METESEN Genel Başkanı Şahap Yılmaz: “El sanatları teknolojisi alanı kültürel mirasın ve ekonominin geleceğini şekillendiriyor”

Mesleki ve Teknik Eğitim Sendikası (METESEN) Genel Başkanı Şahap Yılmaz, El Sanatları Teknolojisi alanının Türkiye’nin kültürel mirasını yaşatmak ve ülke ekonomisine katkı sağlamak açısından kritik bir rol oynadığını vurguladı. Yılmaz, geleneksel el sanatlarının modern teknolojilerle buluşturulmasının bu alanda yeni bir dönemin kapılarını aralayacağını ve el sanatları ürünlerinin hem ulusal hem de uluslararası alanda daha fazla tanınırlık kazanmasına imkân sağlayacağını belirtti.

ÖZEL HABER: GÜNSU ÖZMEN

METESEN Genel Başkanı Şahap Yılmaz, el sanatlarının toplumların kültürel mirasını yaşatmada ve ekonomik değerini artırmada büyük öneme sahip olduğunu belirtti. Yılmaz, el sanatları teknolojisi alanının, geleneksel el sanatlarını modern tekniklerle birleştirerek hem sanatsal hem de ekonomik alanda yeni fırsatlar yarattığını vurguladı. Ancak yeterli öğretmen ataması yapılmaması ve tanıtım eksikliği nedeniyle bu alanda yapısal sorunların devam ettiğine dikkat çekti.

TOPLUMLARIN KÜLTÜREL HAFIZASI

METESEN Genel Başkanı Şahap Yılmaz, el sanatlarının toplumların kültürlerinin ve kimliklerinin en belirgin yansımalarından biri olduğuna dikkat çekerek, bu sanatların nesilden nesile aktarılan, toplumların kültürel hafızasını oluşturan önemli miraslar olduğunu ifade etti. Yılmaz, “Bir toplumun sanat anlayışı, yaşam biçimi ve hatta inanç sistemleri el sanatları aracılığıyla günümüze kadar aktarılabilir. Bu nedenle, el sanatları yalnızca ekonomik bir değer değil, aynı zamanda toplumsal ve kültürel bir zenginliktir” dedi.

El sanatlarının toplumların tarih boyunca estetik anlayışlarını, sanatsal birikimlerini ve yaşam biçimlerini yansıtan bir araç olduğunu belirten Yılmaz, bu alanın sadece sanat ve zanaatla ilgili olmadığını, aynı zamanda toplumsal gelişim ve dönüşümün de bir yansıması olarak değerlendirilmesi gerektiğini söyledi. Yılmaz, “El sanatları, kültürel mirasın korunmasında ve toplumsal kimliğin yaşatılmasında kritik bir rol oynar. Bu nedenle, bu değerlerin yaşatılması ve gelecek nesillere aktarılması büyük önem taşır” diye konuştu.

EL SANATLARI TEKNOLOJİSİ ALANI: GELENEKSEL İLE MODERNİ BULUŞTURAN BİR KÖPRÜ

Şahap Yılmaz, El Sanatları Teknolojisi alanının mesleki ve teknik eğitimde önemli bir yer tuttuğunu belirtti. Bu alanın mesleki ve teknik Anadolu liseleri, halk eğitim merkezleri ve özel eğitim meslek okullarında yaygın bir şekilde öğretilmekte olduğunu söyleyen Yılmaz, bu alandaki eğitimin amacının, geleneksel el sanatlarını modern teknolojilerle birleştirerek geleceğe taşımak olduğunu vurguladı. Yılmaz, “El Sanatları Teknolojisi, kültürel değerleri korumanın yanı sıra bu değerleri dijital çağın olanakları ile yeniden yorumlayarak özgün ve yenilikçi tasarımlar oluşturmayı hedefler. Dijital tasarım programları, baskı teknolojileri ve otomasyon sistemleri gibi yöntemlerle, el sanatları üretimi daha hızlı, daha verimli ve daha kaliteli hale getirilebilir” diye konuştu.

El Sanatları Teknolojisi alanının, el sanatlarının geleceğe taşınmasında ve ekonomik değerinin artırılmasında da önemli bir misyon üstlendiğini belirten Yılmaz, bu alanda yetişen bireylerin yalnızca geleneksel yöntemleri öğrenmekle kalmadığını, aynı zamanda bu yöntemleri modern teknolojiyle buluşturarak çağın ihtiyaçlarına uygun ürünler geliştirebildiğini dile getirdi. Yılmaz, “Örneğin, el dokumacılığı ya da nakış gibi geleneksel teknikler, bilgisayar destekli tasarım programları kullanılarak çok daha hızlı ve yaratıcı bir şekilde yapılabiliyor. Bu da el sanatları sektörünün hem kültürel hem de ekonomik değerini artırıyor” ifadelerini kullandı.

GENİŞ İSTİHDAM OLANAKLARI SUNUYOR

Şahap Yılmaz, El Sanatları Teknolojisi alanından mezun olanların geniş istihdam olanaklarına sahip olduğunu belirterek, bu alanda eğitim alan bireylerin “el sanatları teknikeri” unvanı ile birçok sektörde iş bulma imkânına sahip olduğunu şu sözlerle vurguladı: “El sanatları teknikeri; dekoratif el sanatları, halı desinatörlüğü, dokumacılık, el ve makine nakışları gibi alanlarda bilgi ve beceri kazanmış nitelikli elemanlar olarak hem kendi işlerini kurabilir hem de dokuma fabrikaları, nakış atölyeleri, turistik eşya üretim işletmeleri, moda evleri, brode deseni hazırlayan firmalar gibi farklı sektörlerde görev alabilirler."

El sanatları teknolojisi mezunlarının, halk eğitim merkezlerinde usta öğretici olarak görev yapma imkânına da sahip olduklarını belirten Yılmaz, “Bu alanda yetişen bireyler, edindikleri bilgi ve becerilerle hem aile ekonomilerine hem de ülke ekonomisine katkıda bulunabilirler. El sanatları ürünleri, özellikle turistik bölgelerde yoğun talep gören bir sektördür ve bu sektörün gelişmesi, hem yerel ekonomilere hem de ülke ekonomisine önemli katkılar sağlayacaktır” dedi.

YAYGIN EĞİTİM KAPSAMINDA BÜYÜK BAŞARI

Son yıllarda el sanatları teknolojisi alanında yaygın eğitimde önemli bir gelişme kaydedildiğini belirten Yılmaz, “Hayat boyu öğrenme çatısı altında bu alanda yaklaşık 73 bin kurs açıldı ve bu kurslardan bir milyonu aşkın kursiyer mezun oldu. Bu durum, el sanatlarına olan ilginin ve bu alanda kendini geliştirmek isteyen bireylerin sayısının giderek arttığını gösteriyor” dedi.

Yaygın eğitim kapsamında verilen bu kursların, el sanatları teknolojisi alanının tanıtılması ve bu alandaki bilgi birikiminin yaygınlaştırılması açısından büyük önem taşıdığını belirten Yılmaz, bu kursların kültürel mirasın korunmasına ve el sanatlarının tanıtılmasına katkı sağladığını vurguladı. Yılmaz, “Bu kurslar sayesinde el sanatları teknolojisi alanında bilgi ve beceri sahibi olan bireyler yetiştiriliyor. Ayrıca bu bireyler kendi işlerini kurma ve bu alanda istihdam yaratma imkânı da buluyor” aktardı.

EL SANATLARI ALANINDAKİ YAPISAL SORUNLAR

Başkan Şahap Yılmaz el sanatları teknolojisi alanının bazı yapısal sorunlarla karşı karşıya olduğunu da sözlerine ekledi. Yeterli sayıda kadrolu ya da sözleşmeli öğretmenin bulunmaması, bu alandaki eğitimin sürekliliğini ve kalitesini olumsuz etkileyen faktörler arasında yer aldığını söyleyerek şu sözleri ekledi: “El sanatları teknolojisi alanında yeterli sayıda öğretmen istihdam edilmemesi nedeniyle, eğitimlerin büyük bir bölümü usta öğreticiler aracılığıyla yürütülüyor. Bu durum, eğitimin kalitesinin düşmesine ve alanın yeterince tanıtılamamasına neden oluyor.”

Yılmaz, ayrıca el sanatları teknolojisi alanında açılan kursların küçük yerleşim yerlerinde açılmasında zorluklar yaşandığını belirterek, “Kursiyer sayısının en az 12 kişi olarak belirlenmesi, özellikle küçük yerleşim yerlerinde bu kursların açılmasını neredeyse imkânsız hale getiriyor. Bu da bu alandaki eğitimin yaygınlaşmasının önündeki en büyük engellerden biri” dedi.

EL SANATLARI ALANI GELİŞTİRİLİRSE KÜLTÜREL VE EKONOMİK DEĞER ARTACAK

Son olarak Şahap Yılmaz, el sanatları teknolojisi alanının gelişmesi için bu alanda daha fazla öğretmen atamasının yapılması, eğitim programlarının yaygınlaştırılması ve bu alanın daha etkin bir şekilde tanıtılması gerektiğini vurguladı. “Bu sorunlar çözüme kavuşturulursa, el sanatları teknolojisi alanı hem kültürel mirasımızı koruyacak hem de bu mirası modern teknolojilerle birleştirerek uluslararası düzeyde tanıtılmasını sağlayacaktır. Ayrıca el sanatları sektörünün ekonomik değerinin de artmasına katkı sağlayacaktır” ifadelerini kullandı.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Güncel Haberleri