ÖZEL HABER: AYBALA ALMİNA MELEK
Turizm Akademisyenleri Derneği ve rehber akademisyenler, söz konusu kanun teklifinin "ucuz işgücü" yaratmayı amaçladığını belirtiyor.
Rehber Akademisyen Ayşe Şengöz, özellikle mesleğe kimlerin dahil olacağı noktasında şüphelerinin olduğunu dile getirerek, "Bu kanundaki değişiklikleri talep eden aslında Türkiye Seyahat Acentaları Birliği ve amacı rehberlerin bakanlık tarafından belirlenen yevmiyelerini aşağı çekmek. Türkçe rehberlik olgusunu ortaya atmalarının sebebi ise ülke turizmini düşünmeleri değil tamamen ucuz işgücü bulmaya çalışmaları, şu an hali hazırda 14 bine yakın rehber arkadaşımız var. Hepimiz turizmin daha iyi yerlere ulaşabilmesi için, Türkiye’nin turizm pastasından payını artırabilmek için ve turizmin de sürdürülebilirliğini sağlamak için yeterli bilinç seviyesindeyiz. Aynı zamanda yasada belirtildiği gibi 14 bin rehber Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıdır. Ana dilleri Türkçe'dir. Türkçe rehberlik de yapabiliyorken bir de Türkçe Rehberliği yasal hale getirmek uygun bir adım değildir. Nadir dillerde rehberlik çalışma kartı almak isteyen dil mezunu arkadaşlarımız mesleğimize girmek istiyorlarsa üniversitelerimizde tezsiz yüksek lisans bölümleri vardır onları tercih edebilirler. Doğrudan özellikle Çince gibi dillerde rehberlik çalışma kartının alınmasını kolaylaştırılması ülkemize farklı amaçlarla gelip vatandaşlık alan kişilerin rehber olmasının önünü açar. Böyle olduğunda bu kişilerin turizm için ülkemize gelen turistlere Türkiye ile ilgili anlattıkları şeyleri iyi niyetli olup olmadığını bilemeyiz. Ülkemize en iyi şekilde temsil etmeye çalışırken, en iyi şekilde tanıtmaya çalışırken nasıl anlatacağını ön göremediğimiz kişilerin mesleğe girmesine uygun bulmuyoruz." dedi.
"HEDEFLERİNE REHBERLERİN KALİTESİNİ AZALTARAK MI ULAŞACAKLAR?"
Kanun'da geçen '100 saatlik eğitim' maddesini eleştiren Şengöz, "Tarih, arkeoloji, sanat tarihi gibi bölümlerden gelip yasanın istediği dil zorunluluğunu yerine getirmiş kişiler zaten yine yasada bulunan 'Üniversitelerin rehberlik bölümlerinden yüksek lisansla mezun olabilir' şartını tamamlamaları ile birlikte rehber olabiliyorlar. Bu 100 saatlik eğitime zaten üniversitelerde tezsiz yüksek lisans rehberlik bölümleri varken gerek yoktur. 100 saatlik eğitimi kim verecek? Kültür ve Turizm Bakanlığının 2028 yılı yüzde 100 gelir artırma hedefine rehberlerin kalitesini azaltarak mı ulaşacaklarını düşünüyorlar. Yasa güncellenebilir ama hedef rehber sayısını artırıp kalitesini azaltmak olmamalıdır. " diye konuştu.
"REHBERLER BU ÜLKENİN ELÇİLERİDİR"
Şengöz, bu yasa değişikliğinin uzun vadede Türkiye'nin turizmini olumsuz yönde etkileyeceğini belirterek, "Rehberler bu ülkenin elçileridir. Çünkü çoğu zaman dünyanın neresinden gelirse gelsin turist, havalimanından rehber tarafından karşılanır, rehber onun Türkiye’deki programını gerçekleştirir, tüm program boyunca yanında kalır, yine havalimanından uçağa bindirir ve geri gönderir. Tüm hayatı boyunca neredeyse ülkeye dair bütün bilgileri rehberden alan turiste, tanıtımı gerçekleştirecek rehberin kalitesini aşağı çekmek gelen turistin de müşteri memnuniyetini etki edecektir. Kısa vadede sadece şu an hali hazırda rehberlik yapan kişilere bu yasa değişikliğinin zararı var gibi görünse de uzun vadede ülkemizin turizm pastasından payı olumsuz yönde etkilenecektir." ifadelerini kullandı.
Son olarak Şengöz, "Bu değişiklik komisyondan dün geçti eğer Meclis'ten de geçerse yüksek öğretim düzeyinde rehberlik mesleğinin eğitimi tercih edilmeyecektir. Çünkü rehberler düzenli bir işe sahip değildir. 365 günün 100 ila 150 gün arasında çalışır. Türkçe Rehberliğin çıkması ile artan rehber sayıları bugün bu çalışma sayısını daha da aşağı çekecektir. Aynı zamanda ücretin düşürülmeye çalışılması kazancı azaltacaktır ve rehberlik mesleği hayatınızı idame ettireceğiniz bir meslek olmaktan çıkıp geçici bir meslek haline gelecektir. Bu durumda bu mesleği geçici olarak gören, deneyim kazanmamış meslektaşlarımız ülke turizmini veya müşteri memnuniyetini ne kadar düşünecektir?" dedi.