Sakarya Destanı’nda 18.Gün (09 Eylül 1921) Başkomutan Mustafa Kemal Polatlı'da

09 Eylül cephede hareketlilik yaşanmadı. Ancak Türk Cephe Komutanlığı kararını vermişti. Duatepe-Kartal Tepe ile Mangal Dağı istikametlerinde taarruz hazırlıkları yapıldı ve kuvvet kaydırıldı. Yunan kuvvetlerinin sol yanına taarruz edilecekti.

Türk Ordusu keşif ve baskınlarını sürdürdü.

On üç günlük kanlı çarpışma ve boğuşmalardan sonra sakin günler yaşanmaktaydı. Eski askerlerin deyimiyle ‘Kılıçlarını bilediği’ belliydi. Kuvvetli olan saldırgan, hamle üstüne hamle tazelemekten halsiz düşmüş, zayıf olan savunucu ise adım adım her tepeyi her yamacı ayrı ayrı müdafaa etmekten dermansız kalmıştı. Ama şimdi durumun değiştiğini, iki taraf da biliyordu.


Alagöz Karargahı

BAŞKOMUTAN MUSTAFA KEMAL POLATLI’DA

Son darbeyi vurmak ve Yunan Ordusu’nu Sakarya’nın batısına geçmeden imha etmek için Sakarya üzerindeki köprülerin tutulması gerekiyordu. Bunun için de bu köprülere hakim olan tepeleri almak, en uygun hareket tarzı olacaktı.

Bu amaçla savaşın başından beri Alagöz’de bulunan savaş karargahı, Başkomutan’la birlikte bugün Polatlı’nın 6 km kuzeydoğusunda bulunan Karapınar Köyü’nün üstündeki Zafer Tepe’ye taşınmıştı. Bu köyde Mürettep Kolordu karargâhı bulunuyordu. Başkomutan Mustafa Kemal, geceleri karargâh haline getirdiği trende, gündüzleri ise diğer komutanlarla beraber Zafer Tepe’den savaşı yönetiyordu.

İSMETPAŞA’DAN TAARRUZ EMİRLERİ

Cephe Komutanı İsmet Paşa ilk emrini, daha sabah olmadan, 02.00'de vermişti;

1. Düşman harekâtında çekilme işaretleri görülmektedir.

2. Kesin sonucun elde edilmesi için, 10 Eylül’de fecirle birlikte, takviye edilen Mürettep Kolordu tarafından düşman sol kanadına taarruz edilecektir.

3. Bugün durumda fevkalâde bir değişiklik olmadığı takdirde,10 Eylül’de fecirle beraber Katrancı Vadisi batı kesiminde aşağıdaki gibi taarruz yapılacaktır: 1’inci Grup kesiminde yalnız bir tümen bırakılacak, diğer iki tümen topçuları ve ağır topçuları ile birlikte 2’nci Grup kesiminde toplanarak dört tümenle Ilıca Vadisi batısından Yamak-Bahçecik ve Dikilitaş- Taburoğlu istikametlerinde taarruz edilecektir. Tümenlerin taarruz istikametlerinde toplanması 9/10 Eylül gecesi yapılacak ve taarruza 10 Eylül fecirle başlanacaktır.

4. 5’inci Grup, Eskikışla kesimini işgal ve muhafaza ederek, Katrancı Vadisi doğusundaki düşman kıtalarının çekilme yollarını tamamıyla kesmiş bulunacaktır.

Artık son perde başlamak üzereydi. Son perde de rol alacak tümenler, dün gece yağmur altında bütün gece boyunca yorucu bir yürüyüşle yerlerini almıştı. Bugün yayınlanan emir, sanki yardımcı oyuncuların yapacaklarını açıklar nitelikte idi.


Malıköy Tren İstasyonu Müzesi

MUSTAFA KEMAL’DEN SON İNCELEMELER

Yunan Ordusu gelen keşif raporlarına göre bazı birliklerini Sakarya Nehri’nin batısına almış, bazılarını da Beylikköprü ile Kavuncu Köprüsü’ne yanaştırmak gayreti içindedir. Polatlı bölgesindeki birliklerini takviye etmekte çünkü burada hakim tepeler olan Duatepe ile Kartal Tepe’yi özellikle elde bulundurarak nehirden geçişi korumak istemektedir.

Mustafa Kemal Paşa, Zafer Tepe’deki gözetleme yerinden araziyi inceledikten sonra yarın ki taarruz için Albay Kâzım'a emirlerini verip, Fevzi ve İsmet Paşaları da açık otomobiline alarak trenine döndü. Yakındaki tren hattı üzerindeki yarda da gizlenmiş bir lokomotif ve iki vagondan ibaret bu tren, paşaların burada hem karargâhı hem de yatakhane ihtiyaçlarını karşılamaktaydı.

Türk tarafında bunlar yaşanırken Yunan komutanlar arasında ise anlaşmazlıklar yaşanmaktaydı. General Papoulas’la 2’nci Kolordu Komutanı Prens Andrew arasındaki anlaşmazlık, emirleri uygulamama derecesine varmıştı. Artık Yunan komutanlar, yapılacak hiçbir manevranın başarı getirmeyeceğini biliyordu. Tek dertleri, birliklerini bu uçsuz bucaksız Anadolu Bozkırı’nda imha olmadan daha güvenli bir bölgeye çekilmekti. Bunu yaparken de Yunanlıların öç alma ve vahşet duygularını yeniden arttırmıştı.


Savaştan günümüze kalan mevzi izleri

KÖYLERDE YUNAN BARBARLIĞI

Düşman gerilerinde harekâtta bulunan 2’nci Süvari Tümeni’miz bugün öğle üzeri Cephe Komutanlığı’na ulaşan, raporunda şunlar yazıyordu; “Cambaklı ve Şeyhahmetli köyleri, tamamen yakılmıştır. Bu arada yanmış cesetlere de rastlanmıştır.

35’inci Süvari Alayı’nın 9 Eylül 1921 saat 13.00 tarihli raporunda da şunlar vardı; “Aziziye'de (Emirdağ) düşman yoktur. Yunan askerlerinin bura halkına işkence yapmış oldukları ve yine burada ve civar köylerde halktan ileri gelenlerden biri ile on beş kadın ve erkeği öldürdükleri, çevredeki köy mahsullerinin yüzde yirmisini tamamıyla yaktıkları ve pek çok sayıda küçük ve büyük baş hayvanı sürüler halinde götürdükleri anlaşıldı.”

Bu cinayetler, bu barbarlıklar yeni değildi ki! İzmir'e çıktıkları günden beri başlamıştı ve ne zaman biteceği de belli değildi....

Kadim Koç
Polatlı Belediyesi Tarihi Alanlar Tanıtım Merkezi (POTA) Koordinatörü

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Güncel Haberleri