Dünya genelinde ve Türkiye'de tedarik sürelerinin uzaması ve enflasyonun eklenmesiyle sıfır otomobiller yatırım aracına dönüştü. Türkiye'de artan döviz kuru da eklenince, bugün alınan bir araç, bir sonraki güne göre daha ucuz hale gelmeye başladı.
Yaklaşık bir sene önce 650 bin liraya satılan orta sınıf bir SUV modelinin fiyatı bugün 1.5 milyon liraları geçiyor. Alım gücünün düşmesine rağmen talep hala yüksek, ancak bu tabloda ihtiyaç sahipleri değil, TL'den kaçan yatırımcılar pazarın kaderini belirliyor. Yaklaşık üç yıldır süren bu durumun yavaş yavaş sona ereceği öngörülüyor.
FİYAT SAVAŞLARI BAŞLAYABİLİR
TL dışında yapılan yatırımlar hala cazip olsa da otomobil sektörü eski günlerine dönüyor. ABD ve AB otomobil pazarları da bunu destekliyor. Birkaç aydır düşüş trendine giren otomotiv pazarında fiyatların da gerilediği görülüyor.
Geçen yazla kıyaslandığında ortalama araç fiyatları rekor seviyelere ulaşmışken, uzmanlar bölgede araç arzının düşüşü kaynaklı fiyat savaşlarının başlayabileceğini öngörüyor.
Bu fiyat indirimlerinin 2023'ün ikinci yarısına kadar gerçekleşmeyeceği belirtilse de otomobil üreticileri fiyat savaşına hazırlanıyor ve Avrupa ve Amerika'da bazı elektrikli araç üreticileri fiyatları şimdiden düşürmeye başladı.
ARAÇ STOKLARI HER GEÇEN GÜN ARTIYOR
Avrupa'da, özellikle Almanya gibi otomobil başkenti olarak bilinen ülkede araç stokları her geçen gün artıyor. Nedeni ise talepte ciddi düşüş yaşanıyor olması.
Türkiye'ye göre en büyük fark, alım gücüne göre hareket eden bir pazar olmasıdır. Alım gücü düşerken Türkiye'de fiyatlar artarken, Almanya'da alım gücü düştüğünde fiyatlar aynı seviyede kalmasa da geriliyor.
Düşen taleple birlikte üretilen modeller, önceden planlanmayan ülkelere yönlendiriliyor ve Türkiye bunlardan biri haline geliyor. Bu durum tamamen bir pazarlama stratejisine dönüşürken, markalar Türkiye'yi gözde olduğu için değil, bölgede düşen arzın bir tamamlayıcısı olarak görüyor.