HABER: AYBALA ALMİNA MELEK
Türkiye'deki sulak alanların önemi giderek artıyor. Tarım ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğünün verilerine göre, Türkiye'de 6 bin 757 sulak alan bulunuyor. Sulak alanların 3 bin 620'si doğal, 3 bin 137'si ise yapay sulak alanlardan oluşuyor. Sulak alanlar toplamda 1 milyon 653 bin 651 hektarlık bir alanı kapsıyor.
Yapay sulak alanlar, sadece doğal yaşamı desteklemekle kalmıyor, aynı zamanda suyun kirliliğe karşı filtrelenmesi gibi önemli ekosistem hizmetleri de sağlıyor. Bu alanlar, su kuşları, balıklar ve diğer vahşi yaşam türleri için zengin bir yaşam alanı oluşturarak biyolojik çeşitliliği artırıyor. Ayrıca, yakınlarındaki doğal sulak alanları zenginleştirme amacıyla da kullanılabiliyorlar.
YERALTI SUYUNDAN DENİZ EKOSİSTEMİNE KADAR ÜSTLENİLEN ÖNEMLİ ROL
Yapay sulak alanlar, sadece doğal yaşamı korumakla kalmayıp aynı zamanda insanlar için de faydalı oluyor. Özellikle su filtreleme işlevleri, suyun kalitesini artırarak hem insanların hem de diğer canlıların yaşam alanlarını koruyor.
Yapay sulak alanlar, yeraltı suyunun yeniden doldurulmasında da önemli bir rol oynuyor. Uzmanlar, yapay sulak alanların, yağmur sularını toplama ve depolama, sulama ve içme suyu ihtiyaçlarını karşılamak için kritik öneme sahip olduğunu belirtiyor. Aynı zamanda, bu sulak alanlar, toprak erozyonunu azaltarak kıyı hatlarını korur ve sel riskini en aza indirir.
Denizlerin kirliliğiyle mücadelede de yapay sulak alanlar büyük bir potansiyel olarak ön plana çıkıyor. Doğal filtrasyon süreçlerini taklit ederek, atık suların temizlenmesine yardımcı olurken ayrıca, çeşitli deniz canlılarının yaşam alanları olarak hizmet ederek deniz ekosisteminin korunmasında da önemli bir faktör oluyor.