Jeoloji Mühendisleri Oda Başkanı Hüseyin Alan: “Ankara’nın öncelikli olarak çevre düzeni planına ihtiyacı var”

Jeoloji Mühendisleri Oda Başkanı Hüseyin Alan, Ankara’nın jeolojik ve altyapı sorunlarını anadolugazete.com.tr’de anlattı. Alan, kentin doğal varlıklarının korunması, jeotermal kaynaklarının kullanılması ve su yönetimi konusunda önemli projelerinin altını çizdi.

ÖZEL HABER: GAMZE ERDOĞAN

Jeoloji Mühendisleri Oda (JMO) Başkanı Hüseyin Alan, Ankara'nın jeolojik yapısı ve altyapı sorunlarına dair muhabirimize açıklamalarda bulundu. Şehrin sel problemi, alt yapı eksiklikleri, su yönetimi ve doğal kaynaklarının kullanımı ile ilgili birçok sorunu bu röportajda masaya yatıran Alan, meseleleri çözümleriyle birlikte anlattı.

“ÜSTÜ ÖRTÜLEREK PLANLAMAYA AÇILMIŞ DERELER DOĞAL FONKSİYONUNU KAYBETTİ”

Ankara'nın dereleriyle meşhur olduğunu ve birçok dere yatağının üzerine yapılar inşa edildiğini söyleyen Alan, "Ankara, dereleriyle meşhur ve geçmişte dere yataklarına inşa edilmiş bir ilimiz. Doğal akış gösteren bu derelerin bir kısmı da bugün üstü örtülerek planlamaya açıldığı için özellikle İncesu, Kavaklıdere ve Dikmen deresi zaman zaman akış gösteriyor. Güneyden kuzeye doğru akan ve Keçiören’den gelen derin vadilerin, bir kısmı akan dere, bir kısmı kuru dere niteliğindeki derelerin çoğu üstü örtülmüş ve doğal fonksiyonunu kaybetti." dedi.

“KİLLİ BİRİM, YAĞAN YAĞMURLARI ZEMİNİN ALTINA GEÇİRMİYOR”

Alan, Ankara'nın büyük bir kısmının killi birimler üzerinde oturduğunu belirterek, bu durumun yağışları zemine geçirmediğini ve hızlı sel oluşumlarına neden olduğunu söyledi. "Ankara’nın büyük bir kısmı, Türkiye literatürüne de geçmiş olan killi birimlerin üzerinde oturuyor. Killi birim, yağan yağmurları zeminin altına geçirmiyor. Bu kilin üzerine düşen yağış, zemine geçmediği için hızlı bir şekilde akışa geçiyor. Kentsel yerleşim alanları, yer altı sularını süzdürecek şekilde yapılmadığı için, jeolojik yapının da getirdiği olumsuzluklarla en ufak yağmurda hemen sel meydana geliyor." ifadelerini kullandı.

“ANKARA’NIN ÖNCELİKLİ OLARAK ÇEVRE DÜZENİ PLANINA İHTİYACI VAR”

Alan, Ankara'nın yağışları toprakla buluşturacak tesislere ihtiyacı olduğunu ve mevcut kentsel altyapının yetersiz olduğunu dile getirdi. Ayrıca, Ankara'nın üst ölçekli bir çevre düzeni planına ihtiyacı olduğunu belirterek, "Ankara büyük bir coğrafik alana sahip ve üst ölçekli bir plana sahip değil. Neresi orman olarak kullanılacak, nereler su kaynağı, nereler sanayi bölgesi olacak şeklinde belirleyeceğimiz bir plan yok. Ankara’nın öncelikli olarak çevre düzeni planına ihtiyacı var." dedi.

“UNESCO TESCİLLİ JEOPARK VE TEMİZ İÇME SUYU İÇİN ÇALIŞMALAR YAPIYORUZ”

Ankara Büyükşehir Belediyesi (ABB) ile doğal varlıkların korunumu üzerine iki protokol yaptıklarını belirten Alan, bu kapsamda Kızılcahamam, Kazan ve Çamlıdere gibi merkezleri içine alan UNESCO tescilli bir jeopark ilan etmek için çalışmalara devam ettiklerini söyledi. Alan, "UNESCO’ya başvuru aşamasına henüz gelemedik, bazı eksikliklerimiz var. Bunu tamamlamamız gerekiyor. Yapıların, peri bacalarının, taşın, fosilin, suyun mutlaka korunarak gelecek nesillere aktarılması gerekiyor." diye konuştu.

ASKİ Genel Müdürlüğü ile kırsal alanlarda daha temiz içme ve kullanma suyu temini konusunda ortak bir çalışma yürüttüklerini de belirten Alan, "Bu proje sonucunda ASKİ, paket arıtma gibi bir mali yükten kurtulacak ve halk temiz su içecek." şeklinde konuştu.

“ANKARA KENDİNE YETEBİLİR BİR KENT HALİNE GELEBİLİR”

Ankara'nın üç ayrı su havzası üzerinde yer aldığını ve su yönetimi konusunun yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini belirten Alan, jeotermal kaynakların da toplumsal yarar için kullanılmadığını ifade etti. Alan, "Ankara, zengin jeotermal kaynaklarına sahip olmasına rağmen toplum yararına kullanılabilir durumda değil. Bu konu ile ilgili belediye ile görüşmeler yaptık ve Ankara için bir kent raporu hazırladık. Bir jeotermal aş genel müdürlüğü kurularak Ankara’daki jeotermal tesislerin halk yararına kullanıma açılması ile ilgili planlarımızı sunduk." dedi.

Hüseyin Alan, jeotermal kaynaklarla ısıtılan tarım seraları kurarak Ankara'nın kendine yetebilir bir kent haline gelebileceğini belirterek, "Bugün gıdaya erişim oldukça zor. Ankara’da organize jeotermalle ısıtılan tarım seraları kurularak Ankara kendine yetebilir bir kent haline gelebilir. Kışın domatesimizi farklı illerden almak yerine kendimiz üretebiliriz. Burada zengin jeotermal kaynaklarımız var, bunları üretime dönüştürebiliriz." şeklinde konuştu.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Güncel Haberleri