ÖZEL HABER: AYBALA ALMİNA MELEK
Hazırlıkları 2011 yılında başlayan Su Kanunu Taslağı, aradan geçen 13 yıla rağmen yasalaşamazken suyun ulusal, havza ve il düzeyinde yönetimini düzenleyecek kurulların çalışma esaslarını belirleyen yönetmelik Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi.
ULUSAL SU KURULU’NDA KİMLER VAR?
Yönetmelik kapsamında, Tarım ve Orman Bakanı başkanlığında kurulan Ulusal Su Kurulu, 17 üyeden oluşuyor. Kurulda 11 Bakan Yardımcısı, Strateji ve Bütçe Başkanı, TÜBİTAK, Türkiye Belediyeler Birliği, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ve Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) başkanları yer alıyor. Kurul, su kaynaklarının sürdürülebilir yönetimine ilişkin kısa ve uzun vadeli planlar oluşturmak, su arzı ve güvenliğiyle ilgili politikalar geliştirmek alanlarında görevler üstleniyor.
YERALTI SULARI KANUNU 1926’DAN BERİ DEĞİŞMEDİ
Türkiye'de su yönetimine ilişkin yürürlükte olan bazı yasalar bulunsa da bu alandaki son kapsamlı düzenleme 1926 yılında çıkarılan Sular Hakkında Kanun ile yapılmıştı. Su Kanunu Taslağı, su yönetiminin bütünsel ve etkin bir şekilde gerçekleştirilmesi amacıyla hazırlanmış olmasına rağmen taslağın yasalaşması için gerekli adımlar atılamadı. Su Politikaları Derneği Başkanı Yıldız, bu yasal boşluğun sürdürülebilir su yönetimi için büyük bir engel teşkil ettiğini belirtti.
SU KURULLARI: HAVZA VE İL ÖLÇEĞİNDE YÖNETİM
Yeni yönetmelikle her havzada ve ilde su kurulları kurulacak. 25 havzada oluşturulacak su kurulları, koordinatör valiler tarafından yönetilecek. Havza su kurulları, havza ölçekli yönetim planlarının oluşturulması ve uygulanmasını takip edecek. İl su kurulları ise vali başkanlığında yılda en az bir kez toplanarak içme ve kullanma suyu güvenliği, su verimliliği ve havza koruma planlarına katkıda bulunacak.
KURUMSAL YAPIDAKİ ZAYIFLIKLAR GİDERİLMELİ
Yıldız, Türkiye'deki mevcut su yönetim sisteminin çok başlı ve parçalı bir yapıya sahip olduğuna, kurumlar arası koordinasyonun zayıf kaldığına dikkat çekti. Özellikle DSİ Genel Müdürlüğü ile Su Yönetimi Genel Müdürlüğü arasındaki yetki çakışmalarının giderilmesi gerektiğini vurgulayan Yıldız, bu çakışmaların su yönetiminin etkinliğini olumsuz etkilediğini belirtti.
Su kaynaklarının korunması ile ilgili toplumsal farkındalığın yeterli olmadığına vurgu yapan Yıldız, "Kurumlar arası koordinasyon zayıftır. 30 kanun ve ikincil düzenlemeden oluşan su mevzuatının sadeleştirilmesi gereklidir. Uzun zamandır hazırlığı yapılan Su Kanunu Taslağı TBMM’den hala geçirilememiştir. Türkiye’nin su kaynakları geliştirilmesi ve su hizmetleri yönetimi için uygun bir finansman modeline ihtiyaç vardır Ayrıca 2019 yılında yayınlanan Ulusal Su Planında belirtildiği gibi Türkiye’nin su politikalarını etkin bir şekilde havza ölçeğinde uygulamaya geçirecek güçlü, etkili bir kurumsal altyapı ihtiyacı da vardır. Yeni su kurulları su yönetiminin havza ölçeğinde entegre olarak yönetilmesi konusunda yetersiz kalacaktır. Ayrıca ilgili kurumlar arasındaki yetki ve sorumluluk karmaşasının sürmesi havza ölçeğinde su yönetiminden istenilen sonucun elde edilmesini engelleyecektir." dedi.