Küresel ısınmada sulak alanlar ve 140 bin canlı türü tehlikede

Dünya üzerindeki sulak alanlar, sadece doğal güzellikleriyle değil, aynı zamanda gezegenimizin sağlığı için kritik bir rol oynuyor. Son araştırmalar, bu sulak alanların küresel ısınmayla mücadelede kilit bir faktör olduğunu gösteriyor.

Sulak alanlar; bataklıklar, göller, nehir deltaları ve mangrov ormanları gibi çeşitli ekosistemleri kapsar. Dünya üzerindeki sulak alanlar, sadece doğal güzellikleriyle değil, aynı zamanda biyoçeşitliliğin kalesi olarak da biliniyor. Ancak, sıklıkla göz ardı edilen bu alanlar, kurutularak yapılaşmaya açılıyor. Oysa ki, sulak alanların korunması ve restore edilmesi, iklim değişikliğine karşı savaşta güçlü bir müttefik olarak ortaya çıkıyor.

Bunun ana nedenlerinden biri, sulak alanların karbon depolama ve emilimi konusundaki etkileyici kapasiteleridir. Yapılan araştırmalar, sulak alanların topraklarında ve bitki örtüsünde muazzam miktarda karbonun hapsedildiğini gösteriyor. Bunun yanı sıra, sulak alanlar, sera gazı emisyonlarını azaltmaya yardımcı olan doğal arıtma sistemleri işlevi görürler.

140 BİN CANLI TÜRÜ

Sulak alanlar, yaklaşık 140 bin canlı türüne ev sahipliği yapıyor. Ancak, son 300 yılda yüzde 85'i kaybolmuş durumda. Uzmanlara göre, bunun başlıca sebeplerinden biri, tarımsal faaliyetler ve kentleşme gibi insan etkileri sonucu sulak alanların kurutulması.

Bununla birlikte, sulak alanların yok olması sadece biyoçeşitliliği tehdit etmekle kalmıyor, aynı zamanda küresel ısınma mücadelesini de zorlaştırıyor. Birleşmiş Milletler Çevre Programı'nın raporlarına göre, sulak alanlar, karbon depolama ve emilimi konusunda kritik bir rol oynuyor. Dünya yüzeyinin sadece yüzde 4'ünü kaplayan turbalıklar, dünya karasal karbonunun üçte birini depoluyor. Bu, ormanların iki katından fazla karbon demektir.

KURAKLIK VE SEL

Ancak, iklim değişikliği sulak alanları ciddi şekilde tehdit ediyor. Değişen yağış desenleri, kuraklık ve sel gibi olumsuz etkilerle sonuçlanıyor. Özellikle And Dağları'ndaki turbalık ekosistemlerindeki değişimler, bu tehdidin somut bir örneğini oluşturuyor. Azalan yağışlar, bu alanların kurumasına ve ekosistemin zarar görmesine yol açıyor.

Sulak alanların yok olması, sadece ekolojik dengeyi değil, aynı zamanda milyonlarca insanın geçim kaynaklarını da tehdit ediyor.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

İlgili Haberler

Turizm sektöründe 'sürdürülebilirlik' sorunu büyüyor

Güncel Haberleri