Sakarya Destanı’nda 3. gün (24 Ağustos 1921)

25 Ağustos gününe gelindiğinde Haymana bölgesinde Mangal Dağı kaybedilmiş, Polatlı batısında bulunan önemli bir engel olarak görülen Sakarya Nehri Yunanlılar tarafından geçilmiş ve buradaki hakim tepeler yavaş yavaş düşman eline geçmişti.

Güney kesimde Mangal Dağı’ndan sonra sıra Türbe Tepe muharebelerine gelmişti.

Göğüs göğüse kanlı çatışmalardan sonra Türbe Tepe, Yunanlıların eline geçti. Türbe Tepe’nin elden çıkması, asıl savaşların yapılacağı beklenen Türk sol kanadında çok tehlikeli bir boşluk yaratmış ve Türk savunmasının adeta temel direği çökmüştü. Cephe Komutanlığı, 2’nci ve 3’üncü Grup Komutanları’na, birlikte taarruza geçerek her ne pahasına olursa olsun Türbe Tepe’nin ele geçirilmesini emretti. Bir komutan düşünün ki emrindekilere “Her ne pahasına olursa olsun” diye emir verebiliyordu. Çünkü Türk insanı için Sakarya, son şanstı.

KAHRAMANLIĞI UNUTULMUŞ ALAY

Türbe Tepe ile birlikte yoğun çatışmaların yaşandığı diğer bir bölge de Polatlı batısındaki Beylikköprü’dür. Sakarya Meydan Muharebesi’nde bugün yaşanan bir kahramanlığı da sizlerle paylaşalım.

48’inci Alay, 1.Tabur, 1. Bölük Komutanı Yüzbaşı İsmail Naci Bey, Beylikköprü’de bugün şehit düşmüştü. Şehidin öğretmen olan torunu Murat Özden, büyük bir vefa örneği göstererek üç yıl süreyle dedesinin hayatını araştırdı. Bu topraklara defalarca gelip, bizlere ulaşıp bilgilerini paylaştığı için kendisine şükranlarımı sunuyorum. 48’inci Alay’ın Sakarya Savaşı’nda yaşadıkları, bize o yıllarda bu toprakların ne kadar büyük zorluk ve fedakarlıklarla savunulduğunu göstermektedir. 48’inci Alay, Sakarya Meydan Muharebesi’nde çok önemli görevler üstlenmiş ancak kahramanlıkları ve hikayesi unutulmuş bir alayımızdır.

KAHRAMAN 48’İNCİ ALAY

48’inci Alay, 9 Aralık 1920 tarihinde Pontus Rum çetelerine karşı Amasya'da kurulan 10 bin askerden oluşan Nurettin İbrahim Konyar (Sakallı Nurettin Paşa) önderliğinde Merkez Ordusu Komutanlığı’na bağlı, çoğunluğunu Çerkesler’in oluşturduğu bir alaydır. Bu alay, Balkanlar’daki çete savaşlarında, daha sonra doğu cephesinde Ermeni isyanlarında ve yerel isyanlarda önemli görevler yapmıştı. Bu alayın komutanları, Kurmay Binbaşı Hasan Tahsin (Beştepe) ve Yüzbaşı İsmail Naci’dir. Mustafa Kemal'in Havza'da görüşmesi sonrası Osman ağa (Topal Osman) önderliğindeki gönüllülerden oluşan 47’nci Alay’ın düzenli orduya dönüşmesinde, bu birliğe eğitim veren komutanlardı.


Sakarya 12. Grup Şehitliği

Sakarya Savaşı’nın hazırlıkları olanca hızıyla sürerken Merkez Ordusu’na bağlı 47’nci, 48’inci ve 49’uncu Alaylar da Samsun-Amasya-Tokat-Sivas civarındaki yerel isyanlar ve Rum Pontus çetelerine karşı amansız bir mücadele veriyordu. Mustafa Kemal, Koçgiri İsyanı’nın çok sert bastırılmasından dolayı TBMM’de bazı vekiller tarafından ağır eleştirilen Sakallı Nurettin Paşa'ya Sakarya Savaşı’nda görev vermemiş ve bulunduğu yerde kalmasını emretmişti. Buna rağmen Nurettin Paşa'nın emrindeki 47, 48 ve 49’uncu Alayların hücum taburlarının başarılarını çok iyi bilen Mustafa Kemal, bu üç alayın ısrarla Sakarya cephe hattına gönderilmesini istedi.

412 KİŞİLİK KORKULAN ALAY

Ancak ilk etapta 47’nci Gönüllü Alayı cepheye yollandı. Diğer iki alayın gelmediğini gören Mustafa Kemal, 48’inci ve 49’uncu Alayları oluşturan hücum taburlarının süratle gönderilmesini ister. Bu alayların gelmesiyle ilgili on iki telgraf yazar. Oysa ki bu kadar ısrarla çağrılan alayın toplamı 27 subay, 385 neferden oluşmaktadır. Cephe hattında on binlerce asker olmasına rağmen bu dört yüz kişiye verilen önem, telgraflarda çok açık görülmektedir. Sonunda 20 Ağustos 1921’de, 48’inci ve 49’uncu Alay Amasya'dan cephe hattına intikal eder. Mustafa Kemal Paşa cepheye gelen bu birlikleri bizzat ziyaret eder ve görüşür. Mustafa Kemal, bu iki alayın intikalinden dolayı Refet Paşa’ya teşekkür telgrafı çeker.

Özellikle 48’inci Alay, Yunan saldırılarının yoğun olacağı ve stratejik önemi çok fazla olan Beştepeler-Beylikköprü mevkiinde, 12’nci Grup emrindeki Albay Deli Halit komutasına verilir. 48’inci Alay, bu birliğe bağlı olmasına rağmen çeviklik, hücum ve baskın özelliklerinden dolayı hep bağımsız hareket edecektir.

23 Ağustos 1921’de muharebelerin başlamasıyla 48’inci Alay düşman hatlarına baskın niteliğinde akınlar yapmaya başlar. En kuvvetli çarpışmalar 24/25 Ağustos günlerinde Beylikköprü tren istasyonu civarında olur.

TBMM KAYITLARINA GİREN ŞEHİT YÜZBAŞI

25 Ağustos günü 48’inci Alayın 1’inci Hücum Taburu, Tırnaksız (Sakarya köyü) istikametinden Beyliköprü’ye doğru tekrar akınlara başlar. Kendilerinden sayıca üstün Yunan birliklerine ağır kayıplar verdirir ancak kendileri de çok kayıp verir. 25 Ağustos 1921 günü 48’inci Alay Birinci Bölük Kumandanı Yüzbaşı İsmail Naci, Takım Kumandanları Üsteğmen Mehmet Halit ve Teğmen Hüseyin Hüsnü başta olmak üzere bölüğün çoğunluğu Beylikköprü (Bebi köyü) savunmasında şehit düşer. Jandarma Yüzbaşı İsmail Naci, aynı zamanda Sakarya Savaşı’nda şehit düşen en yüksek rütbeli jandarma subayıdır. 48’inci Alay kahramanlarından Jandarma Kd. Yüzbaşı İsmail Naci'nin şehit düştüğü o gün, daha sonra TBMM kayıtlarına, tarihe not düşercesine şöyle geçecektir:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Müdâfa’a-ı Milliye Vekâleti/Ankara/Muâmelât-ı Zâtıyye- 25/6/338

Türkiye Büyük Millet Meclisi İcrâ Vekilleri Hey’eti Riyâset-i Celîlesine

Mülğâ 48’inci A. 1’inci Tb. 1’inci Bl. Kumandanı olup 25 Ağustos 1337 tarihinde Beylikköprü civârında Sivritepe’de düşmanın her tarafdan cehennemî ateşi altında fedâkârâne harb etmiş ve düşmanın fâik kuvvetleriyle icrâ eylediği taarruzda fevk’el-âde kahramanlık ibrazıyla ihrâz-ı rütbe-i şehâdet eylemiş olan Yüzbaşı Bafra’lı Naci Efendi Bin Hacı Ömer Efendi’nin (443 Jandarma) iş bu hıdemât-ı cansiperânesine mebnî ailesine mâ-fevk rütbe üzerinden maaş tahsîsi müteselsil âmirleri tarafından inhâ ve teklîf edilmiş olmağla tasvîb buyurulduğu takdirde melfûf kararnâmenin bi’l-imzâ iâdesine müsâ’ade-i celîleleri ma’rûzdur ...Müdâfa’a-ı Milliyye Vekîli.

ALAY ADETA YOK OLUR

Savaşın devam eden günlerinde alayın 2’nci Hücum Taburu da ağır kayıplar verir ve 28 Ağustos 1921 günü 48’inci Alay İkinci Kumandanı Kurmay Binbaşı Hasan Tahsin (Beştepe) de şehit olur. 27 subay ve 385 neferden oluşan 48’inci Alay’dan geriye bir elin parmakları kadar ağır yaralı gaziler kalır. Sembolik olarak 48’inci Alay Kumandanlığı görevi Yarbay Ali Rıza Bey’e verilir. Savaşın bitmesinden bir gün sonra, 14 Eylül 1921’de çok sayıda şehit vererek adeta yok olan 48’inci Alay, Mustafa Kemal'in emriyle sancağına madalya takılarak lağvedilir ve kalan birkaç nefer, başka birliklere kaydırılır. Unutmamak ve unutturulmamak dilekleriyle ruhları şad olsun.

Kadim Koç
Polatlı Belediyesi Tarihi Alanlar Tanıtım Merkezi (POTA) Koordinatörü

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Güncel Haberleri