yayın sizin sektörünüzle ilgili bir bilgi birikimine sahip değilse bunu çok kısa bir görüşmeyle anlayabilirsiniz. İkincisi yayının tirajı. Yayının tirajı genelde yüksek olursa daha iyi olur diye düşünülür. Ama yayının tirajından önemlisi, sektör yayınlarında doğru noktaya gitmesidir. Örneğin biz toplu yemek sektörünü kendimize hedef olaraktan yayıncılık yapıyoruz. Şimdi Türkiye’de kayıtlı yaklaşık 5 bin beş yüz arasında kayıtlı yemek firması var. Bunlar da Türkiye’nin dört bir tarafına dağılmış. Şimdi ücretsiz olarak dağıttığınız bir dergiyi herkese ulaştırmanız mümkün değil. Kaldı ki ulaştırdık diyelim. 5 bin beş yüz tane firma var. Ben on beş bin tane dergi bastım dediğim vakit zaten ciddi anlamda bir güven kaybı söz konusu olur. Yani derginin çok basılması değil, doğru noktaya ulaşıp ulaşmadığının takip etmesi lazım. Bir diğer konuda yayının düzenli çıkması. Örneğin biz aylık olarak yayınlanan bir dergiyiz. Her ayın sonunda dergimiz piyasada oluyor. Bazı yayınlar var belli sayıya ilan bulmadan yayınını yayınlamıyor. Buna biz sektörde dolmuş yayıncılığı diyoruz. Yani doluncaya kadar bekliyor. Ama ondan sonra karşınıza şöyle bir şey çıkıyor. Örneğin ramazanla ilgili bir haber hazırlamış derginin içinde ama ramazan geçeli üç ay olmuş. Yani güncelliğini yitirmiş dergiler oluyor. Bunlara dikkat etsinler. Şimdi kargo fiyatları herkesin malumu. Yani ben dergimi şöyle 3 bin tane dağıtıyorum 5 bin tane dağıtıyorum 10 bin tane dağıtıyorum 50 bin tane basıyorum gibi rakamlara itibar etmesinler. Tanıtım ve ilan aslında pahalı bir hizmettir yani ucuz diye yanlış tercihlerle bütçenizi heba etmeyin.

Peki sektörel yayıncılıkta ilerlemek isteyen birisi sıfırdan bu alana girecek birisi ilk başta nelere dikkat etmelidir?

“SEKTÖRLER DERGİLERİNE SAHİP ÇIKMALI”

Sektörel yayıncılığa yeniden sıfırdan girmek isteyen bir kişinin öncelikle çok zor bir karar aldığını söyleyeyim. Sektörel yayıncılığın Türkiye’deki çıkışı biraz mecburiyetten olmuştur. Biraz önce de söylediğim gibi işsiz kalan gazeteciler, ajans çalışanlarının vs. ortaya çıkarttığı çok düşük bütçeli işe başlanan bir yayıncılık modeliydi. Örneğin biz dergimizi ilk çıkarttığımız zaman matbaalar "ya derginizi biz basalım" diye kapımızda kuyruk oluyorlardı. O zamanlar için işte derginizi basıyorsunuz iki ay, üç ay sonra parasını ödediğiniz de matbaa içinde iyi bir müşteriydiniz. Ama günün şartlarında bu artık değişti. En azından kağıt parasını önceden göndermek zorundasınız. Sonrasında da yeni sayı gitmeden, ki bu bizim için yirmi, yirmi beş günlük bir süreç, borcunuzu kapatmak zorundasınız. Bugünkü maliyetlerle sektör yayıncılığına düşük bütçeyle hatta sıfırdan başlayacak birisinin başarılı olma şansı yok. Büyük firmaların, büyük holdinglerin veya medya kuruluşlarının da bu alana çok fazla ilgisi yok. Çünkü elde edilen ilan geliri onlar için tatmin edici veya kar getirici bir iş değil. Onun içinde mevcut sektör yayınlarının kıymetini bilip, sektörler dergilerine sahip çıkmalı.

Peki sektörel yayıncılıkta çalışmak isteyen genç gazetecilere yönelik tavsiyeleriniz nelerdir?

“BELLİ BİR ALANDA UZMANLAŞMAYI GÖZE ALMASI GEREKİR”

Öncelikle belli bir alanda uzmanlaşmayı göze alması gerekir. Çünkü her alanda fikir alışverişi yapabileceği veya içerik üretebileceği bir alan değil. Örneğin bizde gıda, tarım, hayvancılık gibi alanlarda veya işte gıdanın farklı alanlarında uzmanlık gerekiyor. Bizim dergimizde olmazsa olmazımız siyaset ve din bizim dergimizde yer almıyor. Halbuki aktüel yayınlarda bunlar bolca yer alıyor. Belli bir alanda uzmanlaşmayı göze alacak ve sadece muhabirlik yaparım düşüncesiyle sektörel yayınlarda çalışabilmek zor. Çünkü biz çok dar bütçeli yayınlarız. Bir iki kişiyle en fazla üç, dört kişiyle çalışan firmalarız. Bu zorlukları bilmesi lazım. En önemlisi şu, her alanda konuşayım sadece muhabirlik yapayım diyen gazetecilerin sektörel yayınlarda başarılı olması mümkün değil.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Güncel Haberleri