ÖZEL HABER: BÜŞRA SAĞLAM
Ankara’nın Cevizlidere semtinde yıllardır kostüm tasarımı yapan Dürdane Özkan, özgün tasarımlarıyla sanatı ve yaratıcılığı bir araya getiriyor.
Amerika’da yaşadığı dönemde Cadılar Bayramı için yapılan kostümlerin çok ucuz göründüğünü kaydeden Özkan, “Ben ilk olarak Konya’nın Beyşehir ilçesinde öğretmen olarak işe başladım. Daha sonra eşimin işi gereğiyle uzun bir süre yurt dışında farklı ülkelerde yaşadık. Amerika’da Cadılar Bayramı kostümlerini basit ve ucuz buluyordum. Bende daha özgün kıyafetler tasarlayarak arkadaşlarıma hediye ettim. Bu alanda hem dil öğrendim hem de kendi tasarımlarımı ortaya koymak istedim. 24 yaşında böyle bir işi düşündüm ve 35 yaşında ise atölyemi açtım.” dedi.
“KOSTÜM TASARIMI, SABIR VE ÖZEN İSTER”
Özkan, yurt dışında kazandığı deneyim ve eşinin desteğiyle Türkiye’de kendi tasarım yolculuğunu başlattı. Özkan, “Bu süreçte eşim bana çok büyük destek oldu, ekonomik bir baskı üstümde asla kurmadı ve rahat çalışmamı sağladı. Türkiye’ye döndüğümüzde, kızımın okulunda düzenlenen bir etkinlikte orijinal palyaço kostümüne ihtiyaç olduğu söylendi. Ben de gönüllü olarak kostümü yapmayı üstlendim ve sadece standın arkasına telefon numaramı koymalarını rica ettim. Daha sonra burası bana yeni bir iş kapısı açtı. Bu olaydan sonra kısa sürede eve birçok sipariş almaya başladım. Hatta bir keresinde tavuk kostümü yaptım aldığım ücretten iki katı para harcadım. Bu iş sabır ve özenle yapılması gereken bir iştir.” şeklinde konuştu.
Ankara’da birçok insanın fermuar dikimi veya paça tamirine para verirken kostümlere aynı ilgiyi göstermediğini fark eden Özkan, bu işin daha özel bir müşteri kitlesine hitap ettiğini keşfettiğini belirterek sözlerini şu şekilde sürdürdü:
“Bu işi bilenlerle devam ettirmek önemli. İlk atölyemi açtığımda bazı insanlar “kime satacaklar?” gibi cümleler söylüyordu. Zaten biz randevu sistemiyle çalışarak bir düzen kurduğumuz için pek problem olmuyordu, çünkü bizi bulmak isteyen bir şekilde buluyor. Uzun yıllar boyunca yaşadığım yurt dışında yaşamanın rolü de büyük. Bu sektörde elde ettiğim birikim sayesinde bugün her şeyi yapabilecek durumdayız.”
"KOSTÜM KİRALAMA HİZMETİNDE KALİTE VE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK ÖNEMLİ”
Çevre dostu ve sürdürülebilir bir yaklaşım benimseyen Özkan, kostüm kiralamasını titizlikle yürüttüğünü kaydetti. Özkan, “Atölyemizden çıkan her kostümün temiz ve eksiksiz teslim edilmesi gerekiyor. Burası bir atölye olduğu için her türlü tadilatı ve düzeltmeleri yapıyoruz. Bu yönüyle müşteriler bizi bildiği için kiralama hizmetimiz çok çalışır. Çocuklar kostümlerini iade etmek istemiyor o yüzden aileler satın alabiliyor. Kostüm kiralamaları ortalama 300 ila 600 TL, satışlar ise bin 500 ila 2 bin 500 TL civarı arasında değişiyor.” diye konuştu.
“KOSTÜM TASARIMINDA SÜREKLİ KENDİNİZİ YENİLEMENİZ GEREKİYOR”
Bu mesleğin sabır ve profesyonellik gerektirdiğini vurgulayan Özkan, şu ifadelere yer verdi: “Kostüm tasarımı sürekli kazanç sağlayan bir meslek değil, sabır göstermelisiniz ve iyi bir bütçe planlaması yapmalısınız. Özellikle okulların kapanmasıyla birlikte işler durgunlaşıyor ama ekim ayında ise talep artar. Ülkemizde yılbaşı etkinlikleri fazla olmadığı için insanlar yoğun çalışma tempolarından kaçmak için arada sırada evde kostümlü parti düzenliyor. Örneğin, doğum günü, bekârlığa veda gibi. O yüzden sürekli kendinizi yenilemeniz gerekiyor.”
"KOSTÜMLERLE ÇOCUKLARIN HAYAL GÜCÜ GELİŞİYOR"
Kostümlerin çocuklarda empati kurmayı ve hayal güçlerini geliştirdiğini söyleyen Dürdane Özkan, “Bazı çocuklar gece gündüz kostümle vakit geçirmeyi tercih ediyor. Kostüm çeşitlerimiz arasında prenses, süper kahraman, çiftlik ve orman hayvanları, padişah kostümleri gibi birçok seçenek bulunuyor. Ayrıca geçtiğimiz yıl Cumhuriyet’in 100. yılı kapsamında 29 Ekim için hazırladığımız asker ve sivil kostümlerle özel bir defile düzenledik ve büyük ilgi gördü. Bu özel kostümleri birçok okul kiralayarak kendi etkinliklerinde kullandı.” ifadelerine yer verdi.
“KOSTÜM SEÇERKEN KUMAŞ BOYASINA VE KALİTESİNE ÖZEN GÖSTERİN”
Çocuklar için kostüm seçerken dikkat edilmesi gerekenleri Özkan, şu şekilde anlattı: “Çocukların sağlığı için kullanılan kumaşların kolay yıkanabilir ve kısa programlarla temizlenebilir olmasına dikkat edilmeli. Ayrıca kumaş boyalarının da kaliteli olmasına özen gösteriyoruz. Piyasada ucuz kostümler var ancak bu ürünlerin alındığı yerlere dikkat edilmesi gerekiyor. Biz asla kanserojen madde içeren hiçbir malzemeyi kullanmıyoruz. Her aksesuarın ve kumaşı özgün ve doğru malzeme olsun diye özenle seçiyoruz. Çünkü çocukların tenine direkt temas ettiği için mümkün olduğunca pamuklu kumaşlar kullanmaya özen gösteriyoruz.”
“SOSYAL SORUMLULUK PROJELERİNE DESTEK VERİYORUM”
Sosyal sorumluluk projelerinde kendilerinin yer aldığını bildiren Özkan, “Burs veren okulların programlarını çok destekliyoruz. Lösemili Çocuklar Sağlık ve Eğitim Vakfı’nın (LÖSEV) kostüm tedarikçisiyiz, her türlü ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyoruz. Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Lösemili, Otizmli, Down Sendromlu ve Serebral Palsili (LODOS) Topluluğuna katkı sağlıyoruz. Ayrıca deprem zamanında bir yıl boyunca o bölgelere kostüm gönderdik. Çocuklara neşe kaynağı olsun diye, elimizden geldiğince bir şeyler yapmaya çalıştık.” dedi.
DODA İSMİ NEREDEN GELİYOR?
Özkan, atölyesine isim verme sürecini şu ifadelerle anlattı: “Gençlerle çalışırken, drama atölyesi fikri oldukça ilgi çekici geldi. Başlangıçta "Dürdane Özkan Drama Atölyesi" adıyla yola çıktık. Daha sonra müşterilerim bu ismin çok uzun olduğunu belirttiği için daha kısa bir isim bulmaya karar verdim. Baş harflerinden yola çıkarak DODA adını koydum. Böylece hem kısa hem de ilgi çekici bir isim elde ettim.”