Gazeteci-Yazar Şenol Ateş'in gözünden Mostar!

Gazeteci-Yazar Şenol Ateş'in Balkan turunda yaşadağı deneyimleri aktarmaya devam ediyoruz. Ateş, gezip dolaştığı Balkan ülkelerinden biri olan Bosna Hersek'in Mostar şehrini anadolugazete.com.tr okuyucularına anlattı.

Usta Gazetci Şenol Ateş, Balkan turuna çıkarak burada gittiği tarihi mekânları ve bu mekânların hikayelerini aktardı. Ateş'in üç bölümden oluşan gezisinde bu defa Bosna Herkes'te yer alan Mostar şehri detaylıca ele alındı.

EN ÇOK MERAK EDİLEN ŞEHİRLERDEN MOSTAR

En çok merak edilen şehirlerden biri olan Mostar'daki deneyimlerini aktaran Ateş, ''Şehir, Osmanlı'nın dünyaya bıraktığı en önemli miraslardan. Mos- köprü, tar- köprüye sahip olan demek. Yeniçeriler ve devşirmeler en çok bu bölgeden alınmış. En çok sadrazam da bu bölgeden çıkmış. Boşnaklar çoğunlukta. Boşnaklar, 15'inci Yüzyılda Fatih Sultan Mehmet bölgeyi fethettiğinde Katolik ve Ortadoks olmadıkları için bu kesimlerden çift taraflı büyük baskı ve işkence görüyorlardı. Slav olan Boşnaklar, inanç olarak paganil olarak adlandırılıyor. Katolik ve Ortadoks değiller. Kiliseye gitmiyorlar, baba-oğul-kutsal ruha inanmıyorlar.

Efsaneye göre; Sarı Saltuk fetihten çok önce bölgeye geliyor ve yaşamaya başlıyor. Kıtlık var, su ve yiyecek yok. Derviş Sarı Saltuk, dağa çıkarak su getiriyor, yiyeceklerini sağlıyor. Mucizevi bu olaydans sonra paganiller Müslüman olmaya başlıyorlar. Ancak Fatih bölgeyi ele geçirince Katolik ve Ortadoksların baskı ve zulümünden kurtulmak için Osmanlının korumasına girmek için Müslüman oluyorlar. Boşnaklar, sanıldığı gibi Türk değil ama Müslümanlar.'' ifadelerine yer verdi.

BOŞNAK KAHVESİ

Farklı bir pişirme tekniği olan Boşnak kahvesinden de bahseden Ateş, ''Kahve Türkiye’den gitse de kendilerine göre bir kahve pişirme tarzı oluşturmuşlar. Sıcak su ile yapıyorlar. Önünüze cezve ile geliyor. Boş gelen fincan kulpsuz ve mutlaka fincanda yıldız var. Cezveden fincana kahveyi kendiniz dolduruyorsunuz. Baş parmak ile işaret parmağı ile kulpsuz fincanı kavradığınızda oluşan görüntü ay, fincanda da yıldız olunca bir anlam ortaya çıkıyor. Genci ihtiyarı herkes kahve içme alışkanlığı edinmiş. Öyle bir iki değil günde 5-10 kahve içiyor bir insan. Siyah Türk çayı yok, poşette bitki çayları içiliyor. O da hasta olunca.'' diye konuştu.

KAÇAN VE ORTADAN KAYBOLAN MİMAR HAYRETTİN

Neretva nehri üzerine yapılan Mostar Köprüsü'nün de büyüleyici güzelliğini anlatan Ateş, ''Mimar Sinan’ın öğrencilerinden Mimar Hayrettin tarafından yapılmış ve hilal şeklinde tasarlanmış. Öyküsü dikkat çekici: Mimar Hayrettin, Mostar’ın önce maketini yapıyor. Maketi derken, daha küçüğünü bir başka yerde deniyor. Orada başarılı olunca asıl büyük Mostar Köprüsü'nü yapıyor. Açılış gönü Mimar Hayrettin ortadan kayboluyor. Çünkü bir aksilik olursa kellesinin gideceğini biliyor. Aksilik olmuyor ve Mostar Köprüsü yüzyıllar boyunca hizmet veriyor. Kaçan ve ortadan kaybolan Mimar Hayrettin kendini gizleyerek yaptığı bu köprüden geçmiş midir acaba?

Mostar Köprüsü'nün 99 basamağı varmış. Hırvatlar tarafından bombalandıktan sonra Türkiye’nin ve AB’nin desteği ile bir Türk firması aslına uygun yapıyor. Şimdi 93 basamağı var. Neden? Çünkü; 1993 yılında bombaladığının unutulmaması için.'' ifadelerini kullandı.

AŞK KÖPRÜSÜYKEN PARA KÖPRÜSÜ OLMUŞ

''Mostar Köprüsü'nde her yıl atlama yarışı yapılır ve dünyanın her yerinden yarışmacılar gelir. Bu atlamaların kökeninde şöyle bir güzellik var. Çok eskilerden genç erkek sevdiği kıza veya nişanlısına sevgisini kanıtlamak için yüksekliği yaklaşık 21 metre olan suya atlıyor. Bu gelenek yızyıllarca sürüyor.'' diyen Ateş konuşmasını şöyle sürdürdü:

​​​​​​​​​​​​​​

''Günün birinde zengin birileri, bu atlayışları para vererek yaptırıyor. Parayı alan gençler gösteri yapmaya başlıyor ve o masum, saf, temiz atlayış olayı bitiyor. Bu durum da “Paranın aşkı bitirdiği nokta” denilerek anlatılıyor.​​​​​​​

Mostar’ın Sırp tarafında ise 107 metre uzunluğunda olan Barış Kulesi var. Savaşta yıkılan kilise, daha sonra İngiltere ve Avcrupa ülkelerinin yardımıyla yenilenmiş.''

''MOSTAR SOKAKLARINDA YÜRÜMEK KOLAY DEĞİL''

Mostar’ın sokaklarında yürümenin kolay olmadığını dile getiren Ateş, ''Çünkü Türk Kaldırımı döşenmiş. Hani bizde Arnavut kaldırımı derler ya onun gibi bir şey. Yollarda yuvarlak yuvarlak taşlar döşenmiş ama taşlar yüksek. Dikkat etmezseniz, sürekli önünüze bakmazsanız düşme tehlikesi var. Mantığı da şu, sokaklarda yürüyenler sürekli önlerine baksın, sağa sola bakarak rahatsızlık vermesin, kimseyi taciz etmesin.'' diyerek sözlerini noktaladı.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Güncel Haberleri