Karar'ın haberine göre, özellikle kronik hastalıklarda kullanılan ve büyük oranda ithal edilen ilaçların temin edilememesinin, sağlık sisteminin sürdürülebilirliği açısından alarm verici olduğu belirtildi.
İLAÇ YOKLUĞU KRİZİ DERİNLEŞİYOR
Eczacı odaları, hastaların reçeteleriyle eczane eczane dolaşmak zorunda kaldığını, bunun ise sağlık hizmetlerinde ciddi bir bozulmanın göstergesi olduğunu belirtti. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre halkın sağlık harcamaları giderek artarken, ilaçlara erişim zorlaşmaya devam ediyor. Halkın sağlık harcamalarının toplam harcamalar içindeki oranı %20’ye yaklaşmış durumda.
Eczacı odalarının açıklamalarında, kamu otoritesinin sağlığa ve ilaca ayırdığı kaynakların giderek azaldığına dikkat çekildi. Son 13 yılda Gayri Safi Milli Hasıla'dan (GSMH) ilaca ayrılan payın %1.6’dan %0.7-0.8 seviyelerine gerilemesi, ilaç tedarik zincirinde ciddi aksamalara neden oluyor. Bu durum, ilaç üreticileri ve dağıtım kanallarını ekonomik olarak zor durumda bırakırken, nihayetinde hastaların ilaca ulaşmasını da engelliyor.
İLAÇ SEKTÖRÜNDE YENİ GELİŞMELERİN KULLANIMI ENGELLENİYOR
Açıklamada, ilaç sektöründeki tasarruf politikalarının bilimsel ve teknolojik ilerlemelerin getirdiği yeni ilaçların kullanımını engellediği de vurgulandı. Son 10 yılda dünya genelinde üretilen 504 yeni aktif maddeden (NAS) sadece 404’ünün Avrupa’da kullanıma sunulduğu, Türk halkının ise bu ilaçlara erişiminin Avrupa ortalamasının yarısına bile ulaşmadığı ifade edildi.
İLAÇLAR NEDEN BULUNAMIYOR?
Eczacı odaları, ilaca ulaşamamanın temel nedenleri arasında kamu otoritesinin sağlık harcamalarındaki tasarruf politikalarını işaret etti. Özellikle ilaca zam beklentilerinin, ilaç yokluğu krizinin sadece bir parçası olduğu, asıl sorunun ilaçların tedarik zincirindeki aksamalardan kaynaklandığı dile getirildi. Türkiye’de ilaç sektörüne yönelik yatırımların yetersiz olduğu ve birçok hayati ilaç ruhsatlı olmasına rağmen temin edilemediği belirtilirken, bu ilaçların yurtdışında hâlâ erişilebilir durumda olduğu ifade edildi.