Jeoloji Mühendisleri Oda Başkanı Hüseyin Alan: “Ankara'nın afet direnci beklenen seviyede değil"

Deprem alanında yapılan çalışmaların yetersiz olduğunu söyleyen Jeoloji Mühendisleri Oda Başkanı Hüseyin Alan, ‘Afet ve Acil Durum İklim Değişikliği Bakanlığının’ kurulması gerektiğini belirtti. Türkiye’nin bu bakanlıkla birlikte kurumsal kapasitesini geliştireceğini kaydeden Alan, “Bu bakanlık, afet ve afet risklerini azaltmaya, toplumu afetlere hazırlamaya ve kriz anlarında işleri yönetmeye odaklı yapısal bir birim olarak görev yapması gerektiğini düşünüyoruz.” dedi.

ÖZEL HABER: BÜŞRA SAĞLAM

İstanbul’da beklenen 7 ve üzeri büyüklükteki deprem, vatandaşlar arasında endişeyi artırıyor. Son dönemde yaşanan depremler, kentteki tedirginliği daha da yükseltirken uzmanlar, olası büyük bir depreme hazırlık konusunda uyarılarda bulunuyor. Konuyla ilgili olarak Jeoloji Mühendisleri Oda Başkanı Hüseyin Alan, anadolugazete.com.tr’ye önemli açıklamalarda bulundu.

“TÜRKİYE AFET RİSKİNİ AZALTMAYA YÖNELİK YASAL DÜZENLEMELERDEN UZAK"

Türkiye'nin afet riskini azaltmaya yönelik yönetim anlayışından uzak olduğunu bildiren Alan, “Ülkemizin kurumsal kapasitesi düşük. Biz, yıllardır Oda olarak Afet ve Acil Durum İklim Değişikliği Bakanlığının kurulması gerektiğini söylüyoruz. Mevzuatsal düzenlemelerimiz eksik; imar, yapı üretim-denetim ve afet riski azaltma kanunu gibi yasalarımız yok. Riski azaltma diye bir kanunumuz yok. Riski azaltmaya yönelik bir kanunumuz olmadan afet riskini nasıl azaltıp nasıl mücadele edeceğiz? ABD yaklaşık 60 yıl önce “fay yasası” adı altında yasal düzenlemeler çıkardı. Bütün ülkeler bu düzenlemeleri hayata geçirerek afet risklerini azaltıyor. Ülkemizde böyle bir tedbir yok maalesef.” ifadelerini kullandı.

Türkiye tektonik kuşak üzerinde olmasından dolayı her an depremin meydana gelebileceğine vurgu yapan Alan, “Periyodu dolmuş her an deprem üretmeye hazır bazı fay zonlarımız var. Erzincan ile Bingöl arasında yer alan Doğu Anadolu'da kırılmamış fay hatları bulunuyor. İstanbul depremi ile tanımlanan Marmara Denizi içerisinde geçen Kuzey Anadolu segmentleri de henüz kırılmadı. Ayrıca Bursa, Balıkesir, Manisa, İzmir, Aydın, Denizli ve Muğla gibi birçok kentimiz doğrudan fay zonlar üzerine oturuyor.” diye aktardı.

“İSTANBUL DEPREMİ İÇİN SENARYOLAR KÖTÜ”

Alan, Marmara Denizi içerisinde meydana gelebilecek olası bir İstanbul depreminde yapılan çalışmalara göre binlerce binanın yıkılabileceği hatta ölümle sonuçlanabileceğine işaret etti. Başkan Alan, “Yapılan çalışmalarda, bazı yaklaşımlara göre 50 ila 70 bin kimi yaklaşımlara göre ise 100 bin binanın etkilenerek yıkılacağı senaryoları mevcut. Çok sayıda insanımızın yaşamını yitirebileceği de belirtiliyor. Bu deprem senaryolarını belirli bir ölçek büyüklüklerini baz alarak gerçekleştiriyoruz. İstanbul arzu ettiğimiz hızla maalesef depremlere hazırlanmıyor.” şeklinde konuştu.

“ANKARA, FAY HATLARININ KIRILMASI DURUMUNDA ETKİLENEBİLİR"

Ankara’yı da tehdit edebilecek bazı olası aktif fay hatlarının olduğunu kaydeden Alan, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Türkiye için deprem riski var. Ankara’nın İstanbul kadar olmasa bile tehdit eden bazı olası aktif faylar mevcut. Fayların üreteceği depremlerde Ankara da etkilenecek. Kuzey Anadolu Fayı Ankara’dan geçiyor ve geçmişte bu hatların kırılması durumunda ürettiği depremler, Ankara’nın içi, bazı kırsal yerleşim alanları ve hatta il merkezlerini etkilediğini biliyoruz. Örneğin Tuz Gölü fayı, Niğde’den başlayıp Ankara’ya kadar uzanan bir fay hattı ve tekrarlanma periyodu yüksektir. Olası 7 ve üzerindeki depremler bu fay hatlarının kırılması durumunda etkilenebilir. Ankara, İstanbul kadar büyük bir tehdit altında olmasa da kendine has çevresinde yer alan fayların kırılması durumunda etkilenebilecek kentlerden biri olabilir.

ANKARA’NIN AFET DİRENCİ BEKLENEN SEVİYEDE DEĞİL"

Ankara’nın olası bir depremde yeteri kadar afet direncine sahip olmadığını söyleyen Alan, “Ankara için deprem riski daha düşük olmakla birlikte, eski tarihi kent alanlarında yapılmış binalar ve konut stokunun bulunduğu bir gerçek var. Bu binalar, Ankara çevresinde meydana gelebilecek büyük depremlerden etkilenerek bunların bir kısmının göçme konumuna geçeceği senaryoları Ankara için de geçerli. Her ne kadar Ankara için belirli bir bina yıkılma senaryosu yapılmasa da Ankara’nın arzu edilen afet direncine sahip bir kent olmadığını rahatlıkla söyleyebilirim.” dedi.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Güncel Haberleri