Özgür Özel, Cumhurbaşkanı Erdoğan görüşmesinden önce partisinin grup toplantısında konuştu. Özel, görüşme öncesinde Erdoğan'a anayasa hatırlatması yaparak 1 Mayıs'ta Taksim'in kapatılması konusunda eleştirilerde bulundu.
Özgür Özel başlamadan önce, CHP'ye katılan eğitimci Sevinç Atabay'a rozetini taktı ve ona hoş geldin dileklerini iletti. Özel, Atabay için "Baba evine, Atatürk'ün partisine hoş geldi" ifadelerini kullandı. Ayrıca, CHP Grup Başkanvekili Murat Emir'e de başarılar diledi.
Toplantıda, Özel geçmişte yaşanan olumsuz durumları hatırlatarak, son dönemde olumlu gelişmelerin yaşandığını vurguladı. Özellikle, Soma'da yaşanan dostluk ve kardeşlik örneğine dikkat çekti. Amedspor'un Manisa Soma'daki mücadelesini örnek göstererek, futbolun kentler arası dostluğa katkı sağlamasını umut ettiğini belirtti.
İYİ Parti'deki değişim sürecine de değinen Özel, Meral Akşener'in görevi bırakması ve parti içinde yaşanan bayrak değişimine atıfta bulundu. Akşener'e sağlık ve mutluluklar dileyen Özel, yeni seçilen Müsavat Dervişoğlu'na ve partisine başarılar temennisinde bulundu.
1 MAYIS VE TAKSİM TARTIŞMALARI
CHP lideri Özgür Özel, 1 Mayıs'ta Taksim Meydanı'nın kapatılması kararını eleştirdi. Özel, konuşmasında şunları dile getirdi:
"Bir meydanın 1 Mayıs'a kapalı olması, o iktidarın başarılı olduğunu değil, aslında muhtedir olduğunu gösterir. İktidar, meydandaki kutlamalara yasak getirerek lüzumsuz bir tedirginlik içinde olduğunu ve güvenliği sağlayamayacağını peşinen itiraf etmiştir. Bu durum, demokrasilerde özgüvensizliğin iktidarlara hiç iyi gelmeyeceğini ortaya koyar. Biz, sorumluluk alarak sendikalarla birlikte çalışmayı ve kimsenin burnu kanamadan o meydandaki kutlamalara izin verilmesini talep ettik. Bir hafta geçti ve dün, İçişleri Bakanını aradım. Konudaki talebimi ve taahhüdümü ilettim, iş birliği teklif ettim. Ancak kendisi, görevi gereği çeşitli mahsurları, istihbaratları ve yasadışı örgütlerin çağrılarını gerekçelendirerek buna izin vermeyeceklerini tekrarladı. İletişime açık olumlu bir yaklaşım içindeydi ancak sonuç olarak bir yasaklama vardı, o da buna kısıtlama diyordu.
Esasen Taksim Gezi Parkı, bazıları için kendi egemenlik sembolüymüş gibi algılanıyor. Toplum oraya giderse, egemenliklerini ve iktidarlarını kaybedeceklerini düşünüyorlar. Oysa, bir yasaklama ile egemenliği korumaya çalışıyorsanız, artık egemenlikten, muktedirlikten ve iktidardan bahsedemezsiniz. Baskıyla kurulan iktidarlar, önünde sonunda kaybetmeye mahkumdur."