Bazı teorilere göre, bu kıvrım insanların gözlerini yoğun kar tabakasının göz kamaştıran ışığından korumak için bir çeşit kar gözlüğü gibi gelişti. Eskimolar için bu doğru olabilir ancak Uzak Doğu’da hiç kar yağmaz.
Burada devreye, bilim insanlarının, çekik gözlü insanların atalarının son buzul çağında Sibirya’dan güneye indiklerini kanıtlaması girer. İklim koşullarından dolayı atalarından kalan miras sadece çekik göz değil. Burunları da rüzgara karşı korunmak için küçük olur. Burun delikleri ise soğuğu engellemek için daralır.
Tüm bunlarla beraber ciltleri de soğuktan korunmak için oldukça yağlı olur. Özellikle göz kapakları yağlı olması ise daha sarkık durmasına neden olur. Bu oluşum gözü ve iç tabakalarını kara ve buza karşı koruyor.