ÖZEL HABER: ALİ DEMİRASLAN
Sorularımızı yanıtlayan Akış, Türkiye'nin göç ile karşı karşıya kalması ve mülteci sorunlarına tarihsel bir gözle yanıt aradı.
Türkiye zorunlu göçle neden karşı karşıya kaldı?
2010 yılında Tunus’ta bir gencin yolsuzluklara karşı ve adalet için kendisini yakmasıyla başlayan Orta Doğu ve Afrika ülkelerini de kapsayan 'Arap Baharı' kimi ülkelerde emperyalizmin istekleri doğrultusunda yönetimlerde değişiklere, kimi ülkelerde ise iç savaşlara neden oldu. Suriyeli ve Afganlar veya başka ülkenin mültecileri neden Türkiye’ye geldiler? AKP dış siyaseti geleneksel yönleriyle ABD ve NATO güdümlü devam etti.
2010 yılından sonra Türkiye sermaye sınıfı kendi kabına sığmayacak hale geldi. Türkiye’deki bütün kaynaklar sermaye sınıfı için kullanıldı. Özelleştirmeler, ucuz işgücü, devlet destekleri, ihaleler bir sınıra dayandı. Türkiye sermaye sınıfı başka pazar alanları istiyordu. Esad karşısındaki birçok siyasi grup desteklendi. Suriye’de bir dağılma süreci başladı ve Suriye’den Türkiye’ye mülteciler akın etmeye başladı. Gelen bu mülteciler Türkiye işçi sınıfının bir parçası oldu. Metal sektöründen tarım sektörüne birçok mülteci işçi, Türk işçilerden daha az ücretle çalıştırıldı. Mülteci çocuklar sokaklarda ve işyerlerinde ucuz işgücü haline geldi.
"MİLLİYETÇİ BİR SİYASET ANLAYIŞI HÂKİM KILINMAK İSTENİYOR"
Siyasetçilerin Mülteciler gönderilsin çıkışları neye hizmet ediyor?
Türkiye’de siyasette milliyetçi rüzgarlar estirilip bunu siyasette hâkim kılmak istiyorlar. Yaşanan ekonomik krizin neden olduğu barınma, işsizlik, toplumsal çürümenin sorumluluğu mültecilere yıkılmak isteniyor. Bu durum toplumda bir karşılık buluyor.
Mülteci karşıtlığı üzerinden bugün milliyetçi, ırkçı bir rüzgâr estiriliyor. Bugün mülteciler dönecekse kendi istekleri ile dönmeliler. Bir diğer konu ise Suriye’de savaş bitmedi. Suriye toprakları bombalanmaya devam ediyor. Afganistan ise şeriatçı bir yönetim ile yönetiliyor. Bu mülteciler kendi ülkelerine nasıl dönecekler? Yani mülteciler dönecekse birincisi kendi istekleriyle dönmeli, ikincisi ise kendi ülkelerinde siyasi istikrar sağlanmalıdır.
"DÜZENSİZ GÖÇ ELBETTE ÇÖZÜME KAVUŞTURULMALI"
Göçün neden olduğu sorunlar yok mu?
Suriye’deki iç savaşın başladığı dönemde Adıyaman başta olmak üzere sınırda kurulan sığınmacı kamplarından sonrasında plansız bir şekilde orada yaşayan göçmenler büyükşehirlere gittiler.
Merkezi hükümetin ve yerel yönetimlerin görmezden geldiği sorunların başında gelen barınma, göçmenlerin entegrasyonu, istihdamı tamamıyla piyasanın insafına bırakıldı.
İŞÇİ SINIFININ GÖRÜNMEYENLERİ MÜLTECİ ÇOCUK İŞÇİLER
Çocukları çalıştırmak, bir meta haline getirmek, çocuklar üzerinden kâr elde etmek bir çocuk istismarıdır. Mülteciler gelmeden önce uyuşturucu satıcılığı, hırsızlık dilencilik gibi sorunlar bu ülke topraklarında yaşanıyordu. Bu sorun bir millete veya ülkeye ait bir durum değil. Bu Suriyeli, Afganlı, Mısırlı veya Afrikalı olma durumu değil.
İstismar hangi ulustan olursa olsun karşı çıkılması gereken bir durum. Sermaye sınıfı mültecileri kendi çıkarları doğrultusunda kullanıyor. Mülteci çocuklar işçi sınıfının görünmeyenleri olarak sokaklarda, atölyelerde, tarlalarda kayıtsız ucuz iş gücü olarak çalışmakta.