ÖZEL HABER - ÖMERCAN ÖZMEN
Hafta sonunu evde geçirecekler için dijital platformlarda diziler ve filmlerle dolu bir program var.
Sizin için derlediğimiz programda öne çıkanlar şu şekilde:
LAND OF TANABATA - DISNEY PLUS
"Land Of Tanabata (Tanabata no Kuni)" adlı Japon orijinal dizisi, Disney+ platformunda ilk 3 bölümüyle seyirciyle buluştu. Dizi, ünlü mangaka Hitoshi Iwaaki'nin 1996-1999 yılları arasında yayınlanan "Parasyte: The Grey" mangasından uyarlanmıştır. Hikaye, aniden ortaya çıkan gizemli bir olayla başlar: Binalar ve insanlar küreler tarafından yuvarlak şekillere oyulur ve ortadan kaybolur. Bu olayın ardındaki gizemi çözmenin anahtarı, belirli bir kasabada yaşayan ve küreleri kontrol edebilen bir kişiye dayanmaktadır.
Hikayenin merkezinde, sıradan bir üniversite öğrencisi olan Yôji Minamimaru vardır. Takma adı "Nanmaru" olan Yoji, doğaüstü bir yeteneğe sahiptir: İstediği herhangi bir şeyde küçük delikler açabilme yeteneği. Bir gün, halkbilimi profesörünün Murakimi Köyü'nde saha çalışması yaparken kaybolduğunu öğrenir. Aynı köyde gizemli bir cinayet de gerçekleşmiştir. Yoji, sınıf arkadaşlarıyla birlikte profesörü aramak için Murakimi Köyü'ne gider ve burada beklenmedik, ürkütücü bir Tanabata Festivali ile karşılaşır.
Murakimi Köyü'nde geçirdikleri süre içinde, grup paranormal olaylarla dolu bir gizem ağı içine sürüklenir. Köyün ve festivalin arkasındaki sırları çözmeye çalışırken, Yoji ve arkadaşları karanlık ve tehlikeli bir yolculuğa çıkarlar. "Land Of Tanabata", izleyicilere gerilim dolu bir atmosfer ve sıra dışı olaylarla dolu bir hikaye sunarak, Japon kurgusal dünyasının derinliklerine götürmeyi vaat ediyor.
1000 ÇOCUKLU ADAM - NETFLIX
"1000 Çocuklu Adam", Netflix platformunda üç bölümlük bir mini dizi olarak sunulan bir yapımdır. Dizi, bir grup ailenin hikayesini konu alır. Bu aileler, uzun yıllar boyunca güvendikleri ve karizmatik buldukları bir sperm donörü sayesinde çocuk sahibi olmuşlardır. Ancak bir gün, bu donörün aslında dünya üzerinde yüzlerce, hatta binlerce çocuğun babası olduğunu keşfederler.
Dizide, bu keşfin ardından ortaya çıkan duygusal ve hukuksal karmaşalar ele alınır. Aileler, donörün kimliğini ve geçmişini daha derinlemesine keşfederken, kendi aile yapıları ve çocukları üzerindeki etkilerini de değerlendirirler. Aynı zamanda, genetik miras ve aile bağlarının karmaşıklığı üzerine derin düşüncelere yol açan bir yolculuk başlar.
SOĞUK SAVAŞ - MUBI
II. Dünya Savaşı sonrası Polonya'sında geçen bir hikayede, Wiktor ve Zula adlı karakterlerin yolları kesişir. Her ikisi de çok farklı geçmişlere ve kişilik özelliklerine sahiptir. Ancak bu farklılıklara rağmen birbirlerine çekilirler ve bir ilişki yaşamaya başlarlar. Hikaye, 1950'lerin Soğuk Savaş atmosferinde geçer ve farklı ülkelerin, ideolojilerin ve siyasi gerilimlerin arasında imkansız gibi görünen bir aşkın öyküsünü anlatır.
Wiktor, savaşın yarattığı travmayı ve Polonya'nın yeniden inşası sürecindeki zorlukları yaşayan bir karakter olarak tanımlanabilir. Zula ise savaş sonrası dönemin zorluklarına rağmen hayatta kalmış ve mücadele etmiş bir kadındır. İkisi de kendi içsel çatışmalarıyla boğuşurken, bir yandan da birbirlerine olan çekimlerini keşfederler.
Soğuk Savaş döneminin siyasi ve ideolojik ayrışmalarının gölgesinde, Wiktor ve Zula'nın ilişkisi hem onların kişisel hayatları hem de uluslararası ilişkilerin karmaşıklığıyla şekillenir. Bu bağlamda, hikaye sadece bir aşk öyküsü değil, aynı zamanda zamanın ruhunu ve tarihsel arka planın etkilerini de derinlemesine işleyen bir yapıya sahiptir.
İSTANBUL HATIRASI: KÖPRÜYÜ GEÇMEK - MUBI
Fatih Akın'ın yönettiği bu başyapıt, kültürel farkları ve türleri aşan müzikal geleneğiyle İstanbul'u merkezine alan bir belgeseldir. Yenilenmiş 4K kalitesindeki versiyonuyla seyirciyle buluşan film, sanatın birleştirici gücünü ve İstanbul'un zengin müzikal mirasını gözler önüne seriyor. Festival havasında geçen bu belgesel, izleyicileri İstanbul'un sokaklarında dolaşırken, çeşitli müzik türlerini ve kültürel öğeleri keşfetmeye davet ediyor.
Film, İstanbul'un müzikal çeşitliliğini ve sanatın şehirde nasıl birleştirici bir rol oynadığını anlatırken, Fatih Akın'ın yönetmenlik vizyonuyla da seyircilere derin ve etkileyici bir deneyim sunuyor. İstanbul'un tarihi dokusu, sokakları ve müzik sahneleri üzerinden ilerleyen belgesel, şehrin dinamizmi ve sanatçıların yaratıcılığıyla dolu bir portre çiziyor.
RELIC - BLUTV
Bu özet, Natalie Erika James'in yönettiği ve başrollerinde Emily Mortimer, Bella Heathcote ve Robyn Nevin'in yer aldığı korku ve gerilim türündeki "Relic" adlı filmi anlatıyor. Film, yaşlı kadın Edna'nın aniden kaybolması ve kızı Kay'in endişeli arayışıyla başlar. Kay ve kızı Sam, Edna'nın evine gittiklerinde onu bulurlar, ancak Edna'nın tuhaf davranışları ve evde gizemli bir varlığın varlığından şüphelenmeye başlarlar.
"Relic", Edna'nın davranışlarındaki değişimler ve evdeki gizemli olaylar üzerinden ilerler. Kay ve Sam, Edna'nın durumunu anlamaya çalışırken, evin geçmişi ve Edna'nın yaşadığı esrarengiz olaylar da açığa çıkar. Film, korku ve gerilim unsurlarını kullanarak aile bağlarını, yaşlanmanın getirdiği kırılganlıkları ve insan zihninin karmaşıklığını derinlemesine işliyor.
"Relic", seyircilere hem psikolojik gerilim hem de gotik korku unsurlarıyla dolu, sürükleyici bir deneyim sunuyor.