Atatürk Üniversitesi Deprem Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Çağlar Özer, ülkenin her noktasında depremle karşılaşma ihtimalinin bulunduğuna dikkati çekti.
Yeni yerleşime açılacak alanlarda deprem riskini azaltmak için zemin parametrelerine önem verilmesi gerektiğini ve ilgili zemine uygun inşaların yapılması gerektiğini belirten Özer, “Ülkenin neresinde, hangi bölgesinde yaşarsak yaşayalım, depremle karşılaşmamız muhtemel.” dedi.
TÜRKİYE'DE 500'ÜN ÜZERİNDE DİRİ FAY VAR!
Özer, deprem ülkesi Türkiye'de Maden Teknik ve Genel Müdürlüğünce aktif olduğu haritalanmış, raporlanmış 500'ün üzerinde diri fay olduğunu ifade etti.
Her bir diri fayın deprem üretme potansiyeline sahip olduğunu vurgulayan Özer, özellikle afete dirençli kentler tasarlanması gerektiğine işaret etti.
Özer, aktif fayların deprem üretme potansiyeline sahip olduğunu belirtti.
Ege Bölgesi'nde de açılma rejimine bağlı irili ufaklı birçok fay olduğunu belirten Özer, "Bu sebeple yeni yerleşime açılacak alanlarda deprem riskini azaltmak için zemin parametrelerine önem verilmeli ve ilgili zemine uygun yapılar inşa edilmeli." dedi.
“DEPREME KARŞI ZEMİN-YAPI İLİŞKİSİNİN KURGULANDIĞI YAPILAR TASARLAMALIYIZ”
6 Şubat Kahramanmaraş depremlerinde deprem zemin yapı ilişkisinin çok önemli olduğunu belirten Özer, “Yapınız sağlam, zemin kötüyse ya da tam tersi ise yine binanızın hasar alması, can ve mal kaybı yaşanması muhtemel. Dolayısıyla depreme karşı zemin-yapı ilişkisinin kurgulandığı yapılar tasarlamalıyız." dedi.
Deprem Araştırma Merkezi Müdürlüğü olarak Kahramanmaraş'taki depremlerden sonra farklı kurumlarla Malatya'da çalıştıklarını belirten Özer, kentteki depremden önce bölgede sismik boşlukların bilindiğini aktardı.